2.sezon /17.bölüm
Uyanmak istemiyordu. Ama annesinin sesini tepesinde duyduğundan beridir gözleri kapalı homurdanıyordu. Ağlamaktan şişmişti ve acıyorlardı. Ne olurdu sanki uyumasına izin verse diye düşünüp duruyordu.
“hadi bebeğim” diyen annesine “of ya ben gidiyorum!”diyerek çıkışmış ve yastığından ayrılarak yarı uykulu bir şekilde evden dışarıya çıkmıştı. Mutfak kapısından içeriye girdiğinde Talu teyzesini gördüğünde “hıh!”yaparak merdivenlere yönelmişti. Odasının önüne geldiğinde kapıyı açıp içeri girdi ve gözlerini iyice açtı. Perdeler sonuna kadar kapalıydı ve tam bir uyku havası hakimdi. Nefese bakarak ne kadar şanslı diye düşündü ve gülümseyerek nefesi dürtmeye başladı.
Senem “nefes?”
Nefes “hıı?”
Senem gözlerini ovalayarak “yana kay!” dedi. Nefes ileri ileri giderek yorganını araladı ve senem hemen yanına ilişti. Cenin pozisyonunda kıvrılıp nefesin yanına girdiğinde nefes elini senemin beline koydu.. “ağladın mı sen?”dedi.
Senem “hı hı.”dedi.. “ya sen?”
Nefes “bende ağladım.”dedikten sonra beraber tekrar uykuya daldılar. Aşağıda ise Talu ve Altuğ birbirleriyle konuşmaktaydılar.
Talu “ay inanmıyorum. Ee mert ne diyor?”
Altuğ “ne desin yavrum. Kız evi naz evi derler ya. Bu kızının nazlanmayacağını bildiğinden kendisi nazlanıyor hödük.”dedi gülerek.
Talu “ee o zaman istemeye gidecek miyiz?”
Altuğ “dur bakalım. O işler artık bizim zamanımızdaki gibi değil hayatım. Önce bizim oğlan bir niyetini belli etsin,ondan sonra bakarız.”
Talu heyecanlanarak “ay inanmıyorum. Şimdi bu ikisi aman yarabbim.”diyerek gülmeye başladığında duraksadı ve “ee altuğ biz düğünü nerde yapacağız?”diye sordu.
Altuğ Bey,arkasına yaslandığında karısının düğün işlerine girişimine hayretle bakakaldı. “hayatım”dedi kahvesinden bir yudum alarak “henüz bir şey yok ortada. Ama trablusta yapamayız orası kesin”dediğinde talu yüzünü astı ve “hemen yüzünü asma ya. Mert’in memleketi olur. Şam’da da yapılabilir. Buradan gelecekler için bir organizasyon şirketi düzenler orada da yapabiliriz.”dediğinde talu “yada Fas’ta..”dedi..
Altuğ bunun üzerine derin bir nefes aldı ve “tamam önce bir bakalım neler oluyor? Olacak! Ondan sonra hem Şam da hem Fas’ta yaparız düğünü. Oldu mu?”dedi.
Talu “tamam”dediğinde gülüyordu. Altuğ,bunun üzerine “aslında hazır sen bu kadar heyecanlanmışken bir düğünde biz yapalım ne dersin?”dediğinde karısının yanakları al al oldu. “alacağın olsun Altuğ! İnanmıyorum sana ya.”dediğinde sinirle gülüyordu genç kadın. Altuğ yerinden kalkıp “şöyle binerim atıma alırım sırtıma seni,tırıs tırıs gideriz. He,olmaz mı?”dediğinde kahkahalarla gülüyordu genç adam. Karısının alnından öperek “ben çıkıyorum. Akşama görüşürüz.”dediğinde hala karısının al al yanaklarına bakıp gülüyordu.
***
“ebru!”
“ya sen böyle yaptığın zaman ben sana ayak uyduramıyorum ki”diyordu genç kız. Genç adam bunalmıştı artık. Yani kaç senedir birliktelerdi ve hala ebru kendisinden kaçıyordu. Sabrının sonuna geldiğini anlıyordu Anıl.
Elinden bir kaza çıkmaması içinde kendisini zorluyordu. Derin derin nefes alarak “güzelim! Hayatımın aşkı! Ya neye ayak uyduramıyorsun? Sen benimle görüşemiyorsun diye ben iş saatlerimden kısmadım mı? kıstım? Yalnız kalmak istiyoruz diye ayrı eve çıkmadım mı? çıktım? Eeee,daha ne istiyorsun ebru ya?!”diye bağırdığında sinirle kalkıp iniyordu göğsü.. ebru,ağlamaklı bir ifade ile “yok bir şey! Tamam mı? yok!”diyip çantasını alıp çıktığında genç adam şaşkınlıkla bakakaldı arkasından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER ( ESMER SERİSİ -3)
Teen FictionOnları bir araya getiren bir kader vardı ortada... Ağlatan... Nefret ettiren... Acı çektiren ve güldüren... Ne olursa olsun bir arada kalmalarını sağlayan bir kader... Esmer'di onlar... Sonsuza dek öyle kalacak, kim ne derse desin hep birlikte olaca...