-37.bölüm-
Senem
Seni seviyorum poyraz! Seni çok seviyorum! Zaman dursa evler apartmanlar yerle bir olsa sadece sana koşmam gerekse başaramayacağımı da bilsem sadece bir kez bir kerecik sana dokunabilmek için senden beni sevdiğini duyabilmek için canım pahasına da olsa sana koşardım. Sımsıkı sarılır,şimdi olduğundan daha çok sokulurdum sana! Daha çok gömerdim yüzümü sert göğsüne! Korkmazdım bu kadar beni itekleyecek olmandan! Tamam,kabulüm. Sana izin veriyorum. Git istediğin kızla çık. İstediğini yap! Ama sevme! Ne olur sevme Poyraz! Sen sadece beni sev! Kalbin benim için atsın! Gözlerin benim için baksın! Dudakların benim için aralansın! Nefes almanın bile sebebi ben olayım sadece! Ben nasıl seni kendi içime hapsettiysem,her şeyim senken sen de aynısını yap! Yaşa! Öpme onları! Dokunma! Ne olur Poyraz daha fazla kırma kolumu kanadımı! Canımı yakma!
****
Sabah olduğunda kızlar sınava yetişebilmek için,resmen birbirleriyle yarışıyordu. Okula koşar adım giden kızlar çocuklara selam verip kaymadan sınıflarına girmişlerdi. Serap ve Ayşegül “nerede kaldınız ya?!” diye sitem edince Nefes çantasını boynundan çıkarıp “off çemkirme sabah sabah ya! Geldik işte! Ne oldu ?”
Serap “ne mi oldu? Ne mi oldu? Sınav var kızım bugün hem de iki tane!”
Nefes “eee?”
Serap “ayy! Sıkıcam ümüğünü şimdi ha! Bugün Fransızca ve İngilizce sınavımız yok mu?”
Senem “var.”
Ayşegül “biz İngilizceyi hallettik de,Fransızca da sorun yaşıyoruz!”
Nefes gülerek “hey allahım ya!” diyerek tahtanın önüne geçmiş ve galiba dönerek “galip kapıyı kapatır mısın lütfen? Sınav başlayana kadar GTT yapacağız!” dedi otoriter bir sesle.
Eline aldığı tebeşirle Fransızcanın önemli olan noktalarını anlatmaya başlamıştı. Hoca içeri girdiğinde Nefese gülümseyerek “ooo hocam formundasınız bugün yine.” Diyerek nefesin omzuna dokunmuş ve nefes tahtayı silecekken “ah,silme tatlım. Kalsın lütfen.” Diyerek tolerans tanımıştı.
Serap ve Ayşegül birbirlerine bakıp gülümserken,nefes ve senem iş adamları gibi ellerini sıkıp “başarılar!” demiş ve derin birer nefes alıp sınavın başlamasını beklemişlerdi.
Kağıtlar dağıtıldığında soruların test olduğunu gören sınıf önce itiraz ettiyse de sonradan kuzu kuzu yapmaya başlamışlardı. Sınavdan ilk çıkan Nefes ve Didem olmuştu.
Serap homurdanarak “tabi sizin tuzunuz kuru!” demiş ve önüne dönmüştü.
Nefes ise Dideme bir şeyler anlatmakla meşguldü.
Nefes “senin Tedaş’ta çalışan arkadaşının babası bana yardım edebilir mi?”
Didem “edebilri tabi de… konu ne ? senin tedaşla ne işin var?”
Nefes “istanbulun elektiriğini kesmeyi düşünüyorum. Bir adres vereceğim ve o adreste o gün içerisinde elektrikler olmayacak.”dedi..
Didem “gene ne planlıyorsun sen ya?!”
Nefes “sana ne ya! Yardım edecek misin etmeyecek misin?”
Didem gülerek “ruhsuz prenses ne olacak! Senem&Poyraz için değil mi?” demiş ve “oldu bil!” diyerek Nefese gülümsemişti.
Nefes ellerini ovuşturarak “güzellll! Şimdi sırada evin eksiklerini tamamlamaya geldi ama ben karşıya geçemem”
Didem “ben giderim. Tabi sen de istersen.”
Nefes “sana daha önce senden hoşlandığımı söylemiş miydim?” dedi gülümseyerek.
Didem “şey nefes,ensest ilişkilere karşı değil şekerim ama bunu herkesin içinde yapmasak olmaz mı?”demişti imalı bir şekilde..
Nefes “anlamadım?”
Didem “haha,manyak ya! Şaka kızım!”
Nefes “cins misin sen ya! Neyse sınıf boşaldığında evin anahtarını veririm. Zaten adresi biliyorsun.”
Didem “biliyorum” demiş ve kol kola yürürlerken duraksamak zorunda kalmışlardı.
Nefes “ne oldu?”
Didem “kaşar alarmı?”
Nefes,anında başını kaldırıp baktığında ezginin okula döndüğünü gördü. Ezgi tam karşısında durmuş nefese bakarken nefes onu tepeden tırnağa süzmüş ve dideme bakıp “keşke biraz daha yontsaymışım be.” Diyerek ezginin önünden geçip kantine inmişlerdi.
****
Senem de diğerleri ile birlikte sınıftan çıkarken Yusuf ile karşılaşmış ve gülümseyerek onunla birlikte aşağıya inmeye başlamışlardı. İkinci katın koridorunda Poyraz ile karşılaşan Senem,korku ile bu iki çocuğa bakmış ama Poyrazın bir şey demeden geçip gitmesi ile hem rahatlamış hem de üzülmüştü. Yağızın da aralarına katılması ile nefeslerin bulunduğu masaya doğru ilerleyen senem ve Yusuf,masada bulunanlara selam vermiş ve içecek alıp geri dönmeleriyle sohbete başlamışlardı. Daha çok konuşan yusuftu. Senemin de ilgisini çekerek kahkahalarla eşlik etmeye başlamıştı. Nefes izin isteyerek yanlarından ayrıldığında yağız da peşinden gitmişti.
Yağız “nefes?”
Nefes “evet?”
Yağız “şey Cuma günü ne yapıyorsun?”
Nefes “doluyum.” Dedi umarsızca sonra duraksayıp ama “Pazar günü iki saatlik dışarı çıkma iznim var. Beyazıta gidip kitap almayı düşünüyorum. Eğer uyarsa..”
Yağız gülümseyerek ağzı kulaklarında “olur tabi. Saat kaçta?”
Nefes “saati ben sana söylerim. Senem’den numaramı iste sana versin. Mesaj atar tekrar sorarsın ben de yanıtlarım. Şimdi gitmem gerek” diyerek merdivenleri çıkmaya başlamıştı. Yağız aptal aşıklar gibi masaya döndüğünde herkesin alay konusu olmuş ve “kesin be.”demesine rağmen kimseyi susturamamıştı.
Nefes abisinin bulunduğu sınıfa geldiğinde Ezgiye bakmayarak sıranın üzerine oturmuş ve elindekileri teker teker fırlatmıştı. Sıra abisine geldiğinde saçından çekip kendisine bakmaya zorlamış ve öperek “seninle yürüyelim mi biraz ağabeycim?” diyerek poyrazı yerinden kaldırmıştı. Poyraz mantosunu giyerek elini nefesin omzuna atmış bir şekilde bahçede yürümeye başlamışlardı.
Nefes sonunda dayanamayıp “of,dayanamıyorum bu kadar üzülmene ya. Ne olur konuş benimle abi.” Demişti ağlamaklı bir sesle.
Poyraz nefese bakıp “zor tabi benim için ama aşamayacağım bir durum yok görünürde prensesim. Üzülme sakın. Baş edemeyecek bir şey olsa emin ol senden yardım isterim zaten.”
Nefes “öyle olsun.” Dedi..
Poyraz “nefes?”
Nefes “efendim?”
“senemle benden ne kadar sıklıkla konuşuyorsunuz?”
Nefes “ohooo,üç dakikada bir sen varsın her cümlenin içinde neden sordun?”
Poyraz gülümseyerek “hiç”
“emin misin abi?”
Poyraz “bence sen gereken cevabı zaten biliyorsun cadıcığım.”diyerek alnına bir öpücük kondurdu nefesin.
****
Sınıfa girdiklerinde Senem,Nefesin yanına geçip başını omzuna koymuş ve müzik dinliyordu.Nefes ise elinde kalemle deftere bir şeyler karalıyordu. Kızlar sınıfa girdiklerinde “eee bu akşam ne yapaıyorsunuz?”
Senem “önce akşam yemeği sonra ödevler ondan sonra uykuuuu.” Demişti..
Serap “valla bugün seymen var onu izleyeceğim.” Dedi..
Senem “o ne be?”
Serap “yuh! Bilmediğini söyleme bana!”
Senem “bilmiyorum”
Serap “dünyadan seneme. Kızım frekanslarını bir ara ayarlat lan. Asmalı konak yani. Öyle bir dizi var. Ah ah,Seymenim kara kaşlım ateşli serserim benim.” Diyerek iç geçirmişti. Merve hocanın sınıfa girmesiyle ayağa kalkan sınıf oturun işareti ile yerlerine geçmişlerdi.
Merve hoca “çocuklar yarın sınavınız yok haberiniz olsun!” diyince nefes başını kaldırıp “neden hocam?” diye sormuştu.
Merve hoca gülümseyerek “sorularda değişiklik yapacağım hem sizin içinde iyi olmuş olur. En azından dinlenirsiniz.” Diyerek sınıfın alkışlarına gülmüştü.
****
Doruk koridorda yürürken elini Ezgi’nin saçlarına dolayıp onu duvara yapıştırmış ve burun buruna gelip “ne haber güzelim?!” demişti sinirli bir sesle..
Ezgi çırpınarak “ya bırak! Doruk bırak dedim!” diye bağırmaya başlamıştı..
Doruk “kes sesini! Açıkçası senin kapasitende bir kız için fazla içten pazarlıklı biri çıktın! Seneme yaptıklarını unutmadım! Eğer bir daha aynı şey tekrarlanacak olursa….”
Ezgi’nin bileğini içe doğru bükerek gözlerinin içine bakmış “olursaaaaaaaa..”
Ezgi “ahhhh,ya tamam olmayacak. Yemin ediyorum. Olmayacak! Ölüm çıksın!” demişti yalvararak..
Doruk gülerek “aferin sana! Ama zaten öyle bir şey olacak olursa ölümlerin en kötüsünü yaşatırım sana haberin olsun!” demiş ve ezginin kolunu tek hamlede çatlatarak arkasını dönüp gitmişti.
Sınıfa girdiğinde poyraz başını kaldırıp “ne oldu?”
Doruk “yok bir şey”
Poyraz “rahat dursan iyi edersin kardeşim sorun istemiyorum! Neymiş?”
Doruk homurdanarak “sorun istemiyormuşsun.”
Poyraz gülerek “aferin kardeşime.”
Doruk “hııı aferin bana. Somurtuk Enik.!”
**
Son ders zili çaldığında Nefes dideme yapacakları şeyleri anlatıyordu.senem arkalarında Yusuf ile geliyordu. Arabaya doğru geldiklerinde senem bakışlarını arkası onları dönük olan poyrazdan kaçırarak yusufa döndü ve “yarın görüşürüz” diyerek arkasını dönmüştü ama yusufun bileğinden tutup kendine çevirmesi ile poyrazın onlara dönmesi bir olmuştu. Doruk arabanın koltuğuna yaslanmış ağzında kürdan ile oynarken anıla dönüp “canım dayak atmak istiyor.” Diye söyleniyordu.
Yusuf “hemen eve gitmek zorunda mısın?biraz dolaşabiliriz.”
Senem “şeyy.. evden izin almadım ki..”
Yusuf gülerek “hah,arar söyleriz.” Demiş ama poyrazın buz gibi sesiyle senem yerinden sıçramıştı.
Poyraz “esmer! Arabaya! Hemen!”
Senem yutkunup başını sallamış ve yusufa görüşürüz diyerek arabaya binmişti. Yusuf ise poyraza baktığında poyraz ona bakmadan “onunla çıkıyor olmana ses çıkarmıyorum diye aslı var zannetme! Okulda eyvallah ama dışarıda olmaz!” dedi..
Yusuf “iyi de!”
Poyraz tek kaşını havaya kaldırarak derin bir nefes aldı ve yusufa bakarak “seninle iyi geçinmeye çalışıyorum ama zorlama! Anladın mı? şimdi ikile!” diyerek arabaya bindi.
Senem başını nefesin omzuna koymuş elini sıkıyordu. Nefes ise yarın için ikisine hazırladığı sürprizle içinden gülüyordu.
Eve geldiklerinde çocukların hepsi koşarak içeri geçmişler ve talu’nun gülüşlerine aldırmadan mutfapa girip kendilerine sıcak çikolata almışlardı. Nefes camın önünde oturmuş dışarıyı izlerken poyraz gelip elini omzuna atmış ve “neyin var ağabeycim?” diye sormuştu.
Nefes “biraz ağrım var. Yarın doktorumla randevum var. Öyle değil mi anne?” diye sormuştu.
Talu “evet bebeğim.” Diyerek cevap verince nefes poyraza dönüp “gördün mü? Dünya benim için hiç de adil davranmıyor.” Demişti sesindeki kırılganlığı belli ederek..
Akşam yemeğine oturduklarında senem ve poyrazın telefonuna ayrı ayrı numaralardan mesajlar gelmiş ve her ikisi de aynı anda “yarın benim karşı’ya gitmem gerek!” diye söylenince birbirlerine bakarak;
Poyraz ve senem “neden?”
Poyraz ve senem “sen de mi?”
Senem ve poyraz “ne için?”
Doruk “ne oluyorsunuz be! Bir durun! Şimdi ikinizde yarın karşıya mı geçeceksiniz? İyi de neden?”
Poyraz “benim eve uğramam gerekiyor.”
Senem “ben de bir şey sipariş etmiştim onu almalıyım.”
Dağhan “e okul.”
Senem “devamsızlığımız yok zaten. En azından benim yok! Bir günden bir şey olmaz.” Demişti..
Poyraz “benimde öyle. Tamam yarın beraber gideriz o zaman.”
Senem “tamam.”
Nefes ,gülümsemesini bastırmaya çalışırken doruk masanın altından nefese vurmuş ve nefesin kendisine bakmasını ne oluyoruz? Diyerek cevaplamıştı.
Nefes “sanane?”
Doruk gülerek “sen görürsün.”
****
Gece boyunca telefonda didem ve kızlarla telefon trafiği yaşayan nefes her şeyin tamam olduğunu varsayarak rahat bir uyku çekmek için yatağına girmişti. Sabah kesinlikle mükemmel olacaktı her şey!
Abisi ve senemin gittiğini duyan nefes yataktan kalkmadan didemi aramış ve abisi ile senemin evden çıktığını söyleyerek operasyona başlamalarını istemişti.
Yüzünü yıkayıp aynadaki aksine bakan nefes “başlıyoruz!” demiş ve paltosunu alıp evden koşarak çıkmıştı..
****
Senem ve Poyraz arabada sessiz sedasız giderlerken olabildiğince birbirleri ile konuşmamaya çalışıyorlardı. Çamlıca’daki eve geldiklerinde koşarak bahçeye girmişlerdi. Senem titreyerek “ııııı,dondum ya…” demişti..
Poyraz “biraz sabret içeriye girince üşümen biraz sonra geçer.” Demişti. Poyraz içeri girdiğinde senem dışarıdaki işini halledip geleceğini o gelene kadar beklemesini söylemişti. Poyraz tamam diyerek kilere inmiş ve senem de evden çıkarak nefesin hazırladığı kusursuz plana uygun adımlarla ilerlemeye başlamıştı.
Didem ve Ayşegül çamlıca da senem ve poyrazı takip ederlerken serap da okulda nefese rapor veriyordu.
Ayşegül evin önündeki arabaya yaklaşıp arabanın motoruyla uğraşmış ve gülerek didemin yanına geri dönmüştü. Senem ise iki saat sonra eve gelerek ellerindeki poşeti göstermişti. “ben hazırım hadi artık gidelim!” diyerek poyrazı beklemeye başlamıştı.
Poyraz paltosunu giyip senem ile evden çıkmıştı. Kapıyı kilitleyip arabaya binmişlerdi. Arabanın çalışmasını bekleyen senem motordan garip gurup sesler gelince poyraza dönüp “sorun ne?” diye sormuş ve poyrazın “sanırım benzin bitmiş!” demesiyle gözlerini iri iri açmıştı.
Senem “ne demek bitmiş? Nasıl biter ya?!” diyerek arabadan inmişti. Poyraz da onunla birlikte inince senemi susturmaya çalışmış ama başarılı olamamıştı. Kış olduğundan hava erken kararıyordu ve senem bundan hiç memnun olmamıştı.
Eve doğru yürürken “ne yani arabaya binmeyi biliyorsun ama benzin almayı akıl edemiyor musun sen?!”
Poyraz “esmer!” demişti gülümsemesini bastırmaya çalışarak.
Poyraz kapıyı açar açmaz içeri giren senem poyraza dönüp “bari şömineyi filan yak! Dondum burada!” demiş ve eli prizlere gidip ışıkları açmıştı. Poyraz la birbirlerine bakan senem,ışıkların aniden gitmesi ile yerlerinde sıçramışlardı.
Poyraz “yok artık!”
Senem “bana elektiriklerin gittiğini söylemiyorsun değil mi?”
Poyraz “görünen o ki öyle!”
Senem “eeee napcaz?”
Poyraz “bu gece buradayız demek.ben şuradan şuraya gitmem demek!”
Senem “ama benim evde olmam gerek!” dedi kalbi tekleyerek ve aklına tek bir isim geldi “Nefessss! Nefes seni öldüreceğim!”
İçinde fırtınalar kopmaya başlamıştı senemin. Delicesine poyrazın yakınında olmak isterken birden ona bu kadar yakın olacak olma düşüncesi onu korkutuyordu. Ondan kaçmak isterken tasması boynunda sımsıkı bağlanmış köpek misali gerisin geriye ona doğru sürükleniyordu şimdi. Evet,aşk mutluluk nedir bilmeyen ve aşık olanı kendisine esir eden bir duyguydu ve senem o tasmayı boynuna takalı çok olmuştu. Şimdi kapının orada poyrazın yeşillerine ölesiye bakarken bu gecenin olabildiğince güzel geçmesini istiyordu. Nerden çıkmıştı nefesi öldürmek!
***
Nefes ise elindeki telefonu kapatıp kahkaha atmış ve yerinde zıplamaya başalmıştı. Doruk ve anıl sınıfa girdiklerinde nefesin o halini görünce onlarda gülümsemişler ve nefese nelerolduğunu sormuşlardı.
Anıl “hayırdır?”
Nefes “yok bir şey!”
Doruk “söz konusu sensen cadıcığım. Muhakkak bir şeyler vardır.” Dedi gülerek.
Nefes ellerini çırparak “ımm,şey abim ve senem bu akşam eve gelemeyecekler!”
Doruk “neden?”
Nefes “nedeninden sanane? Gelemeyecekler işte!”
Anıl “ne yaptın gene?”
Nefes “hiçbir şey!”
Doruk “nefes?”
Nefes “elektrik faturasını ödemedim. Ayrıca arabanında ayarlarıyla oynattırdım ve şuan ikiside o buzdan şatoda birlikteler.”
Doruk keskin bir kahkaha atıp nefese doğru yürümeye başlamış ve “hahaha,ne yaptım dedin?”
Nefes omuz silkerek “duydun işte! Tanrım kendimi seviyorum.” Dedi gülerek.
Doruk nefesi yakalayıp “hey,o benim sözüm.”
Nefes “benimkinin yanında seninkinin bir değeri yok.” Dedi ve doruktan kurtuldu. Anıl sağdan doruk ise soldan nefese doğru ilerliyordu.
Nefes gülerek “üzerime gelmekten vazgeçin! Haha,ay mükemmel ya. Bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim valla.” Dedi.
Anıl ve Doruk ;Nefesi yakalayıp kucaklarına almışlar ve nefesin kahkaha krizine girmesine yol açacak şekilde onu gıdıklamaya başlamışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER ( ESMER SERİSİ -3)
Teen FictionOnları bir araya getiren bir kader vardı ortada... Ağlatan... Nefret ettiren... Acı çektiren ve güldüren... Ne olursa olsun bir arada kalmalarını sağlayan bir kader... Esmer'di onlar... Sonsuza dek öyle kalacak, kim ne derse desin hep birlikte olaca...