Bölüm 77

90 23 0
                                    

-2.sezon / 28.bölüm-

Genç adam etrafında olan biten kargaşadan biraz olsun uzaklaşabilmek için büroya gelmiş ve kendini işine vermişti. Sabahtan beri dışarı çıkmayan Poyraz gelen telefonlara da bakmıyordu. Arada Senem ile konuşsa da genç kızın eski sevgililerini sürekli ortaya atıp kavga çıkarması gerilen sinirlerini daha germiş ve patlama noktasına getirmişti.
Eda,yanına gelip omuz attığında dikkatle baktı ona genç adam. Tebessümle “Sen git!”dedi. Genç kız,ceketini üzerine geçirip bürodan ayrılırken kapıda Anıl ile karşılaştı. Genç adam Eda’ya selam verdiğinde Eda sitem dolu bir sesle “Valla size kolay gelsin abi. Bu kız şimdiden bu çocuğu böyle üzüyorsa evlendiklerinde ne yapar bilmiyorum?”dedi ve Anıl’ın omzuna vurdu. Anıl,yanından geçip giden Edanın arkasından bakakalırken içeriye girdi bir süre sonra.. merdivenlerden çıkarak büronun önüne geldi ve kapıyı açıp içeriye girdiğinde Poyraz’ı önünde bir sürü dosya ile uğraşırken buldu. Arkadaşını bulduğu durumdan hoşnut olmayan bir ses çıkardığında Poyraz’a doğru ilerledi ve iki elini de genç adamın omuzlarına koyarak onları sıkmaya başladı. Poyraz,şaşkınlıkla arkasını dönmek istediğinde güç uygulayan Anıl,Poyraz’ın rahatlamasını sağladıktan sonra yanına bir sandalye çekip oturdu ve arkadaşının yüzüne baktı. Poyraz,öylece önüne bakarken Anıl arkadaşının ne kadar yorgun ve bitik bir durumda olduğunu gördü. Sorun her ne ise anlatmazdı Poyraz. Bunu bilecek kadar iyi tanıyordu onu. Elini omzuna koyarak keyfini biraz olsun yerine getirecek cümleler kurmaya çalıştı genç adam. En sonunda “Kadınlar….” Dedi. Sonra kaşlarını çattı ve kendi ilişkisini de göz önünde bulundurarak “Sana hem cenneti hem de cehennemi yaşatan tek kutsal varlıklar!”dediğinde Poyraz gülümsedi ve Anıl’a bakarak “Sağ ol ağabey.”dedi.Anıl,gözlerini kapadı ve başını bilmiş bilmiş sallayarak “Kardeşler bunun içindir.”dedi gülerek.
Anıl,etrafına bakınarak “hadi çıkıp bir şeyler yiyelim. Sonrada eve gidelim. Güzel bir duş al ve vur kafayı yat! Düşündüğün şeyi de düşünme! ŞIMARIKLIK yapıyor!” dedi sesindeki kızgınlığı belli edercesine. Poyraz,bir şey söylemek için ağzını açtığı sırada durdurdu genç adam onu ve “Hadi abi hadi.”dedi. 15 dakikada bürodan çıkıp,kapıyı kilitlediklerinde Anıl’ın arabasına bindiler. Poyraz, koltuğu yatırır pozisyona getirdiğinde Anıl gülerek “Seni daha önce hiç gitmediğin bir yere götüreceğim”dedi. Poyraz da bunun üzerine gülümseyerek “Beni kötü emellerin için mi kullanacaksın yoksa?”dediğinde Anıl bir kahkaha attı ve genç adamın karnına yumruk atarak “Tabi. Neden olmasın?”dedi. Aksaray’ın sokak aralarına geldiklerinde Poyraz koltuğunda doğruldu,normal bir mahalleye gelmişlerdi. “Neresi burası?”diye sorduğunda Anıl “İn” dedi ve beraber arabadan inip gecekondunun önüne geldiler. İçerden çıkan adama anahtarlarını veren Anıl aynı şekilde adamın kendisine uzattığı anahtarı aldı ve kulağına bir şeyler söyledikten sonra Poyraz’a dönerek “yeni bir dünya görmeye hazır mısın?”dedi. genç adam öylece bakarken Anıl anahtarı kilide soktu. Kapıyı açıp içeriye girdiklerinde Poyraz gördükleri karşısında şok olmuştu. Gelen garsonlar oturmalarını söylediklerinde kendilerine gösterilen  yere oturmuşlardı. Sipariş ettikleri yemekler geldiğinde Anıl Poyraza bakıp “Aslında burası 3 gecekondu ev. Ama öğrenciler aradaki duvarları kırıp burayı yeni nesil bir restoran gibi yapmışlar” dediğinde Poyraz hukuksal kimliğine bürünüp ciddi bir ifade ile “Yasal mı peki? İzin almışlar mı?”diye sordu. Anıl gülerek “Şuradaki kızı görüyor musun? Adı Yağmur. İstanbul/Hukuk’u bitirmiş. Gerisini sen düşün abi.”dediğinde Poyraz “Peki sen… sen nasıl?”dedi.
Anıl tebessümle “Beni buraya tahmin edersin ki Nefes getirdi.”dedi. Poyraz,başını sallayarak “Neden şaşırmadım acaba?”diyerek güldü. 3 saat boyunca kaldığı bu yer kendisine çok iyi gelmişti. Nefesin yalnızlığını Anıl’a sunması,Anılın da gelip kendisine vermesi üzerine içi minnet duygusu ile dolmuştu genç adamın. Gülümseyerek mekandan çıkarken Nefes içinde bir paket yaptırmayı ihmal etmemişti. Buraya geldiğini anladığında kız kardeşinin yüzündeki ifadeyi çok ama çok merak ediyordu ve bunun kendisine vereceği keyifle de gülümsüyordu.
Bir saat sonra eve geldiklerinde Talu’ya tok olduklarını ve yemeğe oturmayacaklarını söyledi her iki adamda. Poyraz,duş almak için odasına çıktığında Anıl elinde kumanda ile kanalları tarıyordu.Kapının açılıp Senem’in içeri girmesi ile genç kıza bakan Anıl gözlerini kısarak önüne döndü. Senem,mutfağa girip Talu’ya ‘selam’verdikten sonra Anıl’a da selam vererek yukarı çıkmak için hamle yaptığı sırada  genç adam “Poyraz,duşta! Sen de şöyle karşıma bir geç bakalım!”diyerek sesindeki otoriteyi belli etti genç adam. Senem,sesini çıkarmadan Anıl’ın karşısına oturduğunda genç adam televizyonu kapadı. Kumandayı sehpanın üzerine koydu ve arkasına yaslandı. Senem,merakla Anıl’ın ne söyleyeceğini beklerken genç adam lafı uzatmadan direk söze başladı. “Şu eski sevgili meselelerini Poyraz’ın başına kakıp durmazsan sevinirim!!!!” dediğinde genç kızın tek kaşı havaya kalktı.. Senemin sinirlendiğini anlayan Anıl buz gibi bakışlarını karşısındaki kızın iri siyah gözlerine dikti. Senem, hiddet ve kibirle “Geçmişin intikamını alıyorum ufaktan! Bundan sana ne?!!!” dediğinde Anıl “sen geçmişin intikamını falan alamazsın Esmer!”dedi.
Senem “O niyeymiş?”diye bağırdığında Anıl gayet sert bir biçimde “ÇÜNKÜ O GEÇMİŞİN İÇİNDE SEN YOKTUN GÜZELİM!!”dedi. Senem,bıçak gibi keskin gelen bu sözler karşısında yutkundu..
Anıl genç kızın konuşmasına izin vermeyerek konuşmasına devam etti. “Bu söylediklerim sana ağır gelebilir ama gerçek bu. Geçmiş… Özellikle de Poyraz’ın geçmişi,ona ait! Sana değil. Evet acı çektin,çektirdi ama buna mecburdu. Durup durup milletin gazına gelip ki onların kim olduğunu biliyoruz,adama böyle yüklenemezsin. Buna hakkın yok! O zaman aynısını o da sana yapar. Bu hoşuna gidermi? Ben söyleyeyim. Hayır! Sen kabuk tutmuş olan tüm yaraları bile isteye yeniden kanatıyorsun. Neden? Geçmişin intikamı için. Hiç mi ders almadın sen ya? Senin o geçmiş dediğin yerde hepimizden izlerde var. Nefes var! Hayatı var! Ve sen bunu Poyraza hatırlatıyorsun. Biz beraber bir sürü şey yaşamadık mı? Artık lisede değiliz ki Senem,kazık kadar oldun. Bak evleniyorsun,hayatının aşkı ile hem de. Kaç insana nasip olur böyle bir sevgi he? Kimseye!belki birkaçına.. ama sen napıyorsun onu kendinden uzaklaştırıyorsun! Niye ?
Boktan sebepsiz nedenler yüzünden!”
Senem “neden bunları söylüyorsun?”dedi siniri bozulmuş bir şekilde.
Anıl “niyetim seni üzmek değil. Sana gerçekleri anlatmak! Şuan kendini kötü hissediyorsun değil mi?”
Senem sadece başını salladı. Anıl “Güzel. Çünkü,sende aynısını poyraza yapıyorsun. Şimdi anladın mı?”dediğinde Senem yerinden kalktı ve ağır adımlarla merdivenlerden çıkmaya başladı. Talu duydukları ile Anıl’a bakarak “çok üstüne gitmedin mi oğlum?”dedi.
Anıl “çocuk değiliz artık Talu teyze. Biz artık çocuk değiliz. Çocuk gibi davranmak da bize yakışmaz. Senem zamanında o kızlar yüzünden acı çekmiş olabilir ama poyraz onun çektiğinin iki katını çekti. Hem kendi için hem senemi o şekilde üzdüğü için. Poyraz kendini zamanında yeteri kadar cezalandırdı Talu teyze. Kimseye düşmez onu üzmek! Büyüyoruz ve hepimiz kendi hayatlarımızın mimarisini kendi ellerimizle yapıyoruz. Tabi kimimizde yapamıyor”dedi tekrardan televizyonu açtığında…
****
Poyraz ,aldığı duştan dolayı rahatlamıştı. Üzerini giiyinirken kapının açılması üzerine aynadan odaya baktı. Hafif bir tebessüm yerleşti yüzüne. Gömleğinin düğmelerini ilerek içeriye girdiğinde Senemin asık yüzünü gördü. Yine aynı olayla yaşanacak diye  hiçbirşey sormadı genç adam. Gidip yüzünü ellerinin arasına aldı ve yanağından öptü. Senem ellerini tuttu ve “özür dilerim”dedi. Genç adam şaşkınllıkla kendisinden özür dileyen Esmerine baktığında ne diyeceğini bilemedi. Senemin üzgün olmasına dayanamayıp sımsıkı sardığında genç kız “Neden bu kadar üzüldüğünü bana söylemedin ki?”diye sordu. Genç adam kırık bir gülüşle “Defalarca söyledim aslında. Ama kendini o kadar kaptırmıştın ki anlamadın”dedi. Senem “Of,ben sanmıştım ki… yani eğer öyle yaparsam…”
Poyraz “herşey daha güzel olur sandın”dedi genç adam. Senem başını salladı ve “Evet”dedi. Poyraz,Senemin yüzünü avuçlarının arasına aldığında gözlerinin içine baktı ve “Bana de ki; sana şu şu şu şu şu ve şu yaptıklarından dolayı kırgınım. Bir daha o şeyi yapmam! Yapmamaya çalışırım! Ama bana dünde yaşanan olaylarla gelirsen hiçbir şey yapamam. Yapamıyorum da zaten. Niye biliyor musun?”
Senem “niye?”
Poyraz “çünkü o zamanlar seni görmezlikten gelip,hırpalıyordum. Ağladığın zaman ben gülüyormuş gibi yapıyordum ama aslında hep sana yaşattığımın iki katını yaşıyordum. Bu bir haftada yaşadığım şey de buydu zaten. Benim değil,benim sana yaşattığım acılar aklıma geliyordu ve bu yüzden bu haldeydim. Bile bile canını yakmak ve buna neden olmak o kadar kötü bir hiski. Hiç suçu olmayan bir insanı bilerek idama sürüklemek gibi bir şey bu”dediğinde Senem bir kez daha aşık oldu Poyraz’a.
Ellerinin içini öpüp gözlerinin içine baktığında Poyraz’ın da gözlerinin dolu dolu olduğunu gördü. Usulca dudaklarından bir öpücük alan Poyraz,Senem’e bakıp “Ben bu dudaklara bu kadar yakınken onlardan bile isteye uzak kalan bir adamım. Ben,sırf istediğim şeyler zamanında olsun diye seni kendi ellerimle başkasının kollarına itmiş bir adamım. Senem,ben kendimi bildim bileli,seni seviyordum.”dedi. “aslında şeyden beridir”dediğinde yüzünde haylaz bir gülümseme belirdi genç adamın..
Senem geri çekilip “neyden beridir?”diye sordu.
Poyraz “Sen Doruk’la Utkulara gitmek istiyorum diye kavga ederken,eline bir çiçek vermiştim hatırlıyor musun?”
Genç kız usulca başını salladı,nasıl unutabilirdi ki o günü. “İşte se bana o gün aşık olmuştun. Ama ben; sen benim oyuncaklarımı kırdığında sana “Dokunmaaa!”dediğimde aşık oldum. Daha çok iç çekerek ağlayan haline biliyor musun? Ve şimdi ve geçmiş… Senem.. Esmer.. Kömür gözlüm.. ben seninle çıkmayı hiç hayal etmedim.”
Senem “etmedin mi?”
Poyraz “etmedim. Parkta,kuytu köşelerde buluşmayı hiç istemedim seninle. Ben seni hep yanı başımda gördüm. Millet,bunlar onlar mı dediklerinde elini sımsıkı tutup o benim karım demek için bekledim. Kapayın çenenizi demek için! Bunun içindi bu kadar bekleyişim. O kadar şey yada o kadar acı sırf geleceğini ve yaşanacağını bildiğim mutluluk içindi. Geldi de… Evleniyoruz… Ve bir kapıyı kapatırken tamamen içinde senin ve benim olacağımız yepyeni bir dünyaya adım atıyoruz.”dediğinde gülümsüyordu genç adam. Senem,kucağına atladığında etrafında döndürdü Poyraz. Dudakları dudakları ile buluştuğunda kalbi ritmini şaşırdı.öpüşleri derinleştiğinde Senem nefes nefese buğulanan gözlerle Poyraza baktı “Neden yararlanmıyorsun ki benden?”şikayet eder gibi. Poyraz,az önce o kadar şeyi nasıl anlatmış olduğuna mı yansın yoksa Esmerinin uslanmak nedir bilemeyen bir bebek oluşuna mı yansın bilemedi. Kahkahalarla kucağında ki Esmerini boylu boyunca yatağına yatırdığında elleri ve dudakları ile oyunlar oynamaya başladı genç adam. Senem kendini kaybetmenin noktasına geldiğinde poyraz şeytani bir gülüşle ona baktı ve ılık nefesiyle “O günde gelecek”dedi nefes nefese tebessümle. Senem,kollarını Poyraza doladığında baskıyı daha da artttırdı ve ona doğru gelerek “O zaman o gün gelene kadar beni hep öpmeni istiyorum!”dedi.
Poyraz “hımm. Neden olmasın”dediğinde daha fazla konuşmasına izin vermedi genç adam Esmerinin. Tekrardan dudaklarına uzandığında bundan daha güzel bir tat olamayacağını düşündü. Genç kız nefes nefese “Seni Seviyorum… Seni çok seviyorum”dedi defalarca…
Genç adam sesini çıkarmadı çünkü biliyordu Esmerine duyduğu aşkın ve sevginin iki kelimeyle ifade edilemeyeceğini….

ESMER ( ESMER SERİSİ -3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin