Bölüm 60

103 23 6
                                    

2.sezon / 11.bölüm

Yusufun iyileşip eve çıkmasının üzerinden tam 1 hafta geçmişti. Takvim yaprakları bir bir savrulurken dört bir yana Nefes herkesten gizli,ağabeylerini alaşağı etmenin yollarını arıyordu. Yağız ile çıktığı haftasonu gezisi sırasında kara kara düşünüyordu.
Genç çocuk elinde sıcak çikolatalarıyla geldiğinde nefese baktı ve “ne düşünüyorsun?” diye sordu. Nefes omuz silkerek “hiç” dedi. Sıcak çikolata bardağını elinden alıp bir yudum ağzına aldığında keyfi yerine geldi. Bir yudum daha aldı… bir yudum daha… bakışları yağıza kaydı o anda. Genç çocuk 31 Aralık gecesi hakkında konuşup duruyordu neredeyse her gün. Nefes bir yudum daha aldığında gülümsedi ve yağıza bakarak “aslında 31 Aralıkta seninle olamam ama 30 Aralık’ta seninle olabilirim” dediğinde yağızın gözlerinin içi gülmüştü. Mutlu bir ifade ile nefese bakıp “sahi mi? nasıl?” diye sorduğunda nefes sanki ‘gerçekten’ üzülüyormuş gibi yapıp “keşke sizin şu 31 Aralık geceniz 30 Aralıkta yapılsaydı. Hem ben hem senem hem de ailelerimiz gelir hep beraber eğlenirdik” dediğinde yağız nefesin ellerini tuttu ve gözlerini kısıp “yani eğer 30 Aralıkta düzenlenirse kokteyl diyorsun ki hepimiz geliriz. Öyle mi? sahi mi?” diye sordu.
Nefes başını sallayıp “öyle. Geliriz. Sahiden. Valla bak!” dediğinde gülüyordu. Yağız “bir dakika” diyip eline telefonu aldığında nefes hatim indirmek üzereydi.
Yağız “annemi verin!” dedi genç çocuk.
“efendim oğlum.”
Yağız “anne,yılbaşı gecesi düzenleyeceğin kokteyli 30 Aralık’a almanız mümkün mü? Bunu yapar mısınız?”
“niye tarihleri değiştirmek istiyorsun? Her sene aynı tarihte cemiyetten arkadaşlarımızla toplandığımızı biliyorsun anneciğim.” Dediğinde yağız nefese arkasını dönüp “hani sana bahsettiğim bir kız vardı ya..” dediğinde annesi kıkırdadı ve bilmiş bir edayla “eee?” dedi.
Yağız “hah,işte o ancak ayın 30’unda gelebileceklerini söylediler. Ne olur annem ya. Bak bu oğlun ilk isteği senden. Ne olur. Ne olur. Ne olur. Ne olur.” Diye yalvardığında annesi gülme krizine girmişti. Kahkahasının arasından “madem senin için bu kadar önemli…”
Yağız “önemli.”
“o zaman…”
Yağız “o zaman?”
“haha,tamam 30 Aralık’ta düzenliyoruz kokteyl’i yalnız kokteyl şartlarını söylemeyi unutma” dedi telefonu kapatmadan önce. Nefes,dudaklarını ısırıp yağızın kendisine dönmesini beklediğinde içi içini yiyordu. Vahapzade kokteyllerinin ana temasını biliyordu eğer 30 aralık gecesi yapılacak olursa nefes büyük oyun oynayacaktı.
Kaşlarını kaldırıp kendisine dönen yağıza bakan nefes “ve?” diye sordu. Ve aldığı cevap “annem kabul etti”olduğunda yağızın boynuna atlamak oldu. Kendini geri çektiğinde biraz utanmıştı ve “pardon,yani öyle atlamak istememiştim.. şeyden oldu..” diye söylenirken yağız “nefes?” dedi.
Genç kız kendisine bakan siyah gözlere baktı ve “efendim” dedi.
Yağız “kes sesini. İstersen bir daha öyle sarılabilirsin” dediğinde nefes yağızın omzuna bir yumruk attı. “yağız “ahhh! Hey bu acıdı ama. Valla bak.” Dediğinde genç çocuk gülüyordu.
***
Bir saat sonra nefes eve geldiğinde elinde cep telefonu ile odasına çıktı. Yatağının yanına gidip komidinin çekmecesini açtı ve diğer telefonunu dışarı çıkardı. Aktif hale getirdiği telefonunda bir numarayı arayan nefes odasının kapısını kilitledi ve telefonun açılmasını beklemeye başladı. Telefon açıldığında karşı taraf farsça konuşmaya başladı. Nefes gülünce konuşma düzeldi….
Nefes “selamün aleyküm Gabra!” dediğinde karşı taraftan bir iç çekiş geldi.
Gabra “Aleyküm Selam Nefes-i Nefha!”
Genç kız yatağının üzerine gidip oturdu ve telefondaki kıza “henüz kıyameti yaşatmıyorum o yüzden bana ‘kıyamet’ deme”dedi.
Gabra “beni aramanın sebebi nedir?” diye sorduğunda nefes sırtını dikleştirdi ve “senden benim için bir şey yapmanı istiyorum.”
Gabra “dinliyorum.”
Nefes “30 Aralıkta bir yemek var. Ve  o yemek benim için çok önemli. Sana Esmed’i getireceğim,onun için bir elbise dikmeni istiyorum.. onu yansıtacak.. bir bakanın bir daha bakmasını sağlayacak bir elbise.. ve ona ait olan simgenin yüzüne yapılmasını istiyorum yada ellerine,dikeceğin elbiseye göre değişir” dediğinde genç kadın Nefese “kocası ne diyecek bu duruma” dedi.
Nefes gülerek “abim henüz onun kocası değil. Kocası olup olmayacağını da o gece giyeceği elbise ve aralarında yaşanacak olaylar belirleyecek.” Dedi.
Genç kadın karşı tarafta düşünmeye başladı. Uzun bir iç çekişten sonra nefese “tamam yaparım ama babalarınızdan biri özellikle Altuğ tepeme gelip neden yaptın diye soracak olursa….”
Nefes “nefes istedi dersin.” Dedi
Genç kadın gülümsedi “senin için bir şey yapmamı istemiyor musun?” diye sorduğunda nefes “hayır,ben seni tekrar görsem bana yeter. Seni özledim Gabra.” Dediğinde genç kadın “ben de Nefes-i Nefha!” dedi..
Nefes,ayak seslerini duyduğunda kapatması gerektiğini söyleyip telefonu kapadı ve kapının kilidini açtı. Banyoya girip elini yıkayan nefes aynadaki aksine baktı. Gülümsedi.. kendinden emin bir şekilde  “başlıyoruz.”dedi..
***
Burada ne işimiz var?” diyen Senem oldum olası Gabra’nın yerinden nefret ediyordu. Gabranın evi mısır çarşısının içinde bir kuyumcunun gizli bölmesindeydi. Senem o gizli bölmelerden hiç haz etmiyordu. Sonunda evin içerisine girdiğinde nefese bakıp “buraya neden geldik” diye sordu..
Üst katın kapısı açılıp “hoş geldiniz” diyen kadının sesini duydukları anda ikiside aynı anda kendilerine doğru gelmekte olan kadına baktılar. Gabra…… çok güzel bir kadındı… simsiyah saçları… uzun gür kirpikleri… kalın kaşları ve kömür gibi gözleri olan bir kadındı… teni mermer gibi semsertti… nefes kendisini bildiğinden beridir Gabra ailesinden biriydi… ama uzakta yaşardı… ağabeylerinin sırtındaki dövmelerin işçisi de bu kadındı…
Genç kadın yılların getirdiği yorgunlukla kızlara baktı… annelerine olan benzerlikleri gözlerden kaçmayacak cinstendi.. nefes gözleriyle selam verirken senem dik tuttuğu asi bakışlarıyla kendisini küçümsüyordu… genç kadın gülümsedi ve seneme doğru elini uzattı “Esmed!” dedi…
Senem ,bir adım geriye sıçradı. Gabranın sesi az önce olduğu gibi sert değildi. Sanki 30 değilde karşısında 20’li yaşlarında bir kadınla konuşuyormuş gibi hissetti senem kendisini.. ve ismini düzelterek “ben senem” dedi..
Gabra güldü “biliyorum. Ama burada sen esmed’sin.” Dedi… ellerini açarak “gel” dedi… nefes,senemin beline koyduğu elini sıklaştırdı ve onu gabraya yönlendirdi. Senem,elini kadının eline koyduğunda şok olmuş bir ifade ile baktı ona. Geri çekilmek istediğinde kendisini çoktan bir odada bulmuştu bile. Önüne konan safir renkteki işarete bakarken Gabra “onu nereye koymamı istersin” dedi.
Senem başını kaldırdı ve “nasıl yani? Ailem dövme yaptırmama henüz karşı” dediğinde gabra gülümsedi ve seneme bakıp “merak etme,çıkacak şekilde çizerim. Ama söyle Esmed,bu işareti nerende taşımak istersin” dediğinde senem önünde durmakta olan sembole baktı. Ellerini kaldırıp “böyle alnımın iki yanından akıp kollarıma kaysın,oradan da ellerimde bitmesini istiyorum” dediğinde gabra başını salladı.
Senem soyunup sedire yattığında Gabra işlemeyi yapıyordu. Gözlerini açıp tavana baktığı sırada ise “bunlar bizimkilerin dövmeleri.” Dedi ve gabraya baktı “sen o musun?” diye sorduğunda genç kadın gülümsedi “evet”dedi. Senem de gülümsedi. Nefesin kendisini buraya neden getirdiğini şimdi daha iyi anladı ve ona elini uzattı. “bilmediğim ve öğrenemeyeceğim daha neler yaptın?” diye sorduğunda nefes yanına uzanarak “sadece özümüze getirdim seni o kadar. Keyfine bak” dedi gözlerini yumarken..
Senem gülerek “Nefes-i Nefha!” dediğinde Nefes de “Esmed.” Dedi..
**
Beklenen gün gelmişti. Senem ve Nefesin aileleri vahapzade yalısındaki yerlerini aldıklarında gayet hoş bir şekilde karşılanmışlardı. Kızlarsa son rotüşlar için Gabranın yanındalardı. Senem ,kırmızı dantel figürleri olan ama baktıkça sanki insana çöldeymişsin gibi hissettiren bir elbise giymişti. Sahra gibi… safir işlemeleri esmer teninde inci gibi parlıyordu. Kapıdan çıkarlarken Gabraya dönüp “Esmed’in anlamı ne?” diye sorduğunda nefes gülümsedi gabra ise “Esmerin Farsçadaki karşılığı” dedi.
Mısır çarşısından çıkıp arabaya bindiklerinde heyecanlıydılar. Senem,nefese bakıp “senin işaretin de süpermiş” dedi. Nefes tebessüm edip başını camdan dışarıya çevirdiğinde diğer iki kişiden kendisine mesaj geldi.
“biz geldik.”
Genç kız gülümsedi.. bu gece her şey çok farklı olacaktı…
****
“koş oğlum koş” diyordu Poyraz doruk’a.
“lan nereye koşayım anasını satayım ya! Düşüp kırıcaz bir tarafımızı! Ne b*k yemeye geldiler bunlar buraya!” dediğinde anıl kapıda karşıladı kendilerini.
Poyraz “burası neresi?” dediğinde anıl nasıl anlatacağını bilemez bir haldeydi. Oyuna getirildiklerini anlamıştı. Ve poyraz ile doruk da durumu çakınca sonuçlarını düşünmek istemiyordu. Doruk elini şıklatıp “dondu mu beynin lan! Kapat yine aç!” diye sorunca anıl “hı ha? Ahhh” dedi..
“niye buradayız oğlum” dediğinde Mehir içerden kendilerine seslendi. Ve üç adam da son 1 ay yaptıklarının bedelini ödemek üzere içeri girdiler. Herkes el sıkışıp öpüştüğünde sahneye elinde mikrofonla sarışın bir kadın çıktı ve “evet bayanlar ve baylar,lütfen gençlerimizi piste alabilir miyiz?” diye söylendi. Doruk,papyonunu çıkarıp iki yanına bırakırken Poyraz kravatını aynı şekilde çıkarmıştı. Sert ve dikkatli adımlarla kendilerine ayrılan pistteki yerlerini aldıklarında aralarında bariz bir boşluk olduklarını anladılar. Yanlarına gelen Yusuf ve Yağız,Anılın,doruğun ve poyrazın birbirlerine bakmalarına neden oldu. Yusuf,Poyrazın solunda yağız ise sağındaydı. Doruk ile arasına giren Yağız öylece karşıya bakıyordu. Anıl içinden “sıçtık sıçtık” diye bağırırken karşısında Ebru’yu buldu. Doruk da Bade’yi… sarışın kadın en son kişilerinde geldiğini haber verdiklerinde yağız ve yusufun omuzlarına dokunuldu. İki çocukda bir adım geriye gidip geçmelerine izin verdiklerinde Doruk ve Poyraz öylece pelerinli iki kıza bakıyorlardı. Poyraz karşısına gelen sarışın kıza tebessüm ederek başıyla selam verdiğinde kız “ben İrziz Boran” dedi. Kızlar ise sarışın kadının “hadi başlayalım”demesiyle birlikte pelerinlerini başlarından aşağıya bıraktılar. Senem her şeyden habersiz yusufa bakarken poyrazı görmezden geliyordu. Nefes ise yağızın karşısında ona bakarken gözleri kendilerine bakmakta olan ağabeylerindeydi.. hepsi  şok olmuşlardı…

ESMER ( ESMER SERİSİ -3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin