2.sezon / 5.bölüm
Zaman çabuk geçiyordu geleli iki gün olmuş üçüncü güne geçmeye az kalmıştı. Senem,yatağının içinde bir o yana bir bu yana dönüp dururken poyraz odasında anıl ile konuşuyordu.
Anıl “bitti ya. Gidiyoruz oğlum İstanbul’a.” Dedi.
Poyraz “hatırlatmasan olmaz değil mi ağabeycim?”
Anıl “gerçekler acıdır. Ne yapayım ya? Hem bunu boş ver de,senin içinde iyi oldu sanki ha? Ne dersin?”
Poyraz yastığına iyice gömüldü ve gülümsedi “iyi mi oldu dedin? Bu.. bu mükemmeldi oğlum. Senemle beraber olmak,kimseye yakalanma korkusu yok,onu üzmek yok,tamamen kendimdim.” Dedi.
Anıl “ben bu kadar emin değilim.”
Poyraz gülerek “bunun da zamanı gelecek. Merak etme az kaldı.” Dedi göz kırparak.
Anıl “valla bir an önce artık bir şeyleri yaşamaya başlayın ağabeycim. Ben yoruldum ya. Hayır nefese de yazık. Kız İstanbul Ankara seferlerini daha ne kadar yönetebilir ki?”
Poyraz “doruk’u unutma.” Dedi.
Anıl “nefes doruk’a çok kızgın. Ama sana da kızgın. Her neyse. Yarın ne yapıyoruz?” dedi.
Poyraz “aslında benim bir fikrim var ama…”
Anıl “ama ne?”
Poyraz “senem ile yalnız gezeyim diyorum.”
Anıl “satış ha? Tamam öyle olsun. Yazdım bunu bir kenara.”
Poyraz gülerek “haha,***lik yapmasana oğlum ya. Hadi ne diyorsun?”
Anıl “her şey poyraz ve senem için diyorum kardeşim. Ne diyeceğim!”
Poyraz “eyvallah kardeşim.” Dedi ve yorganı tepesine çekip derin bir uyku çekti kendisine.
***
“hadi çocuklar! Çıkıyoruz.” Dedi didem hoca.
Senem,üşüyordu. Üzerini giyinmiş dışarıda beklerken elinde kartopu yapıyordu. Poyraz da kaş kolunu takıp aşağı indiğinde Senemi bugün diğer günlerden farklı gördü. Kırmızı kabanı çok yakışmıştı. Her şeyi kırmızıydı. Siyah saçları şal gibi örtüyordu ince boynunu. Ama poyraz esmerinin gözlerine baktığındaysa yüzünü astı ve “ne oldu?” diye sordu.
Senem “ne demek ne oldu?”
Poyraz elini yanağına değdirerek “ağladın mı sen?”
Senem “yoooo,nerden çıkardın bunu şimdi ya?” dedi.
Poyraz “gözlerinin için kan çanağına dönmüş esmer.” Dedi.
Senem “soğuktan. Çok soğuk. Daha ne kadar bekleyeceğiz ya.” Diyince poyraz arkasını döndü ve bağırarak “ya hadisenize ya! Gelinlik mi giyiyorsunuz kardeşim!” dedi ve senemin elinden tutarak önden yürümeye başladılar.
Senem,arkasına baktığında “onları beklemeyecek miyiz?” diye sordu.
Poyraz “bir karar ver. Donmak mı ısınmak mı istiyorsun?” dedi.
Senem poyraza bakıp “na- nasıl ısınabilirim söyler misin? Hem niye kızıyorsun? Ankara’nın soğuk olması benim suçum mu ya! Soğuğa dayanamıyorum işte!” dedi dişlerini sıkarak.
Poyraz sokağın ortasında bağıran senemi durdurup yüzüne baktı ve boynundaki kaş kolu çıkarıp senemin boynuna,elinin tekini alıp kendi eliyle beraber paltosunun cebine soktu. Senem,kaş koldan gelen yoğun parfüm kokusuyla sersemlerken elinin ısınmasıyla başı dönmeye başlamıştı. Elini çekiştirmek istediğinde Poyraz daha sıkı tutunca ona bakmış “kıpırdama” demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER ( ESMER SERİSİ -3)
Teen FictionOnları bir araya getiren bir kader vardı ortada... Ağlatan... Nefret ettiren... Acı çektiren ve güldüren... Ne olursa olsun bir arada kalmalarını sağlayan bir kader... Esmer'di onlar... Sonsuza dek öyle kalacak, kim ne derse desin hep birlikte olaca...