-2.sezon / 39.bölüm-
Sabah güneşi tüm parlaklığı ile üzerlerindeydi. Eve gitmemişler ve bütün bir geceyi dışarıda geçirmişlerdi. Sabah sabah el ele dolaşmanın verdiği hazzı birlikte tadarken karınlarının acıktığını fark ettiler önce. Adam,genç kızı çimenlerin üzerine oturtup geleceğini söyledi. Ne yapacaktı? Ya da ne yapmaya gidiyordu kız bilmiyordu? Tek bildiği çok mutlu olduğuydu..
Adamsa yolda hızlı adımlarla ilerliyor ve gülümsüyordu. Caddenin üzerindeki fırına girip sıcak bir ekmek aldıktan sonra bir markete girip kahvaltılık bir şeyler aldı. Parka doğru yürümeye başlamadan önce yolun kenarında ki kahvehaneye girdi ve çaycı çocuğun kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra kendisini bekleyen genç kızın yanına koştu hızla.
“üşüdün mü?”diye sordu tereddütle. Genç kız gözlerinin içine kadar gülerken munzur bir gülümseme yerleşti yüzüne ve alay eder gibi “bu ayda. Ve bu sıcakta”dediğinde adam kızın çenesinden tutup kendisine yaklaştırdı yüzünü. Gülümseyerek gözlerinin içine baktı ve “o zaman günaydın Esmer hanım”diyerek dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. Aldığı gazetenin eklerini yere serip kahvaltılıkları üzerine yerleştirdiğinde birkaç dakika önce kulağına bir şeyler fısıldadığı çayçı çocuk elinde çay tepsisi ile kendilerine çay getirmişti gülümseyen bir yüzle. Poyraz “Eyvallah birader. Sağ ol.”derken çaycı çocuk “sabah sabah bizim kahveye gelen pek olmaz abi. İsterseniz gelebilirsiniz.”dedi ama Poyraz düzgün bir üslup ile çocuğun teklifini geri çevirdi. Ekmeği poşetinden çıkardığında Seneme uzattı hızla. “onu bölmek senin işin hanım.”dedi gülerek. Genç kız yanakları al al olmuş bir şekilde kaşlarını çatıp ellerinin arasındaki ekmeğe bakarken,derin bir nefes aldı ve gülümseyerek ekmeği sarılı olduğu gazeteden çıkardı. Bölmek için iki eliyle ekmeği kavradı ama ekmeğin sıcak olması genç kızı zorladı. “bu çok sıcak.” Diye sızlandığında Poyraz zeytinini ağzına atıp çekirdeğini çıkardı ve toprağı parmağı ile açıp çekirdeği içine koydu ve seneme bakıp “ama hava da sıcak.”dedi gülümseyerek. Senem,ona bakıp “ama havanın sıcağı yakmıyor ki.”dediğinde Poyraz “emin misin?”dedi. Senem, ekmeği bölüp Poyraza verdiğinde çayını eline aldı. Poyraz,ekmeğinin arasına önce peynir ve sonrada zeytini koydu ve karşısında alınmış bir ifade ile kendisine bakan kıza uzattı.
Senem,önce istemediğini belli eden mimikler yapsa da aç olan karnı daha fazla dayanamadı direnişine ve yıkıldı duvarları. Kendisine sevgiyle bakan adama bakıp gülümsedi ve sonra “bu bizim ilk kahvaltımız”dedi. Adam durdu önce dikkatle bakmaya başladı karşısındaki kıza. Düşündü sonra.. doğruydu.. ilk kahvaltılarıydı. Gülümsedi. Bu öyle bir gülüştü ki kendisi de şaşırdı.. “evet”dedi içini çekerek bakışlarını başka yöne çevirdi. Sonra kız elini tuttu “daha iyi misin?”diye sordu. Poyraz,ona bakıp kaşlarını çattı bu yanlış soru demekti ama üstelemedi sadece bakmakla yetindi. Senem anladı o an. Poyrazın kendisine anlatamayacağı şeyler olduğunu ve buna saygı göstermek zorunda olduğunu o an anladı. Ve ilk defa ama ilk defa kendiside şaşırdı bu duruma. İlk defa üstelememişti ve deli gibi merak etse de ilk defa sormamıştı. Sadece kabullenmişti..
“aşk kabullenmekti!” dedi iç sesi birden.. yutkundu .. oysa ne kadar çok şeyi kabullenmişti bir zamanlar diye düşündü.. şimdi o böyle karşısında dururken ve yakında onunla aynı evi aynı hayatı paylaşacakken küçücük birşeyi mi kabullenemeyecekti? Yaparım dedi kendi kendine.. mutluluğa bu kadar yaklaşmışken katlanırım dedi ve dile geldi düşündükleri..
“poyraz?”dedi..
Genç adam bakışlarını derinleştirdi.. biliyordu bu sesin altında yatan anlamı.. esmeri yine birşeyler anlatacaktı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER ( ESMER SERİSİ -3)
Novela JuvenilOnları bir araya getiren bir kader vardı ortada... Ağlatan... Nefret ettiren... Acı çektiren ve güldüren... Ne olursa olsun bir arada kalmalarını sağlayan bir kader... Esmer'di onlar... Sonsuza dek öyle kalacak, kim ne derse desin hep birlikte olaca...