-2.sezon / 45.bölüm-
“aman da aman çok da tatlılarmış.”diyerek bebekleri seviyordu genç adam. Ayşegüle bakıp “seni üzüyorlar mı?”diye sorduğunda genç kız gülümseyerek “yok aksine çok uslular.”dedi.
Poyraz,başını sallayıp bebeklerin yanından uzaklaştığında koltuğa oturdu ve Ayşegül’e bakarak “herhangi bir şeye ihtiyacınız olacak olursa. Ali’ye de söyledim. Arayın ve isteyin. Oldu mu?”dedi tebessümle.
Ayşegül “biz iyiyiz. Merak etme.”
Poyraz “ederim. Nefes benim için neyse sende öylesin. Üstelik sen daha nazlısın. Nefes senin gibi olsa vay bu dünyanın haline..”dediğinde gülüyordu genç adam. Çayının sonunu da içerken saatine baktı ve “oo geç kalmayayım ben ya. Eh malum evliyiz.”dedi yüzüğünü göstererek. Ayşegül tebessümle “benim bildiğim yüzük gösterme işini genelde kızlar yapmaz mı?”diye sorduğunda genç adam içini çekti ve “doğru öyle tabi. Ama Senem bu aralar telefonumdaki kızlara benim evlendiğimi duyurmakla meşgul olduğundan kendi mutluluğuna zaman ayıramıyor. Eh hal böyle olunca meydan bana kalmış oluyor.”dediğinde ikisi de gülüyordu.
Genç adam evden çıktığında hızlı adımlarla merdivenleri inmeye başladı. Dışarı çıktığında çalan telefonuna baktı ve gülümseyerek “Bana düğüne gelemiyorum deme Ateş! seni yemin ediyorum yakarım!”dediğinde genç adam kahkaha attı ve “Geleceğim bunu asla kaçırmam. Hem İstanbul da olması da iyi oldu.”dedi.
Poyraz “bence de. Ateş?”
Ateş “söyle.”
Poyraz içini çekti ve sormak istediği soruyu sormaktan vazgeçerek “yok bir şey. O gün orada olacak olman benim için çok önemli. Bunu bil ağabeycim.”
Ateş bir süre sessiz kaldı ve sonunda “biliyorum oğlum. Merak etme orada olacağım. Neyse ben kapatıyorum Doruka onu sevdiğimi söyle. *** telefonlarımı açmıyor. Bak ona de ki Ateş birkaç aylığına İstanbul’a erlere askeri eğitim vermeye geliyor. Bir yere ayrılmasın.”
Poyraz “sanmam. Düğünden hemen sonra Fransa’ya dönüyor. İşlerin başına.”
Ateş “Satış ha? İyiymiş. Neyse geldiğimde konuşuruz. Yengeye selamlar.”diyerek telefonu kapadığında düşünceli bir hale bürünmüştü Poyraz. Evlenmişti,Doruk gidiyordu,anılın durumu belirsizdi ve en önemlisi Ateş İstanbul’a geliyordu. Gözlerini devirerek bakışlarını başka yöne sabitlediğinde genç kızın kendisine doğru hızla koşmakta olduğunu gördü. Gülmeye başladığı sırada Senem genç adamın kucağına atladığında “görevlerimi tamamladım. Artık herkes senin evli bir adam olduğunu biliyor.”diyerek genç adamı öpmeye başladı.
Poyraz “ağır ol esmer. Sokağın ortasındayız.”
Senem “laf atanı yakarım. İnan bana benim gibi bir Çingene ile uğraşmak istemezler”dediğinde nefes nefeseydi genç kız. İçini çekerek poyrazın kucağından indiğinde elini tutup yürümeye başladılar. Poyraz,”Anlat bakalım. Neler yaptın?”diye sorduğunda Senem omuz silkerek “listedeki herkesi arayıp senin benimle evlendiğini söyledim.”dedi. poyraz “tehdit etmeden?”
Senem “evey,tehdit etmeden. Hem tehdide gerek yok ki hangi aklı başında kadın kocasının telefonundaki kızları arama zahmetine girişir. Ben söyleyeyim: Kimse!”dediğinde gülümsüyordu. Dondurma almak için dondurmacının önünde durduklarında genç kız dayanamayarak “biliyor musunuz biz evliyiz. Yani onunla ben en sonunda evlendik. Haha,biz evliyiz millet! Bu adam benim kocam!”diye bağırmaya başladığında Poyraz elleri ile yüzünü kapatıp kendilerine gülerek bakmakta olan insanlara baktı ve “kusura bakmayın.”dedi kahkaha atarak. Elinde dondurmalarla genç kızı meydana kadar takip ettiğinde her yeri yapış yapış olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER ( ESMER SERİSİ -3)
Teen FictionOnları bir araya getiren bir kader vardı ortada... Ağlatan... Nefret ettiren... Acı çektiren ve güldüren... Ne olursa olsun bir arada kalmalarını sağlayan bir kader... Esmer'di onlar... Sonsuza dek öyle kalacak, kim ne derse desin hep birlikte olaca...