Bölüm 22

107 26 2
                                    

-22.bölüm-

Okulun ilk günü hepsi hazırlanmış ilk dersin bitmesini bekliyorlardı. Nefes ve Senem İngilizce dersindeyken, Doruk,Anıl ve Poyraz Geometri dersindelerdi..
Doruk “lan…şşşttt!” diye sesleniyordu..
Poyraz “ne var be? Bir rahat dursana.”
Doruk “Ateş tam olarak ne dedi?”
Poyraz gülerek “dedim ya seni öpmeye geliyormuş işte!”
Doruk gülerek “ulan bir de bana *** diyorsunuz ya! Neyse ağabeycim özledim valla ya. Gelsin de şöyle bir hasret giderelim”demişti..
Poyraz “evet evet.”
Herkes başını tekrardan önündeki sorulara çevirmişti. Zil çaldığında çocuklar koridora çıktığında Poyraz Yusuf’un kendisine imalı bir şekilde baktığını görmüş ve “biraz daha bana öyle bakacak olursa var ya,tuttuğum gibi fırlatıp atacağım camdan aşağıya” demişti.
Doruk ve Anıl ellerinde ki yumiyumları yiyerek Poyrazın söylendiği tarafa bakmışlardı. Doruk kaşlarını çatıp Yusuf’a bakmış ve Poyraza dönüp “salla oğlum! Hiçbir halt yiyemezler!”demişti..
Poyraz umarım demiş ve lavaboya girmişti. Doruk ise “ben aşağı kızların yanına iniyorum ağabeycim gelirim beş dakikaya!”
Anıl “hayırdır?”
Doruk homurdanarak “hayır değil ağabeycim şer şer!”
Poyraz lavaboda elini yüzünü yıkarken yanı başında ıslık çalan Yusuf’a bakmış ve konuşmaya başlamıştı.
Poyraz “senin derdin ne?”
Yusuf “bir derdim yok!”
Poyraz “neden imalı imalı bir şekilde bakıp duruyorsun?”
Yusuf “işine bak Poyraz!”
Poyraz, Yusuf’u yakasından tuttuğu gibi duvara yapıştırmış ve “benimle konuşurken kurduğun cümleleri iki kere düşün öyle söyle! Ben ne Doruk’a ne Anıl’a ne de Yağız’a benzerim. Sessizliğim seni coşturmasın! Havanı söndürür yere çakarım seni!”
Yusuf’un yüzü bembeyaz bir halde Poyraza takılı kalmıştı ama Poyrazın omzuna değen elle neye uğradığını şaşıran Poyraz “ne?”
Yağız “bundan sonrasını ben hallederim. Sen Yusufun densizliğine bakma!”
Yusuf “özür de dile!”
Yağız “olabilir!”
Poyraz gülümseyerek Yusuf’u bırakmış ve yağıza bakarak “iyi insan suretinde benimle bu şekilde konuşman sana bazı konularda tevazu sağlayacağını düşündürmesin!”
Yağız “anlamadım?”
Poyraz “Kız kardeşimin peşinde olduğunu biliyorum! Yerinde olsam ona yaklaşmayı aklımdan bile geçirmezdim!” dedi kapıdan çıkarken..
Doruk ise aşağı inmiş ve Senemi kolundan tuttuğu gibi duvara yapıştırıp “şimdi bana doğruyu söyleyeceksin Esmer!” diye bağırmıştı..
Senem “neden bahsediyorsun be sen? Bırak kolumu!”
Doruk “Yusuf sana teklif etti değil mi? değil mi?”
Senem neye uğradığını şaşırmıştı. Hayır ya da evet derse sonuç hiç değişmeyecekti. “e..evet.” diyebildi..
Doruk “biliyordum! Sana şu kadarını söyleyeyim. Bundan sonra olacaklardan ben sorumlu değilim! Beni anladın mı?”
Senem “Poyraza ne?”
Doruk “kızım! Delirtme adamı! Ona ya da bananesi yok bu işin! Bizim himayemizdesiniz bu kadar! Nokta! Kapiş!”
Senem ağlamaklı bir ifade ile “anladım” demişti..
Doruk “iyi. He olur da o teklife evet dersen falan haberin olsun Esmer seni çok fena yaparım. Bak bu konuda şakam yok,elimde hamur olursun!”
Nefes “neler oluyor?”
Doruk, Nefese bakmadan “bence neler olduğunu sen de iyi biliyorsun Nefes!”dedi..
Nefes “ve?”
Doruk “Seneme de dedim. Teklife evet derse,günah bizden gider!”
Nefes “orada dur bakalım. Kimin kiminle çıkacağına ne zamandır siz karar veriyorsunuz? Kaldı ki Senem istediği ile çıkabilir. Ona akıl verecek olan kişi benim siz değilsiniz. Kendi çöpünüzü temizleyin önce ondan sonra gelip ona dokunun.” Demiş ve Senemin kızaran bileğine bakmıştı..
Doruk’a dönüp “bir daha kaba kuvvet uygularsan ona,okulun gözü önünde seni madara ederim Doruk! Seneme dokunmayacaksın! Tamam mı?”
“tamam mı?”
Doruk “iyi ya!” demiş ve yukarı çıkmıştı..
Senem Nefese sarılıp “ben ne yapacağım?” demişti..
Nefes “aklın ne diyorsa onu!”
Senem Nefese bakmıştı. Boş sıraya geçip oturan Nefes ve Senem konuşmaya başlamışlardı.
Nefes “kimseye hesap vermek zorunda değilsin. Evet hepimizin üzerinde hak sahibi olduklarını iddia ediyorlar ama bu demek değil ki hayatına müdahale edecekler! İstediğini yapmakta özgürsün!” dedi gülümseyerek..
Senem “iyi ki varsın. Seni çok seviyorum Nefes!”
Nefes “hı hı evet. Herkes beni çok seviyor zaten. Ben olmasaydım kimi severdiniz bilemiyorum!”demişti gülerek..
Senem “şımarık”
Nefes “ukala”
Senem “uyuz”
Nefes “zeytin!”
Senem “yaaaaaaaaaaaaa,hile ama bu kızım!” demiş ve arkadaşına sımsıkı sarılmıştı. Üst sınıflardan olan bir kız Senemin yanına gelip “Merve hoca öğlen arasında tiyatro salonunda olmanı istedi Senem. Prova yapacakmışsınız!”dediğinde Senem “tamam teşekkürler.”dedi.
Geçen üç ders sonrasında Senem koşarak tiyatro salonuna gitmişti. Nefes ise sınıfta kalmış ve önünde durmakta olan deftere bir şeyler karalamakla meşguldü.
Ne kadar süredir onu izliyordu genç çocuk bilmiyordu. Ama bir insan yazı yazarken nasıl bu kadar sessiz hareket ediyordu ilk defa görüyordu. Sonunda kendine hakim olamayıp “merhaba” dediği an genç kız yerinden sıçramış ve defteri sertçe kapatmıştı…
Yağız “korkuttum mu?”
Nefes “freddy olsaydı bu kadar korkmazdım.”
Yağız “yapma ya, o kadar çirkinim demek.”
Nefes tebessümle “neden öğle yemeğinde değilsin sen!”
Yağız “sen neden değilsin?”
Nefes “yazı yazıyorum çünkü.”
Yağız “Senem yok mu?”
Nefes “prova da”
Yağız “doğru ya. Ağabeyin ile değil mi?”
Nefes “evet.”
Yağız “izlemeyecek misin?”
Nefes “amacın ne?”
Yağız gülümseyerek “birlikte inelim mi onları izlemek için aşağıya?”
Nefes “hayır.”
Yağız “neden seninle konuşmama izin vermediğini anlayamıyorum. Yani seni olabildiğince izlemeye çalışıyorum ama her hareketin çok farklı. Çözemiyorum. Neden bana izin vermiyorsun?”
Nefes “istemediğimi söylemiştim”
Yağız “ama…”
“hey prenses,aşağıdan bekleniyorsun” dedi Özkan…
Nefes oflayarak Yağızdan müsaade istemişti. Ama koridorun sonuna gelmeden sınıfa geri dönmüş ve tam içeri girecekken Yağız ile burun buruna gelmişti. Kafaları birbirine vuran Nefes ve Yağız bir süre birbirlerine bakakalmışlardı.
Yağız “özür dilerim.”
Nefes “evet bende.”
Yağız “neden döndün?”
Nefes “geçen gün elinde bir kitap vardı. Çeşitli şairlerden klasiklerden diye. Acaba o kitabı okuduğun zaman bana verebilir misin demek için döndüm.” Dedi..
Yağız “tabii ki.” Dedi ve Nefesin gülen yüzüne dikkatle bakarak genç kızın uzaklaşmasını izledi…
****
Bu sırada perdenin arkasında duran Senem ise kendi bölümünü okuyordu. Poyraz hala gelmemişti ama sorun değildi. Şiiri olabildiğince güzel okuyan Senem perdelerin açılması ile neye uğradığını şaşırmıştı. Okulun yarısı buradaydı ve canlı prova yapacaklardı…
Merve hoca gülümseyerek genç kızın yanına gelmiş ve onu okul arkadaşlarına takdim ederek yalnız bırakmıştı..
Senem “ Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun? Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.”
Senem,elindeki kağıtlara bakmaktan vazgeçip gözleri Poyraz’ı aradığında genç adam merdivenlerden usul usul çıktı ve kendi bölümünü okumaya başladı.
Poyraz “Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? ”Seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda havadan sudan söz etmek..Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun? Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. "
Senem poyraza bakarak “ve buradayken bile seni çılgınca özlemek!”
Herkese kısa gelen ama birbirlerine bir ömür gibi gelen kısa bakışmanın ardından birbirleriyle uyumlu olan sesleri ile devam etmişlerdi söylemeye..

ESMER ( ESMER SERİSİ -3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin