Bölüm 32

114 26 1
                                    

-32.bölüm-

Derin neye uğradığını şaşırmıştı. Doruk’un onu levent’in gözü önünde kendisine çekmesine tepkiyle karşılık vermişti. Doruk derinden her ne kadar etkilendiyse de derindeki bir şey adını koyamadığı o rahatsız edici durum doruğun ona farklı ve iğrenir gibi bakmasına neden oluyordu. Bunu fark eden derin doruğun bakışlarından ve çekim alanından kurtulup levent’in yanına gitmiş ve elini tutup doruğa dönerek “bu Levent . Özsaysal’ları tanıyor isen onların oğulları. Sizin gibi İstanbul da okumak yerine Fransa da benimle beraber okuyor.”

Söze giren Poyraz “seni ve seninle okuyanları bilemeyiz derin! Ama biz olduğumuz ve bulunduğumuz yerde sahip olduklarımızla mutluyuz. Önemli olan da bu! Hem sana bakıyorum da güzelim; burası zaten sana dar gelir! İstanbullu olmak ve İstanbul da yaşamak herkesin harcı değil!” dedi ve doruğun omzuna vurarak kızların yanına gideceğini söyledi.

Doruk ise Derine bakmayı sürdürürken yanlarına gelen bade ile şoka uğramıştı. Turkuvaz kısa elbisesi içinde oldukça seksi gözüküyordu. Ama bir şey doruğun canını sıkmaya yetmişti. Badenin gözündeki kahverengi lensler! Çıkarmamıştı!

Osman bey,Badenin gelmesi ile rahatsız olmuştu. Aynı şey Derin içinde geçerliydi. Badeye olan bakışlarında bir kin ve kıskançlık kokusu hakimdi. Doruk ,badeye döndüğündeyse anlayamadığı bir acı gördü o gözlerde. Bu aile kimdi ve badeye ne yapmışlardı? En çok bununla ilgileniyordu.

Bade öne çıkarak “hoş geldin!” dedi derine.

Derin ise “hoş buldum. İtiraf etmeliyim bade,Çırağan sarayında bir organizasyon düzenleyecek kadar aktif olduğunu sanmıyordum.” Dedi alaylı bir sesle.

Osman bey buna gülerek Dağhan ve altuğ’a dönüp “bade biraz siliktir,derin gibi olamadı hiç!” dedi ve her iki adamın da kaşlarının çatılıp kendisine öfke ile bakmasına sebeb oldu.

Bade,doruğa hiç bakmamıştı. Aklından neler geçtiğini öğrenmek için can atan bir doruk vardı bu kez karşısında ama onunla ilgilenmedi. Doruk sinirden ellerini yumruk yapıp çocukların yanına masaya oturdu ve küfür eder gibi “nasıl bir aile kendi soylarından olan birisini hiç tanımadığı insanların önünde küçük düşürebilir?! Silik ne demek ya?! Biri bana bunu açıklasın?!” dedi sinirle.

Poyraz arkasına yaslanarak “derinden etkilendiğini sanıyordum.”

Doruk gülümseyerek “ah,evet. Çok etkilendim. Tam yatağa atıp oyun oynamak istediklerimden. Ama o kızda tuhaf bir şey var ve bu rahatsız edici. Levent denen sümsük ayrı bir konu zaten. Öyle bir kıza böyle bir salak nasıl denk gelmiş merak doğrusu?”

Nefes “hmmm,ortak miras olabilir mi? yani bizde böyle bir durum olacağını sanmıyorum ama sen de ve onlarda bu tarz ilişkiler oldukça yaygın öyle değil mi?”

Anıl söze girerek “pek çok aile servetlerini bu şekilde büyütüyor zaten. O ikisinin birbirlerine aşık olduklarını pek sanmıyorum doğrusu. Çok tutuklar.”

Poyraz “haklı. Doruk derini kendine çektiğinde adam kılını dahi kıpırtdatmadı. Benim yanımda sevgilime öyle davranacak gerçekten ilerisini düşündüğüm kıza,ve ben sesimi çıkarmayacağım ha? Olacak iş değil.” Dedi gülerek.

Doruk “ kıskançlık ve sahiplenme biz de var ağabeycim. Onlarda değil. Çarpık ve açık ilişkilere açıklar,bunun içinde bu olağan bir şey. Kızlarını para karşılığı satan birer esnaf onlar. Hiçbir değerleri yok.”

Şengül “senin gibi birinden kıskançlık ve sahiplenme kelimelerini bir arada duymak şaşırtıcı doruk!” dedi gülerek.

Doruk “ummadık taş baş yarar hayatım..” dedi ve kızlara dönüp “bana badenin eski sevgilisini bulun!” dedi ve mikrofonu eline alan konuşmacıya dönerek dinlemeye başladı.

ESMER ( ESMER SERİSİ -3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin