-2.sezon / 30.bölüm-
Genç kız eve geldiğinde sinirli halinden bir şey kaybetmemişti. Televizyon izleyen anne ve babasına ve diğerlerine baktığında gözlerini yumdu. Ayakkabısını çıkardığında Mehir mutfaktan çıktı ve Nefes ile göz göze geldiler. Genç kadın gülmeye başladığında diğerleri de Mehir’in neye güldüklerini merak ettiler ve o tarafa doğru döndüler.
Talu “Aman Allahım! Ne oldu sana?”dediğinde Nefes hışımla aralarına girdi ve Dağhan’a bakarak “bunların hepsi senin oğlunun suçu! Çok şımarttın onu çok! Uyuz insan ne olacak!”dediğinde Dağhan kaşlarını havaya kaldırdı ve Nefes’e baktı. resmen sinirden turşu gibi kızarmıştı.. İçinden bu konuda Doruk’a nutuk çekeceğini söyledi ve Nefese bakarak “ben ona sorarım”dedi.
Nefes “iyi”dediğinde mutfağa gitti. Kendisine bir bardak su alırken bahçede oturup konuşmakta olan Anıl ve abisini gördü. Suyunu içip buzdolabına yeltendiğinde Poyraz “sakın dolabı açma.”dedi.
Nefes “neden?”
Poyraz “yemek yemeni istemiyorum.”
Nefes şaşkınlık ve bıkkınlıkla “neden? Diyet mi yapıyorum haberim olmadan?”dediğinde Anıl gülmeye başladı. Poyraz içeri girerek “yeme dedim güzelim. Abini dinle.”
Nefes su bardağının kalan yarısını da içtikten sonra Poyraza bakarak “umarım su içmeme de karışmazsınız. Gerçi iki litreden fazlası şişiriyor ama…”dedi.
Anıl “bence Poyrazı dinle. Pişman olmayacaksın güzelim”dedi.
Nefes “allahım. Benim ne uyuz bir ailem var böyle ya! Bazen var ya sizden köşe bucak kaçmak istiyorum! Baş belaları odunlar!”diyerek mutfaktan çıktığında Poyraz ve Anıl birbirlerine bakarak gülüyorlardı. Nefes merdivenlere yöneldiğinde Talu “kızlar yukarda odanda.”dedi.
Nefes “of! Yeter ama he! Neden benim arkadaşlarım da diğer insanlar gibi değil. Mesela ben eve gelsem onları salonda otururken bulsam sonra hadi kızlar sıkılmışsınızdır odama çıkalım desem! Ama yok Nefesin odası yol geçen hanı ya! Her gelen bodoslama dalıyor! Bıktım ya!”diyerek söylene söylene odasına çıktı.
Altuğ, Dağhan’a bakarak “ Doruk’un durumu ne olacak?”diye sordu. Genç adam kahvesinden bir yudum alarak kendisine bakmakta olan arkadaşlarına baktığında “ Oğlumun kafası karışık. Üzerine gidip de onu ürkütmek istemiyorum”dediğinde Aktan kahkaha atarak “Lütfen,burada Doruk’tan bahsediyoruz. O çocuk hiçbir şeyden korkmaz. Ben onun kadar gözü kara birini tanımadım. Tabi bizim çocuklar haricinde..”
Mert ise “valla kafası mı karışık bilmem ama şanslı adamsın Dağhan.”dedi.
Dağhan “o niye ?”
Mert “Doruk’un kadınlarla olan ilişkisi malum. Bu zamana kadar o kadar kızın kucağında torunlarınla gelmediğine dua et.”dediğinde herkes gülmeye başladı.
Aktan “hakikaten he? Bu çocuk anladık gerekli önlemleri alıyordur ama hep mi tutar ya. Yani hiç patlak vermedi. İlginç “dediğinde Dağhan “oğlum diye demiyorum ama nadasa bıraktığına eminim”dediğinde evdeki herkes gülme krizine girdi.
Mert “Hayvan ya! Hayvansın oğlum sen! 18’inde neysen şimdi de aynısın.”
Altuğ “babasının oğlu diye buna derim ben işte.”
Aktan “bir elmanın iki yarısı baksana.” Diye söyleniyorlardı. Poyraz ve Anıl ise konuşulanlara hem gülüyorlar hem de düşünüyorlardı.
Anıl “ne düşünüyorsun?”diye sordu arkadaşına.. Poyraz çayından bir yudum alarak Anıl’a baktı ve “aynı şeyi. Doruk’un kafası karışık. Önüne gelen Bade’ye aşık olup olmadığını soruyor. Ama halbuki Doruk’un zaten aşk adamı olduğunu bilmiyorlar.”dediğinde Anıl gülümseyerek “o zaman doğru soru nedir hocam?”dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER ( ESMER SERİSİ -3)
Teen FictionOnları bir araya getiren bir kader vardı ortada... Ağlatan... Nefret ettiren... Acı çektiren ve güldüren... Ne olursa olsun bir arada kalmalarını sağlayan bir kader... Esmer'di onlar... Sonsuza dek öyle kalacak, kim ne derse desin hep birlikte olaca...