Seriously?

3.7K 333 89
                                    

"Baba konuşmamız lazım."

"Ben de seni bekliyordum tam. Askerler ile tartışman olmuş diye duydum. Kendin niye karışıyorsun olaylara, cezası neyse ben verirdim."

"Evet... boşver o olayı. Kendi çapımda sinirlendim işte."

"Ciddi misin sen?" Dedi babam şaşkınlıkla beni süzerek.

"Ben aslında başka bir konu hakkında konuşmak için geldim buraya."

"Dinliyorum."

"Acemilerin antrenmanlarını kim denetliyor?"

"Sen denetliyorsun ya."

"Hayır onu demiyorum, bizzat yerinde kim denetim yapıyor. Eğitimlerini kim denetliyor?"

"Kimse denetlemiyor, ayrıca buna ne gerek var ki? Arada bir kontrol ediyoruz işte."

"Denetimlerin sıklaştırılmasını istiyorum. Askerlerde hiçbir gelişme olmuyor. Birkaç tanesi hariç hepsi çok kötüler."

"Bırak öyle kalsınlar, zaten ilk savaşta çoğu dökülüp gidecek. Ayrıca neden bu kadar takıyorsun? Acemilerden nefret edersin sen. Denetimi yapmayı bile zorla kabul etmemiş miydin?"

"Bu çok... canice! Onlar düzgün eğitim almıyorlar değil mi? Ne yaptırıyorsunuz onlara? Ahır temizliği mi? Bu askerlerin düzgün birer eğitime ihtiyaçları var, kimseyi öyle kolay kolay gözden çıkaramayız."

"Kimsenin onlarla uğraşmak isteyeceğini sanmıyorum, bırak da iyi birkaç tanesi parlasın."

"Ben uğraşırım."

"Ne?"

"Duydun. Bundan sonra acemilerin eğitimi ile bizzat ben ilgileneceğim. Hepsiyle teker teker, düzgünce."

"Yapma Magnus, iki günde pes edersin. Seksinden uzak kalamazsın sen."

"Öyle de bir uzak kalırım ki inanamazsın. Onların hepsi iyi birer savaşçı olmaya geldiler buraya, ölmeye değil."

"Onlarda bu kadar önemli olan ne gördün de böyle davranıyorsun?"

"Ne? Ne olabilir ki? Hiçbir şey görmedim sadece... sadece yaptığın bu şey haksızlık, yaptığımız bu şey haksızlık. Bundan sonra askerlerin denetimi ve eğitimi ile daha çok ilgileneceğim. Bizzat, sadece acemilerle de değil. Hepsiyle."

"Bünyen kaldırabilecekse yap o zaman. Ama sana en fazla 3 gün veriyorum. 3 güne kapıma gelir yapamıyor diye ağlarsın. Kolay mı sanıyorsun o kadar askerle ilgilenmek?"

"Kolay olmadığını biliyorum ama hiçbir zafer kolay kazanılmıyor zaten baba!"

...

Babamın odasına giderken deli gibi sinirliydim aslında.

Ama Jace'in söylediği şeyler kafamı o denli kurcalamıştı ki, diğer şeylere olan sinirimi gölgede bıraktı bu.

Jace'e olan sinirimi bile gölgede bırakmıştı.

Eğitim alanına geldiğim zaman tüm askerler ayaklanıp resmen önümde hazır ola geçmişlerdi. Hepsinin korktuğunu yüzlerinden anlıyordum.

"Büyük ihtimalle buraya neden geldiğimi merak ediyorsunuz, dün Jace ile yaptığım konuşma yüzünden buradayım."

"Efendim eğer ceza alacak birisi varsa o ben olmalıyım, başka kimsenin benim yüzümden ceza almasını istemiyorum."

"Aksine, hepiniz bir cezayı hak ettiniz!" Dedim sinirle bağırıp. "Ve çok ağır bir cezanız olacak."

"Efendim lütfen..." Jace yüzünü yerden kaldırmadan bir adım öne çıktı. "Ben ölmeye hazırım."

"Demek ölmeye hazırsın öyle mi?" Deyip elime kılıcımı aldığımda Alec Jace'i hızlıca arkasına çekti. "Ama senin ölümüne arkadaşın hazır değil gibi..."

"Alec bırak beni! Kimse benim yüzümden suçlansın istemiyorum."

"Her neyse, kes artık şunu. Seni öldürmeyeceğim Jace."

Tekrar tüm dikkati üstüme çektiğimde kılıcımı geri yerine koydum ve gülümsedim.

"Bundan sonra eğitiminiz ile bizzat ben ilgileneceğim. Hepinizle, teker teker. Cezanız tam olarak bu, canınıza okuyacağım hepinizin bu eğitimlerde."

"Bir saniye... ciddi misiniz siz?" İçlerinden birisi gülerek söylemişti bunu. "Sizden eğitim mi alacağız cidden?"

"Öyle olacak gibi duruyor. Beni çok uğraştıracak bir olay ama bir kere elimi taşın altına koydum ve geri dönüşü yok. Umarım siz de beni yanıltmazsınız ve tempoya ayak uydurabilirsiniz."

Hepsi buna son derece hazırlıklı duruyorlardı ve nedensizce bu duruma sevinmiştim.

"Gerçekten ceza almayacak mıyım?" Jace inanmaz bir halde söylemişti bunu.

"Şimdilik öyle görünüyor ama bir dahaki sefer bu kadar ucuz kurtulamazsın bilmiş ol. Yarın eğitime başlayacağız, herkes erkenden hazırlıklarını yapsın, kahvaltısını etsin. Kimseye acımayacağım özellikle de sana Jace."

...

Askerler ile yaptığım konuşmadan sonra diğer eğitim alanlarını da biraz gezmiştim.

"Ragnor yanıma gel."

Ragnor son derece deneyelimli bir askerdi ve çok fazla savaş görmüştü.

"Buyrun majesteleri bir şey mi istemiştiniz?"

"Şu tahtadan figürler, bunlardan acemi askerlerin eğitim alanlarına da dikilmesini istiyorum."

"Ama efendim bunlar sadece buradaki askerlerin..."

"Beni duymadın herhalde. Yarın sabah, eğitim alanlarında bunlardan görmezsem suçu sende bulurum haberin olsun."

"Emredersiniz efendim."

"Acemilerin eğitimi ile bizzat ben ilgileneceğim. Bazı zamanlar senden de yardım alabilirim. Sen de son derece eğitimli bir askersin."

"Teşekkür ederim efendim."

"Ayrıca eğitim için bize daha geniş alanlar gerekecek ama ben o işi hallederim. Sen sadece senden istediğim şeyleri yapacaksın ve gerisine karışmayacaksın."

"Siz nasıl emredersiniz efendim."

...

Bahçedeki banklardan birisine çöküp elimdeki kağıda bir şeyler karalıyordum. O sırada izleniyor hissine kapılıp hızlıca etrafı taradım ve Alec'le göz göze geldim.

"Benden uzak durmanı söylemiştim."

"Bence yeterince uzak duruyorum." Dedi eliyle aramızdaki mesafeyi göstererek.

"Ne istiyorsun?"

"Ben aslında... size teşekkür etmek istiyorum. Yaptığınız her şey için."

"Bir şey yapmadım, sadece doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım hepsi bu."

"Jace'in dedikleri umurunuzda olmayabilirdi."

Zaten umrumda olan şey Jace'in dedikleri değildi.

"Seninle yaptığımız antrenmanlar sırasında bunları bana söyleyebilirdin."

"Ben Jace kadar cesur değilim ne yazık ki."

"İstediğinde bana karşı gelecek kadar cesur oluyorsun ama." Demiştim iğneler gibi konuşarak. "Arkadaşına da söyle, ikinci sefer ona acımam bilmiş olsun."

"Kendisi de farkında bunun zaten, emin olabilirsiniz."

"Senin için de aynısı geçerli Alec, aynı şekilde sana da acımam."

"Acımadığınızı... şey yani acımayacağınızı çok iyi biliyorum."

Yürümeye başladığında sinirle arkasından bağırdım.

"Ama hala bana laf söyleme cesareti gösteriyorsun!"

...

Dur yavaş yavaş adam olacaksın sen...

This is my Kingdom (Malec)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin