Alec:
Emma ile birlikte piknik yapmaya gelmiştik ve ben artık ona aramızda bir şey olamayacağını söylemek istiyordum.
Kendi kendine benimle ilgili planlar kurması iyi değildi, aynı hataya ben de düştüm ve sonuçları çok kötü oluyor.
"Piknik yapmayı kabul ettiğin için teşekkür ederim."
"Önemli değil Emma, aslında benim seninle konuşmam gereken bir şey var. O yüzden geldim buraya."
"Evet, benim de seninle konuşmam gereken bir şey var aslında." Deyip bana dönmüştü. Sonra aniden dudaklarımda bir dokunuş hissettim.
Dudaklarıma bıraktığı dokunuş o kadar masumdu ki...
"Emma..."
"Üzgünüm ben... bunu yapmamam lazımdı."
"Seninle konuşmam gereken şey de tam olarak buydu zaten."
"Senden hoşlanıyorum Alec."
"Emma bak... bizim aramızda bir şey olamaz tamam mı? Ben... benim aklımda bir başkası var ve ben seni arkadaşım, kardeşim gibi seviyorum. Seni kırmayı hiç istemezdim ama..."
"Hayır... hayır kırmadın aslında. Bunu açıkça söylemen benim için çok şey ifade ediyor."
Kucağımda duran elimi tuttuğunda ben de gülümseyerek onun elini tutmuştum.
"Lütfen arkadaş kalmaya devam edelim olur mu Alec?"
"Arkadaş kalmaya devam edelim."
Bana kollarını açıp büyük bir sarılma verdiğinde ben de ona karşılık vermiştim. Umarım onun karşısına da onu en az onun kadar sevecek birisi çıkardı. En azından o benden daha şanslı olsun.
...
Magnus:
"Clary çok mutlu gözüküyorsun bugün."
"Evet efendim, hayatımdaki her şey mükemmel ilerliyor çünkü."
"Öyle mi? Anlat hadi." Dediğimde hızlıca yanıma oturdu.
"Jace'le dün biraz dolaştık ve beni odamın önüne kadar bıraktı. Sonrasında yanağımdan öptü ve... ve benim çok güzel olduğumu söyledi. Bugün de bana karşı hislerinin olduğunu söyledi."
"Sonunda... ikiniz adına çok mutlu oldum." Diyerek ayaklandım ve odanın camına doğru ilerledim.
"Tek ben de değilim bu kadar mutlu olan, sanırım şu an Emma da benim kadar mutludur."
"Emma mı?" Dedim ona dönerek. "Onun olayla ne alakası var?"
"Bugün Alec'e hislerinden bahsedecekti. Birlikte pikniğe gittiler, Jace biz de gidelim deyince kıramadım ama sonra onların özel konuştuklarını anlayıp yanlarına gitmedik. Görseniz çok güzellerdi. Önce Emma onu öptü, sonra bir şeyler konuştular. Sanırım Alec de ona karşı bir şeyler hissediyor çünkü sonrasında el ele tutuşup sarıldılar. En az Emma kadar sevindim bu olaya. Düşünebiliyor musunuz efendim, ileride hep beraber olabileceğiz. Rüya gibi geliyor şu an."
Cidden rüya gibi geliyor şu an bana da.
Rüyadan çok kabus gibi.
"Efendim iyi misiniz?"
"Clary dışarı çık."
"Ama... yanlış bir şey mi söyledim?"
"ÇIK DİYORUM." aniden üstüne yürümemle birkaç adım geriye çekilmişti. Gözleri anında dolarken hızlıca kapıya yöneldi ama çıkmadan onu durdurdum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
This is my Kingdom (Malec)
Fiksi PenggemarBabası tarafından bir prenses ile evlenmesi istenen bir prens; Magnus. Ve imkansız olduğunu bildiği halde bir prense aşık olan bir şövalye; Alec. Peki işler daha ne kadar çığırından çıkabilirdi ki?