Davette babamın yanında otururken prensesleri de göz ucuyla inceliyordum. Hepsi gözüme güzel geliyordu ama şimdiden hiçbirini sevmemiştim.
"Hepsi çok güzeller öyle değil mi?" Dedi babam elini omzuma atarak. "Alec de gelmiş bu arada, ayrıldın değil mi ondan?"
"Ayrıldım evet."
"Benim olayı bildiğimi söyledin mi?"
"Hayır söylemedim ve söylemeyi de düşünmüyorum. Kalbini kırdım ve ayrıldım."
"Güzel, zaten yüz ifadesinden belli oluyor ne denli üzgün olduğu. Yazık, üzülüyorum ona. Çekici bir erkeksin Magnus, onun dikkatini çekmiş olman normal ama normal olmayan şey senin bu riski alıp onunla olmaya çalışman..."
"Baba... şu konuyu açma. Seninle bunu konuşmayacağım."
"Değdi mi pek risk aldığına? İyi miydi sevişmeleriniz?"
"Onunla olan her şey iyiydi baba, inan bana her şey iyiydi."
Omzumdaki eliyle omzumu sıvazlamaya başlamıştı.
"Çabuk bitmesi üzmüş olmalı seni. Şimdi kızlardan birisini dansa kaldır. Bu arada Emma'yı da davet ettim fark ettiysen. Nedensizce onunla Alec'in aşırı derecede yakıştığını düşünüyorum."
Ona gözlerimi kısarak bakmaya başlamıştım. Yine de ayaklanıp kızların yanına ilerledim ve en başta oturan prensesin önünde hafifçe eğildim.
"Bana bir dans lütfeder misiniz?"
Prenses güzel bir gülümseme ile bana karşılık verdiğinde onun elini tutup birlikte sahneye yöneldik.
"İsminiz neydi?"
"Ben Catarina." Dedi yüzündeki gülümsemeyi hiç eksik etmeden. Ah hayır bu kızı seçip üzülmesine izin veremezdim. Gerçekten saf birisine benziyordu.
Babamın hoşuna gitmeyecek birisini seçmeyi düşünüyordum çünkü.
Bir süre Catarina ile konuşup dansa devam ederken sahne de yavaş yavaş dolmaya başlamıştı.
Sonunda Catarina'yı yerine bıraktığımda bu sefer ikinci prensese yönelmiştim. O sıra Clary ve Jace'in de dansa kalktığını görüp istemsizce mutlu olmuştum.
"Sizin isminiz neydi?"
"Camille efendim, krallığımızın tek prensesiyimdir. Son derece iyi yetiştirildim ve..."
Camille kendini övmeye devam ederken bu kızın olabileceğini düşündüm, eminim zamanla kindar birisi çıkacaktı içinden.
Onunla dans etmeye devam ederken Emma'yı dansa kaldıran bir Alec gözüme takıldı.
Bunu neden yapıyorsun, kısasa kısas mı istiyorsun yoksa sadece eğlenmeye mi çalışıyorsun?
Camille'i belinden biraz daha çektim kendime ve başımı onun omzuna doğru yaslayıp Alec'i izlemeye başladım. Sonrasında onun gözleri de benim üstüme çevrildi.
Kollarım arasında onun olduğunu hayal etmeye başladım. Şu an boynuma çarpan o nefesin Alec'e ait olduğunu düşündüm ve gözlerimi yavaşça kapadım.
Onunla bu sahnede asla özgürce dans edemeyeceğimiz gerçeği yüzüme bir tokat gibi çarparken tekrar gözlerimi açtım ve Alec'in sinirden dudaklarını dişlediğini fark ettim. Belki de bu dansın hoşuma gittiğini düşünüyordur, onu hayal ederek kollarım arasındaki kızla dans ettiğimi anlamamıştır.
Dudaklarımı oynatıp anlamasını umarak "Seni seviyorum." Dedim. Hiçbir şekilde dudağımdan bir ses çıkmadı sadece dudaklarım hareket etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This is my Kingdom (Malec)
FanfictionBabası tarafından bir prenses ile evlenmesi istenen bir prens; Magnus. Ve imkansız olduğunu bildiği halde bir prense aşık olan bir şövalye; Alec. Peki işler daha ne kadar çığırından çıkabilirdi ki?