"Magnus hadi dışarıya çıkalım biraz."
Alec odaya girdiğinde ben öylece ona boş gözlerle bakıyordum.
"Canım istemiyor."
Olanların üstünden 3 gün geçmişti ama benim üstümdeki etkisi hala geçmemişti.
"Odaya kapanıp bir şeylerden kaçarak nereye kadar devam edeceksin?"
"Bilmiyorum, gittiği yere kadar işte."
Alec odanın kapısını kapatıp kilitledikten sonra hızlıca yanıma gelmişti.
"Bu şekilde yapma lütfen."
"Çok yorgun hissediyorum. Dün gece çok az uyudum. Ayrıca hala güçlerim geri gelmedi."
"Yakında gelecektir, baban söyledi biliyorsun. Bu süreç de geçip gidecek."
Yanıma oturduğu zaman ben hala karnıma dizlerimi çekmiş halde duruyordum öylece.
"Alec kendimi çok yorgun ve halsiz hissediyorum."
"Farkındayım." Deyip beni yavaşça yatağa doğru çekti ve yatağa uzanmamızı sağladı. Anında onun beline kollarımı sardım ve başımı omzuna yerleştirdim.
"Tamam dışarı çıkmayalım, öylece uzanıp tavanı izleyelim ne dersin?"
"Ben seni izleyeceğim." Deyip yüzümü kaldırdım ve onun yüzüne bakmaya başladım. Sonrasında boynuna küçük bir öpücük bırakıp geri çekilmiştim.
"Kokunu özlemişim."
Gülümseyip saçlarıma bir öpücük bıraktı. Bu hallerimin hoşuna gitmediğini biliyordum ama elimden bir şey gelmiyordu cidden.
"Sormayı unuttum, bugün kahvaltı yaptın mı sen?"
"İştahım yok." Dememle sinirle bana baktı.
"Sen insanı katil edersin cidden. Dün gece de bir şey yemedin iştahım yok diyerek."
"Ama o zaman da iştahım yoktu."
Başını onaylamaz şekilde sallayıp beni yatağa bırakarak hızlıca yataktan çıktı.
"Sana yiyecek bir şeyler getireceğim ve yiyeceksin. Yoksa ceza alırsın."
Kapıdan çıktığı zaman seslice nefes verdim. Bir şeyler yiyecek gücüm bile yoktu ki...
Alec çok geçmeden odaya döndüğünde arkasından tekrar kapıyı kilitledi.
"Bak şimdi seninle bir oyun oynayacağız." Diyerek yatakta yanıma oturdu. "Yediğin her lokmadan sonra dudaklarına bir öpücük alacaksın. Ve tepsideki her şey biterse de bir ödülün olacak."
"Ne ödülü?"
"Onu bitirirsen öğreneceksin."
Yatakta oturur pozisyona geçmemi sağlayıp arkama da yastık koymuştu.
Kahvaltılık malzemeleri ağzıma her tıktığında ardından dudaklarıma küçük bir öpücük bırakıyordu.
Bu oyunu sevmiştim bu yüzden yemeye devam ettim. Öyle ki tepsideki her şeyi bitirmiştim ve Alec'ten neredeyse 23 öpücük almıştım.
Tepsiyi hızlıca yana bıraktı ve gülümseyerek bana döndü.
"Şimdi de ödülün."
Beni yatakta kucağına doğru çekip ellerini yavaşça kalçalarıma yerleştirdi. Hemen sonra dudakları boynumda gezinmeye başlamıştı.
Şu aralar beni rahatlatan nadir şeylerden birisiydi onun boynuma kondurduğu öpücükler. Zaten düzeldiğim zamandan beri bu öpücüklerden ileriye gitmemiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This is my Kingdom (Malec)
FanfictionBabası tarafından bir prenses ile evlenmesi istenen bir prens; Magnus. Ve imkansız olduğunu bildiği halde bir prense aşık olan bir şövalye; Alec. Peki işler daha ne kadar çığırından çıkabilirdi ki?
