Alec'ten sonra Jace ile tekli antrenman yapacaktık ve daha önce onunla hiç tekli antrenmana çıkmadığımı fark etmiştim.
"İçlerinde en iyisi sensin." Dedim kılıcı havada sallayarak.
"Aslında Alec de en az benim kadar iyidir ama saraya geldiğimiz zamandan beri kafası dağınık."
Bir de alttan alttan bana laf sokuyor.
"Savaşta kafan dağılırsa birisi gelir senin kafanı ciddi anlamda dağıtır. Bunu ona hatırlat."
Kılıcı havada salladığım zaman hızlıca geriye kaçıp hamlemden kurtulmuştu.
"İyiydi bu."
"Teşekkür ederim efendim."
Bu sefer o hamle yaptı ve kılıcımla onu engelledim. Üçüncü bir hamleyi hiç beklemeden yaptığında hareketleri hoşuma gittiği için gülümsemiştim.
"Çok iyi bir potansiyel var sende." Dedim onu geriye iterek. Sonrasında hamle yapmasını beklemeye başladım.
Gelen hamleyi bekletmeden savurup kılıcı tutan eline tekme atmıştım ama kılıç elinden düşmedi.
Şaşırmış olsam da kendimi çabuk toparladım ve ona sert bir hamle daha yaptım. Kılıç elinden uçmuş olsa da benden hızlıca uzaklaştı.
"Pes ediyor musun?"
"Hiç sanmıyorum."
Yerde bir takla atıp kılıcını eline aldı ve hızlıca ayaklandı. Onu izlerken büyük bir zevk alıyordum şu an.
"Devam edebiliriz efendim."
"Bu kadar iyi olmayı nasıl becerdin?"
"Efendim biz küçüklükten beri kendimizi buna adadık, daha iyi olmak için eğitime geldik. Şu an sizinle karşılıklı antrenman yapıyor olmak küçüklükten beri hayalimdi benim."
Kılıcı elimde çevirdikten sonra yana doğru fırlattım. Tekli antrenman yaptığımız yer toplu antrenman yerinden biraz uzaktı. Kısaca kimse bizi izlemiyordu ya da ben onları göremiyordum.
"Alec sana her şeyini anlatıyor öyle değil mi?"
"Genelde anlatıyor, biz kardeş gibi büyüdük çünkü."
"Sen de ona her şeyini anlatıyorsun o zaman." Dediğimde kafa sallamıştı. "Alec aramızda geçen olayı sana anlattı değil mi?"
Sessiz kalmıştı.
"Kafası o yüzden dağınık farkındayım. Ama ona şunu söyle, farkındaysa benim kafam zerre dağınık değil çünkü o olay umrumda bile değil. Direkt olarak hafızamdan sildim ben o güne ait her şeyi. Ona tavsiyem o da bunu yapsın, hatta mümkünse direkt olarak beni silsin aklından. Jace, arkadaşın ateşle oynadığının farkında değil, günün sonunda yanacak olan o olur."
"Alec bunun başından beri farkında, tek istediği size yakın olup sizle arkadaş olmaktı. Sizin ona değer verdiğinizi görmek istedi. Sizi rahatsız edecek şeyler yapmadığına eminim. Onu öpen kişi sizsiniz efendim, belki ateşte yanacak olan kişi Alec olabilir ama korktuğunuz şey o ateşin içine sizin de çekilip çekilmediğiniz. Kimse kimseyi boş bir nedenden dolayı öpmez. Şu ana kadar hangi askerinizi antrenman sırasında öptünüz ya da öpmek istediniz? Ayrıca... düşünmemek sadece olayı uzatıyor, bence sizin de biraz olayı düşünmeniz gerekiyor."
Önümde eğildikten sonra kalabalık alana doğru yürümeye başlamıştı. Bense öylece boş boş arkasından bakmakla yetindim.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This is my Kingdom (Malec)
FanfictionBabası tarafından bir prenses ile evlenmesi istenen bir prens; Magnus. Ve imkansız olduğunu bildiği halde bir prense aşık olan bir şövalye; Alec. Peki işler daha ne kadar çığırından çıkabilirdi ki?