Alec:
"Magnus'u odadan çıkarken gördüm, iyi misin sen?"
Jace yatağa otururken ben de yatakta dik pozisyona geçmiştim.
"Hayatımla ilgili büyük kararlar almaya karar verdim."
"Yoksa sonunda sabahları yatağını toplamaya mı karar verdin?"
"Jace dalga geçme."
"Senin hayatın için vereceğin en büyük karar bu olur anca."
"Magnus ile konuştuk ve... bir şeyleri geride bırakma kararı aldık. Bir nevi arkadaş gibi olacağız."
"Pekala, büyük karar bunun neresinde?"
"Kendime gelmem lazım Jace, tek aşkım olan ok ve yayımı bile görmek istemeyecek hale geldim ve bu berbat bir durum. Toparlanacağım, üzülmeyi bir kenara bırakacağım ve sabahları da yatağımı toplayacağım."
"Oh be sonunda! Seni böyle görmek istiyorum. Bırak her şeyi bir kenara ve özüne dön artık. Hayallerimizi ne çabuk unuttun. Sen buradaki en iyi okçu olacaksın ben de kılıç ustası olacağım. Muhteşem ikili olacağız, savaşlarda sürekli birbirimize destek olacağız. Bırak artık diğer her şeyi bir kenara tamam mı? Zor olacak biliyorum ama bunu yapmak zorundasın."
"Sanırım cidden bunu yapmak zorundayım." Dedim ona dönerek. "Benim yanımdasın değil mi?"
"Her zaman yanındayım Alec, bunu çok iyi biliyorsun."
"Ee, sen Clary'e ne zaman at sürme eğitimi vereceksin?"
"Bilmem, sanırım yarın başlayacağız."
"Sen de o kızı kaçırma bence, hem nazik hem de tatlı birisine benziyor."
"Başta Magnus'a yakın diye deli oluyordun."
"Ama aralarında bir şey olmadığını öğrendiğimden beri seviyorum. Ayrıca... Magnus'tan birilerini kıskanmam çok saçma. Sonuç olarak... tamamen atacağım onu kafamdan."
"Umarım Alec, umarım bunu yaparsın."
...
Magnus:
Yarın için askerlere tatil verdiğim için geceden odama bir kız çağırmıştım.
Biraz dinlenmek için yatakta uzanırken kapım çalmaya başlamıştı.
"Gel içeriye."
Kapıdan bir kız giriş yaptığında yatakta oturur pozisyona geçmiştim.
Önümde eğildikten sonra yanıma yaklaştı ben de hızlıca onu kucağıma çektim.
"Seni niye ilk defa görüyorum ben."
"Yeni geldim efendim."
"Pekala... umarım beni memnun edebilirsin."
Kızı kendime doğru çektiğimde dudakları bana yaklaştı ama onu engelledim.
"Öpüşmek yok, baştan anlaşalım."
Başını olumlu anlamda salladı.
"Ben... ben birazcık şeyim..."
"Neysin?"
"Bilmiyorum. Kötü hissediyorum."
"Korkma, birazdan daha iyi hissedersin."
Onu hızlıca altıma aldıktan sonra dudaklarımı boynuna doğru çıkardım. Yavaş yavaş onu öpmeye başladığımda altımda rahatsızca hareketlendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This is my Kingdom (Malec)
FanfictionBabası tarafından bir prenses ile evlenmesi istenen bir prens; Magnus. Ve imkansız olduğunu bildiği halde bir prense aşık olan bir şövalye; Alec. Peki işler daha ne kadar çığırından çıkabilirdi ki?