She's so beautiful

4.1K 387 346
                                    

Bebeklerim neden yorum atmıyorsunuz :(

"Askerlerime ahır temizletme görevi mi verdin sen?"

Babam sinirle odama girerken derin bir nefes aldım.

"Ahırlar çok pisti."

"Yeni gelenlere yaptırsaydın o zaman!"

"Baba, benden habersiz yeni gelenlerle dövüşler yapıyorlardı. Bir cezayı hak etmişlerdi."

"Peki benim niye bundan yeni haberim oluyor?"

"Kendim hallettim zaten olayı." Dediğimde elini sertçe masaya geçirdi.

"Bir daha benden habersiz hiçbir şey yapmayacaksın. Bu krallığın kralı hala benim, bunu sakın unutma."

Odadan çıkarken derin bir nefes alıp vermiştim. Ciddi anlamda sorunları olan bir babam vardı ve onunlayken akıl sağlığımı korumak oldukça zordu.

Derin bir nefes alıp hızlıca odadan ayrıldım. Soluklanmaya ihtiyacım vardı.

Bahçe tarafına çıkıp büyük bir açıklığı gören bir banka çöktüm. Ne zaman yalnız kalmak istesem buraya gelip soluklanırdım.

Tam o sırada, ileride gezen iki kişiyi fark ettim. Daha dikkatli bakınca birisinin Alexander olduğunu anlamıştım ve yanında prensesleri kıskandıracak güzellikte bir kız vardı.

"Sen şanslı bir herifsin Alec." Dedim kendi kendime. Aynı zamanda istemsizce onları izlemeye başladım. Gülüşüp duruyorlardı, kız sürekli ona bir şeyler anlatıp duruyordu ve Alec de ona karşılık bir şeyler söylüyordu. En sonunda kız elindeki torbayı ona uzatıp Alec'e sıkıca sarıldı ve yanağından öperek ondan uzaklaştı. Alec de kızın arkasından onun gidişini izlemeye başladı.

Ne ara ayaklandım, ne ara Alec'e doğru ilerledim bilmiyorum. Onun etrafında olduğumda bazı şeyler istemsiz gelişiyordu.

"Çok güzel bir kız." Dediğimde Alec gelen ani sesle irkilmişti. Sonrasında yavaşça bana döndü.

"Öyledir."

"Şanslı bir erkeksin."

"Evet, o benim en büyük şansım." Deyip gülümsedi. "İnsanın ailesi gibi olmuyor tabi."

"Şey...  ikiniz evli misiniz?" Dedim biraz şaşırarak. Gerçi evli olması tuhaf bir durum değildi.

"Ben ve Isabella mı?" Dedi alayla gülerek. "Hayır hayır, mümkün değil, Isabella benim kız kardeşim."

"Haaa... ben sandım ki..."

"Ne sandınız?"

"Yani... şansın yine tutmuş ve böyle bir kızı elde etmişsin diye düşündüm."

Alec'in her daim sinir olduğum o gülümsemesi yüzünde yayılmıştı.

"Sadece... annem en sevdiğimiz yemeklerden yapmış da. Jace ile bana yiyelim diye getirmiş işte."

"Anladım. Afiyet olsun o zaman size."

"Teşekkürler majesteleri." Bana selam verip yürümeye başladığında kendi salaklığıma gülmüştüm istemsizce.

Neden bu asker dikkatimi bu denli çok çekiyor anlam veremiyorum.

...

Gecesinde odama gelen kızı kucağıma doğru çekip yatağa oturdum.

"Gününüz nasıl geçti majesteleri?"

"Konuşma işini sonraya bıraksak nasıl olur?"

Tek hamlede onu yatağa uzandırıp üstüne yerleştiğimde geceliğinin açığa çıkardığı boynuna yöneldim. Oraya küçük birer öpücük bırakıp geriye çekildiğimde eline enseme atmıştı.

This is my Kingdom (Malec)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin