This is my Kingdom (Malec)

You're so slow Alec

Magnus:

Gece boyunca uyuyamadım.

Sürekli yatakta dönüp durdum ve yapabileceğim hiçbir şey olmadığını bilmek sinir bozucu.

Şu an Alec benim olsaydı Underhill'i yaşatmazdım.

Gerçi öyle bir durumda Alec de buna izin vermezdi.

Şimdi izin vermişti ama.

Düşünme Magnus...

Sonunda çadırdan çıkıp askerleri uyandırdım.

Başta kahvaltılarımızı yaptık ve benim gözüm Alec'in üstünden başka yerde değildi. Alec de bunun farkında olduğu için rahatsız görünüyordu.

Underhill'den uzak bir yere oturmuştu ve bu dikkatimden kaçmamıştı.

"Bugün ayrılıp ip uçları arayacağız. Grupları ben dağıtacağım."

Teker teker isimleri söyledikten sonra "Alec sen de benimle geliyorsun." Demiştim. Zaten kimse itiraz etmemişti.

Prensin sözüne kim itiraz edebilirdi.

O an için bir boşluğa düştüm, boynumda kolyemin eksikliğini hissettim.

Nedense bana güven veriyordu o kolye.

"Bittiyse kahvaltınız artık etrafı araştırmaya başlayalım."

Herkes ayaklanıp gruplaşırken Alec de benim yanıma ilerledi.

"Çadırımdan mızrağımı getir asker."

Bir şey diyecek gibi bana baktı ama sonra sessiz kaldı ve çadırıma yürümeye başladı.

Kısa zaman sonra mızrağım ile geri gelmişti.

"Güzel aferin, dediklerimi bu şekilde yapmaya devam et."

Dişlerini sıkmaya başladığını fark ettiğimde gülmemek için kendimi sıkıyordum.

"Mızrak sende kalsın, ihtiyacım olursa alırım."

"Sizin hizmetçiniz değilim, hatırlatmak istedim."

"Ama bayağı kaslı ve güçlü birisine benziyorsun, yaparsın sen bu işi."

Önden yürümeye başladığım zaman arkamdan söylene söylene gelmişti.

"Hem benim yorulmamam gerekiyor Alec, sonuçta yaratığı ben öldüreceğim değil mi?"

"Eskiye mi döndük? İlk zamanlara?"

"Bilmem, öyle mi yapmışız." Dedim ona dönerek. "O zamanlar senle uğraşmak eğlenceliydi. Belki de o zamanlarda kalmamız gerekiyordu."

Tekrar önüme dönüp yürümeye başladım.

"Çok yavaşsın Alec."

"Hem oklarımı hem de sizin mızrağınızı taşıyorum, normal değil mi hızım?"

"Her şeye de cevap veriyorsun, senle işimiz cidden zor. Prensine biraz saygın olsun."

"Üzgünüm prensim, bir daha olmaz." Dedi dişleri arasında konuşarak.

"Güzel, olmasın. Ayrıca dün gece düşündüm ve Underhill ile aranda bir şey olmasını takmadığımı fark ettim. Sonuçta ben evleneceğim, sen de yalnız kalmamış olursun."

"Underhill iyi birisi, belki cidden onunla aramda bir şeyler olabilir. Ama şu an değil, daha yeni beni öldürüp bitiren bir ilişkiden çıktım çünkü. Nefes almam ve biraz soluklanmam lazım."