Call me "Alec" please

6.4K 451 329
                                    

SeverusunAsigi o zaman ilk bölüm sana gelsin  💜

"Magnus, hala odanda mısın sen?"

"Baba..." dedim yanımda uzanan kızı göstererek. "Gece biraz yorucuydu da."

"Belli oluyor, kızı gönder sonra da aşağıya in. Yeni şövalyelerin özel eğitimi başlayacak ve sen onları test edeceksin."

"Neden sen yapmıyorsun da ben yapıyorum?"

"Bir düşüneyim, ah çünkü ben kralım ve sen de benim oğlumsun. Aksatma işlerini ve dediğimi yap hemen!"

...

Sinirle odamdan ayrılıp şövalyelerin toplandığı alana ilerlemiştim. Hepsi bir yuvarlak halinde dizilmiş gelmemi bekliyorlardı.

"Prensimiz geldiler." Dedi başlarında görev yapan asker. Hepsi bana dönüp selam verdiklerinde gözlerimi üstlerinde gezdirmiştim.

Çok genç olan birkaç tanesi hariç çoğu yapılıydı.

"Bu denetim işi sıkmaya başladı." Dedim söylenerek. "Her neyse, aranızda ilk antrenmanı yapmak isteyen var mı?"

Kimseden ses çıkmamıştı.

"Yok mu? O zaman sanırım benim seçmem gerekecek."

Belimdeki kılıcı çıkarıp elimle sıkıca kavradım ve etrafımda döndüm.

"Acaba hanginiz ilk gelse?"

O sıra birisinin önce çıktığını görmemle hızlıca o yöne döndüm.

Oldukça uzun boylu olan bir tanesi önce çıkmıştı ve belindeki kılıcı eliyle tutuyordu.

"Gönüllüyüm efendim."

"Demek aranızda bir cesur varmış, gerçi benim karşıma çıktığına göre biraz da aptal olmalı." Ona birkaç adım yaklaşıp baştan aşağı onu süzdüm. "İsmin ne?"

"Alec."

"Alexander'ın kısaltması mı?"

"Evet majesteleri ama Alec'i kullanıyorum."

"İsmim Alexander olsa kısaltarak bu isme hakaret etmezdim." Deyip ona yaklaştım ve kılıcımı göğsüne doğru bastırdım. "Başlayalım mı o zaman?"

"Başlayalım majesteleri."

Başını hafifçe önümde eğip kılığına yöneldi. Eline kılıcı aldığında kılıcı tutma acemiliğine göz devirmiştim.

"Cidden sizinle işimiz zor." Deyip onun çemberin ortasına gelmesini bekledim. "Kılıcı bile düzgün tutmuyorsun."

Ona kılıcımı salladığım zaman zoraki bir şekilde kılıçtan kaçmıştı. Ama neredeyse yere yapışacaktı ve bu haline gülmüştüm.

"Dengede bile duramıyorsun Alexander."

"Aniden geldi hamle."

"Ahh üzgünüm... bir dahakine hamle yapmadan önce uyarı yaparım." Dedim alayla gülerek. "Kimse sana hamle yaparken söylemeyecek, hamleler tabii ki de aniden gelir Alexander."

"Majesteleri, lütfen bana Alec deyin."

Ona ikinci bir hamle yaptığımda kılıcı sersemce savurdu, savurduğu kılıca sertçe vurup elinden düşürmesini sağladım ve elimdeki kılıcı boynuna dayadım.

"Sana nasıl hitap edip etmeyeceğime ben karar veririm asker, senin benden bir şey talep etme lüksün yok. İster Alec derim, ister Alexander istersem de sadece asker derim. İsmini bile bilmeme gerek yok, zaten nezaket gereği sormuştum."

"Üzgünüm majesteleri." Dediğinde boynunda duran kılıcı yavaşça çekmiştim. Boynunda oluşan küçük çiziği fark etmiştim o an.

"Görünüşe göre ilk yaranı aldın Alexander, artık bir asker olmaya tam anlamıyla hazırsın."

...

This is my Kingdom (Malec)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin