Alec:
Magnus odadan çıkana kadar sakin ve güçlü durmaya çalışmış olsam da onun çıkması ile neredeyse krize girecek kadar sinirli birisine dönüşmüştüm.
Öyle ki Jace odaya dönene kadar odada bulunan her şeyi yerle bir ettiğimi fark etmemiştim bile.
"Alec... Alec sakin ol diyorum sana!"
Beni tuttuğu gibi duvara itti ve kollarımı sertçe tutmaya başladı.
"Benden tiksiniyormuş, benimle aşkını rahatça yaşayamadığını söyledi. Şu kız, Selina, ondan... onu sevdiğini söyledi. İki günde? İki günde başkasını nasıl sever bir insan?"
"Alec... Alec sakin olmaya çalış. Be... belki yine bir şeyler olmuştur. Magnus senden uzak durmaya çalışıyordur. Kral bir şekilde onu tehdit etmiştir. Bi... bilmiyorum."
"Hayır... hayır bu sefer öyle değil. Gözlerini görmeliydin Jace. Bana... bana nefretle baktığına yemin edebilirim. Yalan söylese anlardım tamam mı? Bunu istemeyerek yapsa anlardım ama doğruyu söylüyordu. Doğruyu söylediğini biliyorum."
Jace beni bıraktığı anda öylece yere çökmüştüm. Bunlar... gerçek olamazdı.
Gerçek olamazdı değil mi? Rüya ya da kabus olabilirdi ama gerçek olamazdı.
"Alec bu şeyin altında başka bir şey olmalı, öylece orada durup kara kara düşünmeyi bırak da ne yapacağımızı düşünelim."
"Ben düşündüm, ne hali varsa görsün diyorum şu an."
"Alec saçmalama... adam senin için ölmeyi göze alırken 2 gün içinde senden vazgeçmez. Bunu aklın alıyor mu senin?"
"Ya gerçekse Jace, ya cidden..."
"Magnus böyle birisi mi sence? Sevdiğin adamın böyle birisi olduğunu mu düşünüyorsun? İki günde seni bırakacak birisi mi? Sen evleneceksin diye babasının karşısında kendini kesen adamdan bahsediyoruz Alec! Babasından dayak yiyen, herkese kafa tutan kişiden bahsediyoruz. Gerizekalı gibi orada oturacağına bir şeyler düşünmeye başla yoksa ben tek başıma yaparım her şeyi!"
"Söylediği şeyler çok gerçekçi duruyordu Jace."
"Oldu biz de çok gerçekçi diye inanalım o zaman öyle mi? Magnus gelse beni sikse daha çok inanırım seni sevmediğine o derece. Derim en azından benim bir albenim var adamın hoşuna gitmiş."
"Ne diyorsun sen ya?"
"Ben ne dediğimi biliyor muyum amına koyayım, ayarımla oynadınız benim!"
İstemsizce dediği şeye gülmüştüm, sanırım sinir krizi filan geçiriyorum.
"Yemin ediyorum aptalın tekisin Jace, sinirimi bozdun."
"Sen mi bozdun ben mi? Kalk hadi ayağa. Çökmüş duvarın dibine depresyona girecekmiş aklınca. Yok öyle kolay depresyona girmeler filan. Kendine gel biraz, toparlan. Hemen kendini salmaya hazırsın yani."
"Kolay değil ki. Clary çıksa gelse dese başkasına aşık oldum, sen ne yapardın?"
"Dağıtırdım ortalığı ne yapacağım! Ama sen bir prensle birlikte olduğun için daha temkinli yol almamız lazım."
"Sence cidden altında bir şeyler var mıdır bunun?"
"Tabii ki altında bir şeyler var ve zamanında evlerine girdiğim kızların yatak altlarında saklandığım anlarda öğrendiğim bir şey varsa o da altında saklanan şey her zaman ortaya çıkar."
"Pisliksin"
"Teşekkür ederim, biliyorum."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This is my Kingdom (Malec)
أدب الهواةBabası tarafından bir prenses ile evlenmesi istenen bir prens; Magnus. Ve imkansız olduğunu bildiği halde bir prense aşık olan bir şövalye; Alec. Peki işler daha ne kadar çığırından çıkabilirdi ki?