"Jace çık hadi odadan."
Gece dayanamayıp onların odasına gelmiştim.
"Ben de artık prensimizin odasına mı yerleşsem acaba? Oradan daha çok burada vakit geçiriyorsunuz."
"Benim sayemde Clary'nin odasına gidiyorsun işte, daha ne istiyorsun?"
"Size anlattı mı?" Diyerek birden yatakta oturur pozisyona geçti. "Başka bir şeyler de anlattı mı?"
"Anlatmış olabilir... Neyse çık hadi dışarıya."
Jace sıkıntılı bir yüz ifadesi ile odadan çıkarken ben de arkasından kapıyı kilitledim.
"Magnus ben biraz yorgunum."
"Alırım ben o yorgunluğu birazdan."
"Ama cidden... yorgunum." Dedi sakince ayaklanıp. "Sadece sarılıp uyusak."
Bana yaklaşıp ellerini sakince belime yerleştirdi.
"Genelde sen üstüme atlardın, bugün ne değişti?"
"Değişen bir şey yok, yorgunum sadece."
"Ama ben seni istiyorum şu an. Hadi yatağa geç."
"Pekala..." deyip saçıma elini attı. "Uyumasam da olur sanırım değil mi? Çok yorgunum ama sen istiyorsun sonuçta."
Saçımda gezinen eline baktım bir süre, sonrasında bir elini bileğimden tutup kendine doğru çekti ve parmaklarımı yavaş yavaş öpmeye başladı.
"Alec... ne.. ne yapıyorsun?"
"Hoşuna gitti mi?" Deyip daha da bana yaklaştı. "Benim de uyusak hoşuma giderdi aslında."
"Beni biraz daha öpersen ikna olabilirim." Demiştim gülerek. Sonrasında tuttuğu bileğime küçük bir öpücük bıraktı. Belimden beni çekip başımın üstüne de bir öpücük bıraktı.
"İkna olmaya başlıyorum sanki."
"Beni bazen çok zorluyorsun." Deyip bu sefer yüzüme yaklaştı ve burnuma küçük bir öpücük bıraktı. Sonra dudaklarıma yaklaşıp küçük bir dokunuş bıraktı dudaklarıma. Bunu hızlı ve sık bir şekilde tekrarlamaya başladı.
"Tamam uyuyalım hadi." Dediğim zaman gülümseyerek dudağıma uzun bir öpücük bıraktı. Bunun üstüne ben de yüzüme bir gülümseme yerleştirdim.
"O zaman ben yatakları birleştireyim." Dedi kulağıma doğru konuşarak. Kulak çevreme çarpan nefesi titrememe neden olmuştu.
"Şu an ne istersen yapabilirsin."
Benden uzaklaşıp yatağa ilerledi ve yatakları birleştirdi. Sonrasında ikimiz de yatağa uzandık.
"Emma ile neler yaptınız anlat."
"Hiç, biraz şelale kıyısında oturduk sonra da suya girip yüzdük."
Aniden ona baktığımda kahkahayı basmıştı.
"Benimle alay mı ediyorsun sen?" Deyip omzuna bir tane geçirdim.
"Evet öyle yapıyorum." Deyip dudağıma bir öpücük bıraktı. "Sadece kenarda oturduk, başka bir şey yapmadık."
"Yakın davrandı mı sana?"
"Sorma o kadar yakın davrandı ki... Ben ona bir kez daha aramızda hiçbir şey olmayacak dedim o da bunun artık farkındayım sadece arkadaşlığımız devam etsin istiyorum dedi. İstersen gider ona da sorarsın."
"Clary sabah gelip bana çok da düzgün şeyler söylemedi. Hala onun aklında sen varmışsın."
"Haa anladım, bugünkü tavrının nedeni buydu demek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This is my Kingdom (Malec)
Fiksi PenggemarBabası tarafından bir prenses ile evlenmesi istenen bir prens; Magnus. Ve imkansız olduğunu bildiği halde bir prense aşık olan bir şövalye; Alec. Peki işler daha ne kadar çığırından çıkabilirdi ki?