Allah'ın hakkı üçtür deyip üçüncüyü de yazdım ansnammssm
O andan sonra her şey çok hızlıydı.
Jonathan aniden öne çıkıp Clary'i kucağına aldı ve onu döndürmeye başladı.
Clary ise yapmaması adına bir şeyler söylüyordu. Bense onları gülerek izliyordum.
"Ben... ben inanamıyorum." diyerek onu yere indirdi sonunda Jonathan. "Sen..." ellerini Clary'nin yüzüne yerleştirdi. "Tanrım, sen çok güzelsin. Hayal ettiğimden daha güzelsin."
"Beni korkutuyorsunuz." Clary geriye çekilmeye çalıştı ama Jonathan bırakmadı.
"Clary kaç yaşında kaçırıldın biliyor musun?"
"Ben... ben kaçırılmamışım. Beni yanında götüren adam babamın beni ona parayla sattığını söyledi. Beni istememiş. Daha 2 yaşındaymışım ama 7 yaşına kadar onunla kaldım. Beni kızı gibi severdi."
"İsmi Vincent'tı değil mi?"
"Evet... siz nereden biliyorsunuz?"
"Sonra ne oldu?"
"Ben yedi yaşındayken öldü ve sonra beni bu saraya sattılar. Sonra da hizmetçi olmak için eğitildim. Ama... ama hala anlamıyorum. Bunlar neden önemli."
"Clary... Clary bak... yıllar önce benim de kardeşimi babam bir hayduta vermiş. İsmi Vincent olan. Hafif topal bir adam olduğunu söylemişti. Kardeşim de 2 yaşındaydı. Clary, sen benim kardeşimsin. Bu.. bu kolye sadece benim kanımdan olan kişinin elinde parlayacaktı ve o sensin. Annem... annem zaten bahsetmişti. Kızıl saçlı ve beyaz tenli çok güzel.bir bebek olduğunu söylerdi hep. O.. o çok sevinecek."
"Be... ben... şu an... bir şey diyemiyorum. Yani benim bir ailem mi var?"
Clary bana baktığında "Öyle görünüyor Clary." Demiştim. "Senin bir prenses olduğunu hep hissetmiştim desem inanır mısın?"
"Ben..." hızlıca bana sarılıp öylece bana sarılmaya devam etmişti. "Şu an ne yapacağımı bilmiyorum."
"Abine sarılmakla iyi bir adım atarsın." Dediğimde benden sakince uzaklaştı ve sonrasında Jonathan'a yöneldi. Jonathan zaten anında onu kolları arasına almıştı.
"Efendim prenses..." arkadan gelen sesle hızlıca Jace'e döndüm. "Bir saniye burada neler dönüyor?"
Clary hızlıca Jonathan'dan uzaklaşırken Jace "Ama ben kral demem dalarım buna." Deyip öne çıkmaya çalıştığı zaman hızlıca onu tutup engelledim. "Yeter be, saraya gelen her sapık kral benim kızıma sulanıyor. Ben böyle işin ağzına..."
"Jace kapa çeneni!" Dedim hızlıca. "Tanıştırayım Jace. Bu Clarissa. Morgen krallığının prensi."
"Bekle ne?" Deyip öylece bana baktı Jace. "NE YANİ BU İT CLARY'I KENDİNE Mİ İSTİYOR? ÖLDÜN SEN!"
Jace hamle yapmayı bu sefer başardığında Clary araya girmişti.
"Saçmalama Jace. O öyle bir şey istese de ben kabul eder miyim sanıyorsun?"
"Etmezsin dimi? Sen benim prensesimsin sadece. Prensimiz şaka yapıyor öyle değil mi?"
"Şaka yapmadım. Sen yanlış anladın. Tebrikler Jace, prens olacaksın yakında."
"Hah ne?" Deyip öylece Clary'e baktı. "İlaçlar bende kafa yaptı sanırım. Garip garip şeyler geliyor kulağına."
"Jace ben ailemi buldum." dedi Clary sevinçle. "Jonathan benim abimmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This is my Kingdom (Malec)
Hayran KurguBabası tarafından bir prenses ile evlenmesi istenen bir prens; Magnus. Ve imkansız olduğunu bildiği halde bir prense aşık olan bir şövalye; Alec. Peki işler daha ne kadar çığırından çıkabilirdi ki?