Gerçekten inanılmazdı ama olmuştu.
Babam amcamlara bir mektup yazıp onları saraya çağırmıştı ve biz cidden Alec'le şoku atlatamamıştık.
Jace ve Clary de en az bizim kadar şaşkınlardı ve biz hala bunun şaka ya da rüya olduğunu düşünüyorduk.
Taa ki amcamlar saraya gelene kadar.
"Raphael."
"Neler olduğunu birisi bana hemen anlatsın." Raphael bana sıkıca sarılırken ben de aynı şekilde ona sarılmıştım. "Amcam bizi neden çağırdı?"
"Önce oturun ve size olanları anlatayım." Deyip amcamla Raphael'i büyük salonun masalarına davet ettim. Salondaki herkesin çıkmasını söyleyip sadece Alec'in kalmasını istemiştim.
"İlk başta şunu söyleyerek olaya gireceğim." Deyip derin bir nefes aldım. "Babam rahatsız ve rahatsızlığı ölümcül."
Amcam ve Raphael bir süre bana öylece bakmışlardı.
"Son zamanlarında hakkımı helal edeyim diye beni saraya çağırdıysa bilsin ki ben ona kızgın filan değilim."
"Hayır o yüzden çağırmadı." Dedim yurtkunarak. "Zaten ben bir tedavi üstünde çalışıyorum şu aralar. Olay o değil. Ben... bir şey yaptım."
"Ne yaptın? Oğlum söylesene."
Raphael ikaz dolu bir sesle bağırınca başımı kaldırıp "Aşık oldum." Demiştim. "Bir prensese değil, başka birisine."
"Şu hizmetçin mi yoksa?" Dedi Raphael merakla bana bakarak.
"Hayır değil. Bakın, bunu nasıl karşılayacağınız konusunda bir fikrim yok ama aşık olduğum kişi bir kadın değil."
İkisi de bir süre bana algılamaya çalışan bakışlar attılar.
"Bir asker." Dedim ekleyerek. "Ve babam da biliyor."
"Arkanda duran mı?" Dedi Azazel Alec'i süzerek.
"Evet o."
"Ve baban onu hala öldürmedi öyle mi? İlginçmiş."
"Bunu yapmayı istedi. Daha birçok şey istedi ama sonuç olarak buradayız işte. Diyeceğim şey şu, babam son zamanlarında sanırım birazcık kalbinin sesini dinleme kararı almış. Bu yüzden... bana bir seçenek sundu. Ya Krallık ya da aşkın dedi."
"Ve sen aşkını seçtin." Dedi Azazel kendinden emin bir şekilde. "Tıpkı baban gibi. O da annenle evlenmek için babamızı karşısına almıştı."
"Ve dedem annemi öldürmüş. Bundan haberin var mıydı amca?"
"Çok sonradan haberim oldu."
"Bakın burada ikinizin kararını ya da fikrini sormuyorum. Kendim hakkında kararı çoktan verdim. Babamın sizi burada çağırma nedeni, Raphael'in zaten hakkı olan tahtı alması."
"Bunda ciddi misin sen?" Dedi Raphael şaşkınlıkla. "Kendi ellerinle bana tahtı mı vereceksin? Nesin sen, aptal mı?"
"Raphael..."
"Bak saçmalıyorsun. Bu tahta benden daha fazla emek verdin. Benden daha fazla şey biliyorsun. Önce tamamen beni uzaklaştırıp şimdi de gelip tahta geçmemi mi istiyorsunuz? Çocuk oyuncağı mı bu?"
"Raphael beni dinle."
"Hayır sen beni dinle asıl! Bak biz kardeş gibi büyüdük ve ben başından beri bu tahta senin geçmeni istiyorum çünkü benden her konuda her zaman daha iyi oldun. Ben... ben bir Krallık nasıl yönetilir hiçbir şey bilmiyorum. Bana kimse bir şey öğretmedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This is my Kingdom (Malec)
FanfictionBabası tarafından bir prenses ile evlenmesi istenen bir prens; Magnus. Ve imkansız olduğunu bildiği halde bir prense aşık olan bir şövalye; Alec. Peki işler daha ne kadar çığırından çıkabilirdi ki?