Kendime biraz gelmeye başladığımda babam Alec'e odadan çıkmasını söyleyip odada kalmıştı.
"İyisin öyle değil mi?"
"İyiyim baba, sorun yok."
"Hadi seninle bir anlaşma yapalım." Diyerek yanıma oturdu babam. "Sana... sana 3 ay veriyorum. 3 ay sonunda prenseslerden birisiyle evleneceksin ama bu üç ay içinde Alec'le istediğin ne varsa yapmana izin vereceğim."
Birkaç saniye olayı anlayamamış, öylece kalakalmıştım.
"Ne? Sen ciddi misin?"
Yatakta oturur pozisyona geçtiğimde benle alay edip etmediğini anlamaya çalışıyordum.
"Dalga geçmiyorum, bu halini görmek içimi korkuyla kapladı. Seni son zamanlarda neredeyse hiç mutlu görmedim ve seni mutlu eden tek şey o. Seni bir süre de olsa mutlu görmek istiyorum. Ya bunu kabul edersin ya da bir ay içinde artık düğününü yaparız. Seçim senin."
"Ben... tabii ki isterim ama belki Alec kabul etmez. Onunla konuşmam lazım."
Babam ayaklanıp hızlıca kapıya yöneldi.
"Onu odaya gönderirim, eminim kapıdan bir adım bile uzaklaşmamıştır.
Babam odadan çıktıktan kısa süre sonra odaya Alec girdi ve kapıyı kapadı.
"Neler oluyor? Baban benimle konuşacağını söyledi."
"Evet öyle." Deyip ayaklandım. Hala daha biraz güçsüzdüm ama iyi olacaktım. "Babamla az önce bir şey konuştuk ve bana bir teklifte bulundu. Sana sormadan hareket etmek istemedim."
"Sorabilirsin." Dediğinde dibine kadar girdim ve ellerini tuttum.
"Babam şey dedi... benimle bir anlaşma yapmak istiyormuş. 3 ay içinde bir prenses ile evlenmem lazım."
"Anlıyorum..."
"Ama eğer bunu kabul edersem 3 ay boyunca bize rahat verecekmiş. Yani... istediğimiz her şeyi yapabileceğiz. Eğer kabul etmezsem de bir ay içinde bir prenses ile evlenmek zorundayım. Ben ilk seçeneği istiyorum ama belki sen kabul etmezsin ve ben sana sormak istedim."
Yüzünden ne düşündüğünü anlamak o kadar zordu ki...
"Bana fikrimi sorduğuna inanmak zor. Önceden bunu yapmazdın."
"Değiştiğimi biliyorsun. Pekala cevabın ne?"
"Magnus.... ben seninle bir dakika bile fazla zaman geçirmek için canımı veririm ve sen bana gelmiş 3 ay diyorsun. Tabii ki de ilk seçenek. Eninde sonunda evleneceğini biliyoruz ama ben.... seninle yaşayacağımız fazladan her şeye varım. Sonunda birbirimize daha çok bağlanıp acı çekeceksek bile umursamıyorum şu an. Zaten senden ayrı kalacak olmak her türlü canımı fazlaca yakacak."
Düşüncesi benimki ile neredeyse aynıydı bu da gülümsememe neden olmuştu.
"Düşünsene... 3 ay boyunca neler neler yapabiliriz."
"Tabii makul ölçüde ve dikkat çekmeden." Dedi Alec uyaran bir sesle. "İnsanların tepkisini çekmeyelim."
"Tamam ya... o kısmı hallederiz." Dedim ellerimden birisini onun beline koyarken. "En azından senin teninin tadına daha çok bakarım."
"Yeterince bakmadın sanki."
"Hiçbir zaman yeterli gelmiyor ki..." deyip dudak büzdüm.
"Ayrıca kralımız neden böyle bir karar vermiş biliyor musun?"
"Beni öyle acılar içinde görünce biraz da mutlu görmek istediğini söyledi. Sanırım yeterince acı çektiğimin farkında. Az da olsa mutlu olmamı istiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This is my Kingdom (Malec)
FanfictionBabası tarafından bir prenses ile evlenmesi istenen bir prens; Magnus. Ve imkansız olduğunu bildiği halde bir prense aşık olan bir şövalye; Alec. Peki işler daha ne kadar çığırından çıkabilirdi ki?