Bölüm 12: Hatırla Ve Yaşa

1.4K 160 16
                                    

Kai eve akşam varmıştı. Herkes yolda kendi evine ayrılmıştı. Elini kaldırıp tam kapıya vuracağı sırada kapı bir anda açıldı ve Kai bir çift sinirli gözle karşılaştı.

" Neredeydin sen?! Meraktan ölüyordum. Üst üste böyle şeylerin yaşanmasından sonra yine sana bir şey oldu sandık!"Kai'ın anlayamadığı bir hızda annesi kulağını çekmeye başladı ve onu eve attı.

Kai ne kadar hızlı iyileşirse iyileşsin annesinin kulağını çekmesi karşısında tamamen çaresizdi. Hala acı çekiyordu.

" Ahahah! tamam! Tamam! Kulağımı bırakta anlatayım! "Kai'ın sözleri ile annesi sakinleşirken yine de korkutucu gözlerini Kai'ın üzerine dikti

" Anlat! " O kadar soğuk söylemişti ki Kai 'acaba bu annem mi?' diyerek şüpheye düşmüştü. Sertçe yutkundu ve başından sonuna kadar olan her şeyi anlattı. O ilk kavgadan Jace ile karşılaşmalarına kadar. Bir şey saklamaya cüret edemedi. Ne de olsa yakın zamanda ayrılacaktı.

" Yarın ayrılacağız. Senden bir şey saklayamaz. "dedi Kai. Annesinin iznini istemiyordu. Asi genç kesinlikle ailesini dinlemeyecek ve ayrılacaktı.

İsse'nin yüzünde hüzünlü bir ifade vardı. Buruk ve kırgındı fakat bu kırgınlık Kai'a karşı değildi. Ne kadar Kai bunu bilmese de.

"Gitmek zorunda mısın?" O kadar sakince sormuştu ki bir an Kai ne diyeceğini bilemedi. Annesinin eskiden hiç böyle konuşmadığını bilirdi. Gitmemesini söylerdi ve her anne gibi bunun tehlikeli olduğunu söylemeliydi. Kai onu zorla ikna etmeyi umut ediyordu. Fakat annesi çoktan ikna olmuştu. Onu ikna etmeye çalışıyordu gerçekten fakat İsse bunu yaparken kesinlikle başarısız olacağını belli ediyordu.

Neden bu şekilde konuşuyordu?

"Ne söylememi beklersin? Bir bahane sunmamı mı? Korktuğumu söylememi mi? Güçleri kontrol altına almak için mi? Hayır, kendim için gidiyorum. Bu gücün peşinden gitmek istiyorum. Yeni bir dünyayla tanıştım."

"Hayal kırıklığına uğradın mı?"

İsse başını dik tuttu. Bu evin içerisinde, 3 çocukla beraber büyütmüştü onu. O adamla ve onun karanlığı altında ışık sandıkları bir dünyada büyümüşlerdi. Çocuklarından saklamak olduğu sırların ağırlığı bir dağdan ağırdı. Ve oraya gitmesini hiç şüphesiz istemiyordu ve bu yüzden sordu. Bir ihtimal korkarsa ve vazgeçerse 'onu' ikna edebilirdi. Belki ikna edebilirdi...

"Hangi anne çocuklarından dolayı hayal kırıklığına uğrar? Seni ben yetiştirdim. Seni korkusuz ve cüretkar yetiştirdiysem bu benim suçum. Eğer ölüme atlarsan bu benim suçum. Ne yaparsan yap kendi suçum olarak göreceğim. Bu yüzden yaptığın hataların her gün beni çökerteceğini unutma. Ölmeden önce beni düşün. Burada yaşlı bir kadının seni beklediğini unutma. "

Kai annesine baktı. Onun nazik çehresini nasıl katılaştığını gördü. O güzel yüzünde kırışıklıklar belirmişti. Kai başını eğdi. Kendini oldukça suçlu hissetti fakat şüphesiz annesinin sözlerinin çoğunu anlamamıştı.

Anlayacaktı. Zaman geçtikçe bu sözler aklında tekrar canlanacaktı. Bir banka oturup çevresine bakarken kimse aklında annesinin sözleri olduğunu anlamayacaktı.

"Böyle olmak zorunda olduğu için üzgünüm anne. "

Kai daha fazla orada kalıp üzülmek istemediğinden odasına doğru kaçtı. Onu gidişinin ardından İsse gözlerinden akan yaşları durduramadı. Ağladı. Hüzünlü bir ifade ile ağladı. Göz yaşları kalbine kadar kaydı.

" Asıl ben üzgünüm Kai. Böyle olmak zorunda olduğu için üzgünüm."

Kai hemen eşyalarını hazırladı ve tam yatağına uzanacağı sırada masada duran aile resimleri Kai'ın dikkatini çekti.

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin