Bölüm 42: İlk 16 Başlıyor!!

1K 128 6
                                    

Kai uyanırken kendini yine beyaz gölde buldu. Başında ona bakan Auron vardı.

"9 haftamız kaldı. Sana zihinsel gücünü nasıl kontrol edeceğini öğreteceğim. Eğer O kurt adamla yaptığın savaşta zihinsel gücü kontrol edebilseydin savaşın en başında canavarı öldürmüştün. O yüzden öncelikle sana bunu öğretmem gerektiğini düşündüm." Kai başını sallarken heyecanlanmaya başlamıştı. Zihin eğitimini gerçekten merak ediyordu. Sonunda sahip olduğu gücü rahatça kullanabilecekti.

Kai'ın önünde bir anda yaşlı olduğu belli bir adam belirirdi. Yüzü gözükmüyordu. Tamamen bulanıktı.

" Öncelikle bu adamın üzerinde deneyeceğiz."Auron bir bilge edasıyla etrafta yürümeye başladı.

"Senden istediğim şey hayal etmen. Senin zihnin ile bu adamın zihni arasında ki ipliği gör."Kai hayal etmeye başladığı anda kolay bir şekilde ipliği görmüştü.

" Bu kolaydı. O ipden onun zihnine ilerlemeye çalış. Bu çok yavaş bir şekilde olacak. Kılıç eğitimine artık zihninde devam etmeyeceğiz. Gerçek hayat tecrübesine ihtiyacın var. Kendi seviyen arttıkça ipte ilerlemek daha zor olur. Hedef ile arandaki mesafe ne kadar kısaysa zihnine girmesi de o kadar kolay olur. Ne kadar kendini geliştirirsen ipte o kadar hızlı ilerlersin. "Auron ortadan kaybolurken Kai ilerleme kaydetmeye çalıştı.

1 hafta sonra sonunda adamın zihnine ulaşmıştı. Adam ondan 3 metre uzaktaydı. Yani bunun iyi bir süre olup olmadığını bilmiyordu.

Auron ortaya çıkarken şimdi ne yapacağını söyleyecekti. Kai tamamen onun eğitimine odaklandı.

"Zihnine girdikten sonrası tamamen hayal gücüne bağlıdır. Ne düşünürsen onu yapabilirsin. Yapabileceklerin hayal gücünle sınırlıdır. Buna çalışmama gerek yok. Şimdi kuklanın zihninden çıkıp bir daha girmeye çalış." Kai kuklanın zihninden çıkıp bir daha girmeye çalışmaya başladı.

Bu sefer yaptığında 3,5 gün sürmüştü.

Bir daha yaptığında 2 gün sürmüştü.

Sonrakine 1,5 gün sürdü.

1 gün, 12 saat diye ilerlerken Kai 3 hafta kala 3 metre illerdeki birinin zihnine rahatça girebiliyordu. Adam bir anda olduğu yerden uzaklaşırken Kai bunun sebebini anlayabilmişti. Adam bu sefer 100 metre uzağa taşınmıştı.

3 hafta boyunca uğraşırken 3 hafta bittiğinde 1 saatte 100 metre ilerideki adamı ele geçirebiliyordu. Gücü turuncu yıldırımdakileri bile ele geçirmesi sağlayabilirdi. Sınırı belli değildi ama yine de dokunmadan turuncu yıldırımın ortalarına bir şey yapamazdı. Öfkeciler hala büyük bir sorundu. İrade zihne girmeyi engelleyebilirdi. Dokunarak ise... ne kadar ileri gidebileceğini o da bilmiyordu.

Kai yavaş yavaş uyanırken Auron onun önünde ortaya çıktı. Yüzünde yine o gülümsemesi vardı. Sanırım Elvis'e özeniyordu.

"Bazı insanlar kendilerini güçlü sanıyor. Onlar güçlü değil. Etrafında olan insanlar güçsüz. Onlara gerçek gücü göster." Kai başını öne doğru sallarken yine yatağında uyandı. Bu sefer de karşısında ona bakan Jace vardı.

"Yine geç kalacaksın." Kai hemen ayaklanırken cübbesini silkeledi ve kılıcını kılıfına taktıktan sonra Jace ile beraber arenaya doğru ilerlemeye başladı.

"Jace, sana bir şey sormam gerekiyor." Jace Kai'a baktı.

"Bende ne zaman soracaksın diyordum. O gün neden o adamı yenemediğimi soracaksın sanırım. Ya da neden gerçek gücümü kullanmadığımı. Bunun sebebi sendin." Kai şaşırmış bir şekilde ona bakarken Jace devam etti.

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin