Bölüm 57 Ve 58: Anılar (2)

919 102 2
                                    

Gray'in konuşması ile üç genç onun yüzüne tükürmek istedi. Yaptığı sanki çok normalmiş gibi davranması gerçekten sinir bozucuydu.

Ursula Gray'in kafasına bir şaplak geçirirken Gray uçarak duvara çarptı. Yüzünde pek bir yara izi yoktu fakat olanlar da hızlıca iyileşiyordu.

"Sözlerine biraz dikkat et!! Sanki bunlar çok normalmiş gibi konuşma!! Orada sakın böyle bir şey yapıp da büyük güçleri gücendirme. Hepimiz avcılardan korunmak için aydınlığın yolu altında birleşsek de bazı akademiler yok edilebilir. Lonca kuramıyoruz ama akademiler hala bizim için birer lonca. Büyük güçleri sinirlendirirsen Kızıl yıldırım akademisi yok olabilir. " dedi Ursula. Feng de ustasına hak verme anlamında başını salladı. Onları gören Gray de yüzünde çarpık bir gülümse ile kafasını salladı. Ondan sonra Kral Ursula'nın elini sallamasıyla bir halı belirdi ve herkesi alıp yok oldu.

Halının içinde Gray başını ovuştururken Michael yanına geldi.

"İyi misin Gray?" Gray ona kötücül bir bakışla baktı.

"Gray? Ben senden 200 yıl daha büyüğüm. Bana büyük ağabey demen gerekiyor." Michael duydukları ile Gray'in kafasına vurdu.

"Siktir!! Daha o kadar yüce biri olamadın."

"Ben 3. basamaktayım. Seni üflesem öldürebilirim. Daha ne kadar yüce olmam gerekiyor." Michael'ın yüzünde geniş bir gülümseme oluştu.

"6. basamağa gelmen gerek." Gray duyduğu şeyle neredeyse kan kusuyordu. 6. basamak olmak neredeyse imkansız bir başarıydı. Göklere uzanmak gibiydi. Sadece Uranüs'ün çocukları, yani Kral Katilleri rahatça 6. basamak olabilirdi. 6. basamak olmaktan sadece onlar rahatça bahsedebilirdi. Onlar bile binlerce yıl uğraşıyorlardı. Kral katili olmadan 6. basamağa gelen kişiler de vardı fakat yüz milyonlarca yıldır bunlardan sadece birkaç yüz tane doğmuştu. Onlar da zaten efsanevi figürler olanak biliniyorlardı.

Gray buna cevap veremedi. Kendisinin büyük ihtimalle 6. basamak olacağını biliyordu. Ama bunun için önünde hala çok uzun yıllar vardı. Michael ona abi dediği günleri belki de hiç göremeyecekti.

Bir süre kimse ses çıkarmazken halı onları bu topraklardan alıp götürdü. Halı tamamen etraflarına kapanmış olduğundan Feng dışında kimse nereye gittiklerini bilmiyordu. Bu halı bir mana eşyasıydı. Bu yüzden böyle garip yetenekleri olması çok da garip değildi.

"Michael sana bir şey soracağım." Gray, Michael'a bakarak söyledi. Yüzünde bu sefer ciddi bir ifade vardı.

"Duyduğum kadarıyla 2. basamağa geçeli çok olmuş. Neredeyse 170 yıl olacakmış. Neden hala akademidesin? Artık dünyayı gezebilirsin. Daha da iyisi orduya katılabilirsin. Belki sadece bir onbaşı ya da çavuş olacaksın ama yine de rütbeleri tırmanmabilirsin. Neden hala buradasın. Bu yerde kendini çürütüyorsun ve geleceğini kısıtlıyorsun. Eminim 3. basamağa geçebileceksindir. "Michael duyduğu şeylerle beraber gülümsedi.

" Ben gidemem. "

" Neden? "

" Çünkü ben seçildim. Akademinin ilerdeki müdürü ben olacağım. Bu yüzden bir yere gidemem. Öğrenmem gereken çok şey var. " Gray başını salladı. Yüzünde hala çözülmemiş bir ifade vardı. Buna rağmen müdür olmanın bir çok fırsata yol açacağını ve daha güvenli bir yolla yükseleceği anlamına geldiğini biliyordu.

"Ne oldu?" dedi Michael.

"Peki şu an akademi ne durumda? 2. basamağa kadar bütün gelişimciler yıldız gecesine gidecek. Savunma durumu kötü değil mi şu an? Eğer avcılar saldırırsa bunun acılarını o 10 binlerce yıl hissederiz. Gelişimciler için hiç kolay olmaz." yüzünde ki kaygılı ifade anlattıkları ile daha da artmıştı. Michael'ın ise yüzü yumuşadı.

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin