Bölüm 17: Gitmeden Önce

1.3K 130 13
                                    

Birkaç dakika önce

Kai gördüğü rüyayla beraber uyandı. Etrafına deli gibi bakarken vücudundan akan damla damla ter damlalarını hissedebiliyordu. Sırtından yavaşça donuna inerken Kai da kendine geldi.

Ses çıkarmadan ayağa kalkarken etrafına baktı.

Gece hala devam ediyordu. Yıldızlar görülemeyecek kadar uzaktayken ay bütün geceyi aydınlatmaya yetiyordu.

Kai Emma'ya baktığında kafasının altında olması gereken yastığa sarılmış bir şekilde uyuduğunu fark etti. Kai için ona bakmak bile onun dünyanın en mutlu adamı olmasını sağlıyordu. O sadece çok güzeldi. Kendisi için hayal kırıklığına uğradı. Bunca zaman boyunca insanların içine bakmayı ve kalbine aşık olmak istedi. Anlaşılan her şey o kadar kolay olmuyordu.

" Seni ne kadar sevdiğimi bilmeni isterdim. "

Bu kelimelerin kalbinden geldiğine inandı. Aksi takdirde o bile bu sözleri neden söylediğini bilemeyecekti.

Kai Jack ile konuştuğu yere gitti. Tekrar o çite kollarını dayamıştı.

Kai güneşin yükselmesini bekledi. Böylece düşüncelerini toplayabilir ve hayatını geçirdiği bu topraklara veda edebilirdi.

"Ahh?!"

Kai göğsünden giren acıyla bir anda yere yığıldı. Acı bütün bedenini sararken Kai kimse uyanmasın diye kendisini sıkıyordu. Bunun daha önce de olduğunu biliyordu ve geçecekti. Kimseyi endişelendirmenin anlamı yoktu.

Kai'ın hissettiği acı kelimeler ile anlatılamazdı. Sanki göğsüne çekiçle vuruyorlar, ya da beynine tornavida sokuyorlarmış gibi hissediyordu. Bütün organlarını çıkarıp barbakü yapar gibi gelen acı 1 saat boyunca devam etti. 1 saat boyunca devam eden acı bir anda sona ererken Kai'ın aklında bir yazı oluşmuştu.

' Bu daha başlangıç, savaş başlıyor.'

Kai'ın aklında oluşan yazı Kai'ı iyice düşündürmeye başlamıştı. Sanki 1 saat boyunca acı çeken kişi değilmiş gibi hissediyordu. O acıdan bir sızıntı dahi kalmadı. Beyni mutlak bir ferahlık ve rahatlık hissi ile kaplıydı. Bedeni çok daha esnek ve hafifti. Değiştiğini düşündü. Güçlenmişti. O bir saat özellikle zihninde büyük bir irade tohumu ekmişti.

Kai yavaşça düştüğü yerinden kalkarken önceden oturduğu yere geçip doğan güneşi izlemeye başladı. Biraz düşündükten sonra içinde ki kişilerin ne düşündüğünü anlamıştı.

"Demek savaş başlıyor. "

***

Emma gece içindeki garip hislerle uykuya dalmıştı. Neden hala bunu yaptığını bilmiyordu. Kendini ergen filmlerinde ki kötü çocuğa aşık olmuş kız gibi hissediyordu. Kai'ın tehlikeli olduğunu bilmesine rağmen onu seviyordu ve sevmeye de devam edecek gibi görünüyordu. Hayır, sadece o tehlikeli olduğu için değildi. Bu dünya tehlikeli olduğu için gidiyordu.

Kitap okumayı her zaman çok sevmişti ve şimdi bir fırsatı vardı. Dünya da hayatının değişmesini ve güçlenmesini sağlayabilirdi. Hikayesinin baş karakteri olma fikri kime cazip gelmezdi ki? Kai'ın niteliklerinin onun sahip olduğundan çok daha güçlü olduğunu biliyordu fakat açgözlü de değildi. Böyle yaşama fikri hoşuna gitmişti. Bu insanları sevmişti.

Ne kadar komik değil mi? Eskiden tek endişelendiği şey derslerini nasıl iyi tutacağıydı. Şimdi ise hayatını ve sevdiklerinin hayatını düşünmek zorundaydı.

Hava aydınlanırken Emma da yavaşça yattığı yerden kalktı. Böyle garip bir huyu vardı. Güneş çıktığı anda uyanırdı. Belki de yüzüne vuran güneş ışıkları yüzündendi. Hiçbir zaman uyandıktan sonra tekrar uyuyamamıştı.

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin