Bölüm 146: Ölümsüz Ejderha Ve Kai (1)

607 83 16
                                    

Kai, Kevın ve Jack'i çekip girişten geçerken Kevın ve Jack de yavaş yavaş kendilerine geliyordu. Onlar bir süreliğine Ejderha İlizyonuna girmişti ve onlar bunu başlarda fark etmişti fakat fark etmeleri önemli değildi. Zamanla bu ilizyondan kurtulamamalarından dolayı onlar da İlizyonun içine çekilmişti ve bu yüzden de kendilerini kaybetmişlerdi.

3lü içeri girdiklerinde önce hiçbir şeye dikkat edemediler çünkü Birbirleri ile ilgileniyorlardı. Fakat kısa bir süre sonra gözlerine inanamamalarını sağlayan o alanı gördüler.

"Burası da..... Neresi?"

Bu 3lünün girdikleri yer devasa büyüklükteydi. Bu mağaranın içinde nasıl böyle başka bir mağara vardı? Sadece başlarını kaldırıp baktıklarında bile o devasa alanın büyüklüğü yüzünden yere düşecek gibi oluyorlardı. Neredeyse 10 mil yükseklikte olan bu mağara fizik kurallarına meydan okuyordu. Çünkü bu 3lü 10 Mil aşağı inmediklerine yemin edebilirlerdi.

Kai için burası Kain'in mağarasını andırmıştı. Ama o mağaradaki Çift Parmak Dünya Kesiş Sanatı bile böyle geniş bir alana sahip değildi. Çünkü bu kadar geniş bir alana sahip olmasına gerek yoktu. O sadece bir heykel ve bir yazıttı.

"Onca Yıl sonra geldin demek."

Kai, Kevın ve Jack'i titretecek kadar güçlü bir ses duyulurken bir anda mağaranın yeryüzü ve Gökyüzü değişti ve 3 arkadaş inanılmaz bir kusma isteğine sahip oldu. Bu istek o kadar yoğundu ki ne Kai ne de diğer iki arkadaşı buna dayanabilmişti. Üçüde bir anda kusmaya başlarken nereye kustuklarını ancak bir kaç dakika sonra fark edebilmişlerdi.

"Biz neredeyiz böyle?"

Onların şaşırmasının asıl sebebi tamamen bu kustukları gökyüzüydü. Evet! Onlar gökyüzüne kusuyordu! Ayaklarının altında bulutlar yavaş yavaş hareket ediyordu ve onlar aşağı bakınca Yeni Seattle'ı görebiliyorlardı. Onlar Seattle'ı gökyüzünden görüyorlardı.

"Geçmişteyiz Kai...."

Üç arkadaş bir anda yeniden o kükreme sesini duyunca istemsizce geriye doğru sıçramıştı ama onları daha çok şaşırtan şey konuşan şeyin 3 Km büyüklüğünde devasa boyutlarda bir Ejderha olmasıydı!

Ejderha'nın Efsanelerde anlatılanlardan fazla bir farkı yoktu. İki devasa kanadı vardı ve Kırmızı Siyah Pullara sahipti. Belki de sadece kuyruğunu yere vursa dünya ortadan ikiye ayrılabilirdi. Onun ne kadar korkutucu ve asil olduğunu sadece onu gören birisi anlayabilirdi ve bu üçlü bunu kemiklerine kadar hissedebiliyordu.

"Size gösterecek olduğum geçmiş. Ben bir bilinç kırıntısıyım. Önceki Ölümsüz Ejderha Tarafından Gökyüzü Topraklarına bırakıldım. Ve o onca zamandır senin gelmeni bekliyordu Kai. Artık bazı şeyleri öğrenmenin zamanı geldi."

Yeryüzünden ki alan biraz daha değişti ve Seattle'dan çok da uzak olmayan sadece bir kaç kilometre uzak olan bir mağaraya düştü. Kai, Kevın ve Jack bu mağarayı biliyordu. Burası garip bir şekilde kimsenin dokunmadığı ve herkesin boş bıraktığı bir alandı. Şehirden sadece bir kaç Kilometre uzak olsa da etrafında herhangi bir insan yapısı yoktu. Tamamen doğa ile iç içeydi.

Ama Kai sadece bu alana bakarak bile çok önemli bir sorunu fark etmişti. Oldukları gökyüzünden hala bir çok şey rahatça görünüyordu ama Kai şehirde onun her zaman gittiği Kütüphanenin orada olmadığını gördü.

"Kaç yıl Gerideyiz?"

"13 yıl. Sen ve Kevın'ın tanışmasından çok kısa bir süre sonra."

Üçlü aşağıda ki olanları izlemeye devam etti. Mağaranın içine girmediler nedensizce ve dışarıda beklediler. Görünüşe göre birini bekliyorlardı.

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin