Bölüm 134: Parti (2)

675 95 37
                                    

"Heheheheheh"

Kai sinsi sinsi gülerken yanında Alain ile gülerek ilerlemeye devam etti. Kalabalığın arasından bir yılan gibi ilerliyorlardı ve kimse de onları fark etmiyordu. Ama ikisinin yüzünde de şeytani ve çok sinsi bir şey yapacaklarını belli eden bir gülümseme vardı. İkisi de birbirine baktı ve sırıttı.

Alain ve Kai birbirlerini parti de tanımıştı tabii ki de. Alain kızları kesiyordu ve Kai da onu yakalamıştı. Ardından ikisi beraber bu konu hakkında sohbete başlamıştı ve göğüs boyutlarını sevip sevmediklerini ya da Dünya Turnuvasının nasıl gittiği hakkında konuşmaları sürdürmüşlerdi.

Şimdi ise onlar iyice eğlenceye kendilerini kaptırmışlardı ve Efsanevi Liderlerin Ginseng Çayına Acı Norveç suyu damlatmışlardı.

Acı Norveç Suyu 300 yıl önce Norveç buzlarının derinliklerinde bulunmuş kırmızı bir su türüydü. Bu acıya dayanma aşaması ise bir insan için imkansızdı fakat bir gelişimci için bile Acı Norveç Suyu Cehennemin en derinliklerinden gelmişti. Ne kadar Efsanevi Liderlerin hepsi Mor Yıldırıma geçmiş olsa da bu önemli değildi. Bu acı 3. Basamağa kadar işleyebilirdi!

Kai ve Alain ise çoktan onların fark edemeyeceği bir yere geçmiş ve izlemeye başlamıştı. İkisi de çok heyecanlıyı görünüyordu. Kai ve Alain doğuştan gülmek için doğmuştu ikisi de bu hayatta çok kötü anılara sahip olmuştu ve bu yüzden her zaman gülerek bu zamanı geçiştirme çalıştılar. Onlar kimsenin göremediği güçlü ama bir o kadar da zayıf olan çocuklardı.

O sırada Alan ve diğer Efsanevi Liderler geldi ve çaylarından birer yudum aldı. Görünüşe göre ciddi bir konu hakkında konuşuyorlardı ve hepsinin yüzü katıydı fakat bu değişmek üzereydi. Alain ve Kai bir köşede kıkır kıkır gülüyordu.

"Evet, biliyorum. Eğer Avcılar Ölümsüz Kılıç--PUUUUUUUUFFFF-"

Ramas konuşurken bir anda dilinde hissettiği acı su ile hemen ağzında ki Ginseng çayını püskürttü. Daha 1 saniye bile geçmemişti ki ardı ardına Efsanevi Liderler ağızlarında ki çayları püskürtmeye başladı ve dillerini dışarı çıkarıp acı içinde su aramaya başladılar. Her biri bir o yana bir bu yana koşuyordu. Her birinin ağzında olan acı onlara büyük bir işkence çektiriyordu.

Kai ve Alain ise bir köşede çılgıncasına gülüyordu. Kendilerini yere atmamak için çok büyük uğraşlar verselerde en sonunda ikisi de yere düşmüştü ve bir çok insanın huzurunu bozmuştu ama kimse onlara bir şey demeye cüret edemedi. Onlardan biri Mor Yıldırıma geçebilmiş Bütün Akademiler arasında en genç Kral Ünvanını almış Yalanlar Kralı Alain iken diğeri ise Gökyüzü Topraklarındaki en güçlü gelişimcisiydi. Tabii ki kimse onlara bir şey söylemedi.

Ama o an ikisi de arkasından soğuk ve tehlikeli bir aura hissetmişti. Alain ve Kai hafif hafif gülmeye çalışırken arkalarından onlara yaklaşan Alan ve Ramas'ı gördü. İkisinin de yüzü kıpkırmızı olmuştu ve acıdan dolayı derin derin nefes alıyorlardı fakat sadece bakışlarından bile ne kadar öfkeli olduklarını anlayabiliyorlardı.

"Kai ve Alain..... Hıhıhı tahmin etmeliydim. Burada ne arıyorsunuz?"

Alan'ın sakin sorusunun altında yatan öldürme isteği Hem Kai'ı hem de Alain'i terletmişti. İkisi de şu an saksıyı hızlıca çalıştırmaları gerektiğini biliyordu.

"Hadi ama Alain sen Yalanlar Kralı değil misin?"

Kai zihninden Alain'e söylerken Alain hafifçe gülümsedi ve soğuk terler döktü ama bir şey söylemedi. Açıkça batışlarının çok yakın olduğu belliydi.

"Oh.... O da neydi?"

Alain bir anda bir şey duymuş gibi yaparken ayağa kalktı ve başını biraz çevirdi. Ardından eli ile Kai'ı dürttü.

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin