Bölüm 138: Mira'nın Dönüşü

632 85 22
                                    

Michael derin bir iç çekti ve Akademinin içerisinde dolaşmaya başladı. O bu Akademinin müdürü olmadan önce çok şey yaşamıştı ve şimdi bile yaşadığı şeylerin hatırası gözlerinde büyüyordu. Bazen tek başına bir köşeye geçer ve saatlerce düşünürdü. Bazen ise sevdiği insanları gölgelerin arasından kollardı. Sırf onları da kaybetmemek için....

Ama şimdi herşey mükemmel olmuştu. Yıllar sonra o artık kızını kurtarmaya çok yakındı. Artık o çok sevdiği kızını kurtarmak için gereken son bir parça vardı. Ve ondan sonra Michael tıpkı eski günlerde olduğu gibi mutlu olacaktı.

O sırada Michael çoktan Akademinin merkezine gelmişti fakat nedense içinde garip bir his vardı. O bir sorunun olduğunun farkındaydı.

"İyi misin Michael?"

Michael bir anda duyduğu ses yüzünden irkilmedi. Hala sakindi ve Gray'in arkasında olduğunu biliyordu ama nedensizce gökyüzüne bakması gerektiğini hissediyordu.

"Emin değilim...."

"Benim Sam'e bakmam gerekiyor. Bildiğin gibi ona Zincirli Prensesi kontrol etmesinde yardımcı oluyorum. Yardıma ihtiyacın olduğunda beni çağırmaktan çekinme "

"Tabii ki. Sen işine bak."

Gray de başını salladı ve arkasını dönüp ilerledi. Michael'ın iyi olmadığının farkındaydı fakat Michael'ın güçlü olduğunu da yanında geçirdiği 3 yıl ile anlamıştı. Michael göründüğünden daha da gizemliydi.

Gray arkasını döndü ve kahverengi saçları rüzgarla dalgalanırken burnuna dolan ölüm kokusundan dolayı bir anlığına durdu ve gökyüzüne baktı. Fakat o da tıpkı Michael gibi bunun bir hayal olduğunu düşündü. Çünkü böyle bir ölüm kokusundan sonra sadece bir kaç saniyede nedeni ortaya çıkmalıydı. Ama Gray dakikalarca beklese de hiçbir şey ortaya çıkmamıştı. Ardından da Gray bunu unuttu ve adım adım ilerlemeye başladı. Artık gerçekten sorun olan şeyleri düşenebilirdi. Adım adım alandan uzaklaşırken konuştu.

"Acaba Zincirli Prensesin Triplerine karşı koymanın bir yolu var mı?"

                                  ***

O sırada ise Aserah odasında düşünüyordu. Bu dünyaya geldiği ilk günden bugüne kadar. Hayatında yaşadığı en iyi günden en kötüsüne kadar. Bu zamana kadar gelmişti ve Michael haklıydı. Kendisi mutlu oluyordu fakat başkalarını üzmeye hakkı yoktu. Michael onu bir evlat gibi sahiplenmişti. Onu yarı yolda bırakmak mı? Aserah kesinlikle bunu yapamazdı. O sapkın ve kendini bilmez bir erkekti. Kimseye güvenmedi ve onu sevmeyen insanları öldürdü. Ama Michael..... Belki de onu değiştirmişti. Aserah, çılgın gecelerin kara atı, O artık gerçekten iyi biri olmanın yolunda yürüyordu.

Ama hala Aserah Michael'ın başına dertti. Aserah sadece 31 yaşındaydı. Bu yaşında olmasına rağmen onun gelişim tabanı çok ilerlemişti ve o bu dünyanın en büyük dahilerindendi. O En büyük dahi Uranüs'ten sadece bir adım uzaktaydı. Bu kadar inanılmaz bir dahi olmasına rağmen bu zamana kadar Michael'a hiçbir konuda yardımcı olamamıştı.

"Neden beni yanına aldın Michael?"

Bu soruyu hergün soruyordu fakat hiçbir zaman onu insan yerine koymuş ve ona yıllarca bakmış olan bu adamın ona neden böyle bir iyilik yaptığını anlamamıştı. Her gün bu soruyu soruyordu fakat artık merak etmiyordu. Sadece Michael'ın bir günlük hatası olarak gördü.

Yine de Aserah Michael'ı her şeyden çok seviyordu. Bu yüzden gerisi hiç önemli değildi.

O an Aserah ayaklarından başına kadar sarsılmıştı. Bu yoğun aura onu titretmişti. Bütün bedeni iflas etmiş gibiydi ve kesinlikle bu öldürme isteği sıradan birinden gelmiyordu. Kesinlikle bu güç ondan en az 1 basamak yukarıda birisinindi

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin