Bölüm 149: Mor Yıldırıma Ulaşmak (2)

552 74 8
                                    

Kai ve Bart sarıldı ve ardından ikili ayrılırken Kai da Bart'ın yüzüne baktı. Görünüşe göre onu Mor Yıldırıma ulaştıracak bir yol biliyordu. Bunu kendisi söylemişti.

"Bana öyle bakma Kai sözümün arkasında duracağım. Mor Yıldırıma geçmeni sağlamakta yalan söylemiyorum. Eğer hazırsan şimdi başlayalım."

Kai başını salladı ve sadece bu alana girdikleri boşluğa baktı. Bart bir anda boşluğu yarıp onu buraya çekmişti fakat arkadaşları ne haldeydi bunun hakkında hiçbir fikri yoktu.

" Merak etme onlar hala anıyı izliyorlar. Sen burada Mor Yıldırıma geçerken onlar orada kalabilir. Şimdi meditasyona başla ve seni Mor Yıldırıma geçirelim."

Kai rahatlamış bir ifade ile nefes verirken sonunda meditasyon pozisyonuna geçti ve odaklanmaya başladı. Bir kaç saniye sonra dış dünya ile bağı kopmuştu. Ardından ise Bart kaşlarını çattı ve Kai'ın dizlerinin üzerinde duran siyah kılıca baktı. Bakışları hem tehditvari hem de bir yakınlık gösterir gibiydi kısa bir süre sonra konuşmaya başladı.

"Gerçekten ortaya çıkmayacak mısın Sirius? Onca zaman sonra beni kandırma! Sen olduğunu biliyorum. Hadi ama. Bana bir selam bile vermeyecek misin?"

Bir anda Cennetsel Element Kılıcı titremeye başladı ve çevreye yoğun bir baskı yaydı. Fakat Bart bunu zerre kadar hissetmemişti ve Kai da şu an dış dünya ile alakalı hiçbir şey hissetmiyordu.

Yoğun baskı yavaş yavaş şekillendi ve yaşlı bir adamın figürünü almaya başladı. Bu yaşlı adamın sakalları uzundu ve bilge bir duruşu vardı. Onu tanımayan birisi bile onun ne kadar güçlü ve bilge olduğunu tahmin edebilirdi.

Hatta Bart bile bir an geri adım atmıştı. Onun olduğunu tahmin etmek başka, gerçekten karşında görmek başkaydı. Böyle bir şeyin yeniden gerçekleşeceğini asla tahmin edemezdi.

Sirius sakin bakışları ile ve yüzündeki basit tebessümü ile Bart'a bakarken Bart ise her halinden belli olan bir tedirginlik duruyordu.

"Neden....."

Sormak istediği tek soru buydu. Korkuyordu fakat onun gücünden dolayı değil. Alacağı cevaptan korkuyordu. Şimdiden biliyordu. Sirius Milyarlarca Yıl Önce çocukları tarafından öldürülmüştü. Şu an Bart'a hiçbir şey yapamazdı. Ama Bart neden hala tedirgindi? Sirius neden hala her şeyi yok edebilecekmiş gibi bakıyordu?! Neden hala kendini herkesten üstün görüyordu?!?

"Sana bir soru sordum!!!"

Bart bir anda ileri atıldı ve Sirius'un beyaz cübbesinin yakasından tuttu. Yüzleri arasında en fazla 20 cm vardı. Belki de daha az. Ama ikisi birbirlerine bakarken çok farklı duygular gün yüzüne çıkıyordu. Tabii ki bunlar sadece Bart için geçerliydi. Sirius hala hiçbir şey hissetmiyor gibi görünüyordu.

"Yapmam gerekeni yaptım Bart. Bunun için beni suçlayamazsın."

"Onların seni öldürmesine izin vermeyebilirdin!! Bir kere daha Düşmanlarımızı yok edip 10. Seviyeye beraber ilerleyebilirdik!! Senin yüzünden.... Senin yüzünden kaç yoldaşımız öldü biliyor musun?!? Kaç dostum bedenini bile kurtaramayacak kadar şansızdı!! Ve bunların hepsi senin yüzünden!!! "

" Bana ne dersen de. Ne yaparsan yap Bart. Geçmiş asla değişmeyecek. Zamanı geldiğinde neyden bahsettiğimi anlamanı umuyorum. Yapabileceğim tek şey bu ne yazık ki. "

Bart öfke ile Sirius'un gözlerine baktı fakat Sirius'un gözlerinde zerre pişmanlığı rastlamadı. O an Bart Sirius'u itti ve bir kaç adım geri çekildi. Yüzünde gerçekten şaşkın bir ifade vardı.

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin