Bölüm 142: Miguel VS Kai (1)

718 106 21
                                    

Kızılküre Akademisinin Doğu Kapısında bir kaç insan toplanmıştı. Gece vakti böyle gizlice geceye gizlenmiş bu insanları kimse fark edemiyordu.

"Miguel tek başına gitmek istediğine emin misin? Bu süre boyunca kale zayıf kalacak ve ani bir saldırıda bir Efsanevi Lidere karşı koyamayız."

Miguel endişeli tavırlarla konuşan sarı saçlı gence sert bir şekilde baktı ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

"Uzun sürmeyecek..."

Miguel son sözünü de söyledikten sonra bir ağaca atladı ve ortadan yok oldu.

Kai ise bu zamanda bambaşka bir yerdeydi. Bir şelalenin başında akan nehrin ortasında bir taşa oturmuş meditasyon yapıyordu. Nehir 2 km genişliğindeydi ve Gökyüzü Topraklarının en büyük nehriydi. Bir süre sonra ise gökyüzü adasının en yüksek şelalesine dökülüyordu. Bu nehir ve şelale ise Adanın adını almış ve Gökyüzü nehiri ile şelalesi olarak bilinmeye başlanmıştı.

Kai meditasyon yapıyordu ve bedeninden yayılan aura öncekinden daha da güçlüydü. Şimdi Kırmızı Yıldırımın Başının Ortasındaydı ve gözlerinde ki 6 Sarı Yıldırımın Hepsi Sarı Yıldırımın Zirvesinin Ortasına ulaşmıştı. Hepsi Zirvenin zirvesine ulaştığında bu sefer Kai Mor Yıldırıma ulaşmış olacaktı.

Kai'ın gelişim hızı inanılmazdı. Sadece bir kaç günde meditasyon ile Kırmızı Yıldırımda Atılım yapmayı başarmıştı. Gerçek bir dahi denilmesi boşuna değildi.

Cennetsel Element Kılıcı ise sırtında asılıydı. Simsiyah kılıç güneşin vuruşları ile parlıyordu.

Kai gözlerini açmadı ve enerji çekmeye devam etti. Enerji çekme hızı aslında bu kadar hızlı değildi. Ne Kevın ne de başka biri kadar hızlı gelişim yapamıyordu. Aynı zamanda gelişim tabanı olması gerektiğinden çok daha fazla enerji istiyordu. Bu yüzden normalde Emma'dan bile aşağıda bir gelişim tabanına sahip olmalıydı.

Fakat Kai Şanslıydı! Hiçbir insan onun kadar şanslı olamazdı. Aynı zamanda Kai kendini büyük zorluklara göğüs germek uğruna güçlendirmişti. Duyguları sayesinde bunca zaman yılmadan güçlenmeyi başarmıştı. Duyguları bu yolda onun en yakın dostu ve yoldaşı olmuştu.

Kai'ın Nehirin ortasında bu kadar rahat güçlenmesinin asıl sebebi ise Kai'ın Kılıcı Sirius'tu. Sirius artık eskisi gibi bir kılıç değildi. Efsanelerden bile görülmemiş 4 yeteneğe sahip bir kılıçtı. Sirius'un enerji çekme gücü sayesinde Kai'ın çevresinde beliren enerji gün geçtikçe artıyordu ve Kai ne kadar uzun süre meditasyon da kalırsa o kadar hızlı güçleneceğini gösteriyordu.

O sırada adım sesleri yavaşça duyulmaya başladı. Nehirden. 1 km uzaktan gelen bu adım sesleri Kai'ın kulaklarından kaçmıyordu. Önceden Ölümsüz Ejderha Formunda Ustalaşmıştı ve şimdi Ölümsüz Ejderha'nın 2. Formu olan Gerçek Ejderha Formuna geçiş yapmıştı. Duyuları bırakın 2 km'yi 20 km içerisinde ki herşeyi duyabilmesini sağlıyordu.

Adım sesleri Kai'dan 1 km uzakta Nehirin başladığı noktada durdu. Miguel sert gözlerle Kai'ın olduğu yere bakıyor ve azgın aurası ile suyun dalgalanmasına sebebiyet veriyordu.

Kai Miguel'in geldiğini anladığında yavaşça gözlerini açtı ve 6 Sarı Yıldırım gözlerinde belirdi. Yavaşça ayağa kalktı ve Miguel'i dönerek kollarını birleştirdi. Taşın üstündeydi ve hiçbir yere de gitmiyor gibi görünüyordu.

"Demek bu şekilde oynamak istiyorsun."

Miguel dişlerini sıktı ve suya doğru bir adım attı. Fakat beklenenin aksine suya batmamıştı. Suyun üzerinde yürüyordu ve hiçbir şey de olmuyordu. Ne bir batma belirtisi ne de ıslanma. Miguel gerçekten suyun üstünde yürümeye başlamıştı.

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin