Bölüm 151: Sevdiğin Kadın Olmak İstiyorum!!

727 93 25
                                    

Kai ve Emma karşılaştıktan sonra ikisi beraber yürümeye başlamıştı fakat Emma Kai'ın onu o vahşi hali ile görmüş olmasından dolayı utanıyordu. Kai ise o an aklına her geldiğinde gülmemek için kendini tutuyordu.

'Seni ****** Çocuğu sen nasıl bir ******. Fırsatım olduğunda normal dünya da da seni ziyaret edecem ve kafanı koparacam!! Benim gibi bir prenses tarafından öldürüldüğün için minnettar olmalısın!! "

Kai bu sözleri duyduğu anda Emma'nın Alvar ile çok fazla vakit geçirdiğini anlamıştı. Alvar iyice konuşma tarzını diğerlerine öğretmişti ve görünüşe göre karşısında ki genç, Emma'yı çok sinirlendirmişti. Kai en azından hala Alvar'ın seviyesine ulaşmamış olduklarına seviniyordu. Alvar en ufak olayda kişinin bütün yaşamına sövüyordu. En azından Emma ona saldıran kişiye karşı sadece sinirlenmişti. Alvar ona yüzyıllık işkence çektirirdi.

Kai başını çevirip Emma'nın yüzüne baktı. Emma utanıyordu ve başını diğer tarafa çevirmişti fakat Kai onu izlerken onun ne kadar tatlı olduğunu rahatça fark edebiliyordu.

"Neden bana öyle bakıyorsun?"

"Nasıl bakmamı istiyorsun?"

"Ben..... Bilmiyorum."

Kai ve Emma yürümeye devam etti. Fakat garip bir şekilde kimse ile karşılaşmamışlardı. Emma bunu garip buluyordu fakat başını çevirdiğinde Kai'ın çok sakin olduğunu görmüştü. O an bu işte Kai'ın bir parmağı olduğunu anlamıştı.

Ama onlar yürümeye devam ettikçe kimse onların karşısına çıkmadı ve Kai da tek kelime etmedi. Emma gerçekten Kai'ın ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordu. Kai ve Emma akşam olana kadar yürüdüler ve 3 cümleden fazla konuşmamışlardı.

En sonunda Kai durdu. Emma Kai'ın bir şeyler söylemesini bekliyordu bu yüzden heyecanlanırken onun yerine Kai'ın soğuk yüzünden dolayı yüzü geri asılmıştı.

"Burada kamp yapalım. Sabah geri aramaya devam ederiz."

Emma ağzını açtı ve tam bir şey söyleyecekti ki Kai onun gözlerinin göremeyeceği bir hızda hareket etti ve Kılıcını yere sapladı. Aynı anda yeryüzü bir kaç saniye titredi ve ardından Yeryüzünün içinden 2 adet toprak çadır belirdi.

Ardından Kai kılıcını savurdu ve 4 Elementi kullanarak 2 çadırın içine yumuşak bir zemin ve uyumak için bir yer oluşturdu. Kai'ın oluşturduğu bu zemin normal bir yataktan farklı değildi.

"Ben ateş yakacağım. Sen de istersen üzerini değiştir."

Kai bir kaç odun toplamak için ormana gidecekti ki belinde ki kıyafetten tutan elle dondu.

"Sadece kılıcını savurarak bir ateş yakabilirsin Kai. Neden benden uzaklaşmak istiyorsun?"

Kai başını hiç bir şekilde döndermedi ve Emma da onun yüzünü hiç göremedi. Kai elini Emma'nın eline uzattı ve Emma'nın belinden tutan elini üzerinden çekti. Ardından da yürümeye devam etti.

Emma ise kendi kendine iç çekti ve çadırın içine girdi. Kai cevap vermemişse onun da Kai'ı zorlamak gibi bir imkanı yoktu.

Kai gitti ve bir süre ortalıkta gözükmedi. Fakat kısa bir süre sonra geri gelmişti. Elinde odunlar vardı ve bakışları yine hüzünlüydü. Emma uyuyor gibi görünüyordu ve Kai da Emma'nın çadırına sadece bir bakış attıktan sonra ateş yaktı ve bir odunun üzerine oturduktan sonra üzerini çıkardı.

Kai üzerini çıkardığı anda bedeninde ki sargılar fark edilebilir hale gelmişti. Özellikle Kai'ın sırtı bir çok sargı tarafından sarılmıştı ve Kai, sırtında büyük bir acı hissediyordu. Bu yüzden bir merhem hazırlamıştı ve her akşam sırtına sürmek için çılgıncasına uğraşıyordu.

Kai bir kere daha elini merhem sürdü ve sırtına dokunmaya çalıştı fakat bu hiçbir işe yaramamıştı. O sırada Emma çadırından çıktı.

Emma aslında uyumamıştı. O gece Kai gelene kadar onu beklemişti ve bu sırada da gözleri mayışmış ve bir süreliğine yorgun düşmüştü fakat sesleri duyduğu anda yeniden kendine gelmişti ve dikkatlice dışarı çıkmıştı ama dışarı çıktığında karşısına çıkacak olan şeyin Kai'ın yaralarla kaplı sırtı olacağını beklemiyordu.

Emma Kai'ı gördüğünde utanmadı. O Kai'ı sayısız kere üzeri çıplakken görmüştü ve artık bu konuda utanmıyordu. Ama Kai'ın yaralarını görünce endişelenmişti.

Emma olduğu yerden fırladı ve direk olarak Kai'ın arkasına geldi.

"Sırtına ne oldu?"

Emma bunu sakin bir şekilde söylemiş olsa bile içinde fırtınalar kopuyordu. Kai'a bir şey olmuş olması onun canını yakıyordu. Kılına gelen zararı kendi bedeninde hissediyordu. Açıkça gözle görünmeyen bir bağ ile ona bağlıydı.

"Miguel ile dövüştüğüm zaman biraz sert yaralandım. Kemiklerimde garip bir zedelenme gerçekleşmiş. Bu yüzden kendimi iyileştirmem bana zarar veriyor. Bende merhem ile zedelenmeyi yok ediyorum."

Emma Miguel'in kim olduğunu biliyordu. Bir keresinde onunla karşılaşmıştı ve ondan derin bir enerji hissetmişti. Miguel gerçekten çok güçlüydü ama Kai yine de onu yenmeyi başarmıştı.

Kai merhemi sırtına sürmeye çalışırken Emma merhemi Kai'ın elinden aldı. Kai ise hiç itiraz etmedi ve önüne bakmayı sürdürdü. Emma da duygusuz yüzü ile Kai'ın sargılarını açmaya başladı.

"Kendine biraz dikkat etmelisin."

"Kendime dikkat ettiğim için hayattayım."

"Daha fazla dikkat et! Böyle giderse dünya turnuvasından elenmen çok uzun sürmez."

Emma Kai'ın sırtına merhemi sürerken Kai başını çevirdi ve soğuk gözlerle Emma'ya baktı.

"Bu neden umurunda olsun ki? "

Emma Kai'ın bakışlarından dolayı ürpermişti ama hiçbir şey demedi. O Kai'ı yeterince tanıyordu ve Kai'ı 1,5 yıl görmedikten sonra bile onun gülmeyi sevdiğinden emindi. Sadece şu an Emma'ya sözlerinin sonucunu göstermek istiyordu.

" Randal'ın kim olduğunu biliyor musun? İlk Kral Katili olduğunu söyledi. Onun hakkında bir şeyler biliyor olmalısın."

"O benim ustamdı. Ve o öldü. Seviyelere geçemedi."

Kai teker kelimelerle ile hep konuşuyordu. Emma'yı hiç umursamıyor gibi görünüyordu. Ve sıradan bir tavır takınmıştı. Emma Kai'ın sırtına merhem sürmeye devam etti. Kai'ın yaralı sırtı Kai'ın ne kadar zor bir dövüşten geçtiğini gösteriyordu ama Kai bundan sonra bile sayısız dövüşe girmişti ve akademileri yok etmişti. Bu yaralar sadece Miguel'den kaynaklı değildi.

O an Kai sırtına düşen soğuk damla ile gözlerinin açılmasına engel olamadı.

"Neden bir kere olsun aptalca davranmayı bırakmıyorsun?!?"

Emma'nın iki eli Kai'ın çıplak sırtına dokunuyordu ve Emma'nın göz yaşı Kai'ın sırtına düşmüştü. Kai bir anda nefesinin kesildiğini hissetmişti. O çılgınlar gibi savaşıyordu ve Dünya Turnuvasının keyfini çıkarıyordu. Acı çekse de o buna alışmıştı ama bazı kişiler Kai'ın acı çekmesine dayanamıyordu.

"Neden bu kadar düşüncesizsin!!"

Emma ağlıyordu. Çünkü Kai onu hiç umursamıyordu ve kendini de hiç umursamıyordu ve tek derdi savaşmaktı. Ama Kai bir kez daha kaçtı. Ayağa kalktı ve hızlıca sargılarını geri örttü ve çadırına ilerledi.

"Dur!!"

Emma'nın acı dolu sesi Kai'ın bir kez daha gözlerini titretmiş ve onun durmasına sebep olmuştu.

"Çok öncesinde bana Senin neyin olduğumu sormuştun! "

Emma'nın sesi tityordu fakat bu sefer durmadı. Bu sefer böyle bir hata yapmayacaktı. Onca zaman sonra bir daha Kai'ı bu kadar uzun süre bırakmak istemiyordu. 1,5 yıl! O Kai'a hiçbir şey söylemediği için ondan 1,5 yıl uzak kalmıştı! Sesi titredi gözleri doldu ama durmadı.

"Ben!...... Ben!..... Senin sevdiğin-"

BOOOM!!!!

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin