Bölüm 18 : New York

1.1K 123 17
                                    

Emma Kai'yı gördüğü anda şok olmuştu. Emma ölmeyi beklerken onu yine Kai kurtarmıştı. Emma istemese bile içinde Kai'a karşı hissettiği şeyleri inkar edemezdi. Bir yandan da yerde kanlar içinde yatan adama nasıl bu kadar soğuk bakışlarla bakabildiğini anlayamıyordu.

Gerçekten onu öldürmüştü. Kai gerçekten birini öldürmüştü. Emma önündeki bu kişinin bir katil olduğu gerçeğini inkar edemedi.

Emma girdiği şoktan bir süre çıkamadı. Bir adam bir de Kai'a baktı. Kai'ın sarı saçlarına bir kaç damla kan bulaşmıştı.

Kai elini uzattığında Emma önce tutamasada annesini görünce hemen kalkması gerektiğini anladı. O burada şaşkınlığı ile mücadele ederken annesi yaşamaya çalışıyordu.

Kai'ın elini tutup kalkmaya çalıştığında bacağında bir acı hissetti. Aynı zamanda acıyı hissettiği anda yanma hissi de beraberinde gelmişti.

"Ahh! Bu... Bu da ne?"

Emma bacağına giren şeyi görünce bir an ne yapacağını bilemedi. Duvardaki pencerenin camlarından biri bacağıma girmişti. Çok korkutucuydu. Patlamadan bir yanma acısı çekmemiş olsa da bu camın acısı da en az onun kadar kötüydü. Böyle bir ortamda açık bir yara daha kötü bir sonuca neden olabilirdi. Bacağını kaybedebilirdi!

Emma panik yaptı. Kai ise bunu hemen fark etti.

Yara en az 15 cm genişliğindeydi. Çok derine girmese de yine de iz bırakacak gibi görünüyordu.

Emma'nın ayağa kalkamadığını gören Kai hızlıca hareket etti ve Emma'yı kucağına aldı. Emma buna karşı tepki veremedi. Normal şartlar da utanır ve yüzü kızarırdı fakat annesine odaklanmaktan bunlara vakti olmadı.

"Gerçekten şu anda bile utanıyorsun.
Eğer gitmemiz gerekmese şu an burada seninle dalga geçerdim. "dedi
Kai. Emma bakışlarını annesine çevirirken Kai Emma'nın ne düşündüğünü anlamış gibi konuşmaya başladı.

"İyi olacak, ambulansı ve polisi çağırdım. Burada bir izimiz kalmaması için hiç bir şekilde bir yere dokunma ve rahat dur. Ne yazık ki annenin uyandığını görmeyeceksin ama güven bana. O iyi olacak. "dedi Kai. Emma başını salladı. Ona zaten veda etmişti. Tek istediği onun güvenliğiydi ve görünüşe göre o gitmeden bu gerçek olmayacaktı.

Kai Emma ile beraber duvardan dışarı çıkarken Güneş Emma'nın yüzüne vuruyordu. Emma kollarını Kai'ın boynuna dolayıp başını da göğsüne yaslayınca rahatladı. Ne kadar utansa da yine de kafasını kaldırmadı. Şimdi sırası değildi. O yaralıydı. Dinlenmeliydi. Özellikle önceden de ayağı yaralı olduğu için şimdi işler onun için iyice kötü olmuştu.

Kai 5 dakika boyunca Emma'yı kucağında taşımaya devam etti. En sonunda Emma'nın aklına tekrar az önce yaşadığı olay geldi. Gerçekten birini öldürmüştü. Kafasını ikiye yarmıştı. Daha 14 yaşında. Bu yaşta bir katil oldu. Emma nefes alamadığını hissediyordu. Yüzünü Kai'a çevirdiğinde sanki hiç kendisini taşımıyormuş gibi yürüdüğünü fark etti. Soğuk bakışları yeniden yüzüne hakim olmuştu fakat Emma Kai'ın sadece ne yapması gerektiğini bilmediği için böyle baktığını biliyordu. Düşünüyordu.

"Eşyalarım?"

"Jace bizden daha hızlı. Çoktan alıp dönmüş bile olabilir."

"Beni nasıl o kadar hızlı buldun? Evimiz yakın olsada bu kadar hızlı bulamamış olman lazımdı."dedi Emma. Kai bir anda kafasını aşağı indirince dudakları birbirine değecek gibi oldu fakat Kai direk kendini geri çekti ve bunu engelledi. Belli ki şu anda romantik bir sahne için hiçte uygun bir zaman değildi.

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin