Bölüm 46: Derin Öfke

901 126 11
                                    

"Arenadaki hasar nedeniyle sonraki maç yarım saat sonra gerçekleşecektir. " Kai yerinden kalkarken Jack ve Kevın ona baktı.

"Ne bakıyorsunuz? Tuvalete gideceğim."

Her yaptığı şeyin ilginç sonuçları olacağını düşünmek ne kadar saçmaydı. O bir gelişimci olsa da tuvalete de gitmesi gerekiyordu. 3 aylık eğitimden sonra tuvalete girdiğinde bir daha geri dönemeyeceğini düşünmüştü.

"Ne kadar zayıflar... neyse, en azından bu sefer oldukça güçlenmişler. Bir haftada 2 atılım yapanlar çok iyi. Kronos diğerlerine göre çok az gelişim yapmış yine de. O lanet olasıyı arkasından kırbaçlamalıyım. Böylece beni Dünya Turnuvasında geride tutmaz. " Kai tam içeri girecekken bir el onu durdurdu. Kai onu durduran elin sahibine baktı.

"Bu sefer seni öldüreceğim!! Hiçbir şekilde kaçamayacaksın!!" Melony elini çekerken Kai da gülüp geçti. Melony'nin gerçekten çılgına döndüğünü nasıl anlamaz? Sadece nedenini anlamamıştı. Melony'nin o kadar kibirli olduğunu hiç düşünmemişti.

30 dakika sonra saha tamamen onarılmıştı. Michael yine gökyüzünde belirirken herkesin gözü o yöne odaklandı.

"D Grubunun ilk maçı. Kai VS Melony" Kai sahaya girdiğinde herkesin gözü sırtındaki kılıca takıldı. Kimse bir şey söylemese de herkes onun bir mana silahı olduğundan şüpheleniyordu.

Fakat Ariel'in eğitimine katılmadığını da biliyorlardı. Bu yüzden mana silahına sahip olması beklenmedikti.

"Mana silahı olmuşsa ne olmuş!! O benim eğittiğim insanlardan daha mı güçlü? Melony hep ondan nefret etti. Onun nefreti bu dövüşü kazanmasını sağlayacak." Ariel'in yanındaki uzun boylu beyaz saçlı bir genç vardı. Kırmızı gözleri ve ince kaşları vardı. Kimse onu umursamıyordu. Çünkü o kimsenin umursamasına izin vermemişti.

O sıradan birisi değildi. Kesinlikle bedeninden akan güç şaşırtıcı bir kapasitedeydi ve kendisini bu seyirci bölümünde gözde yapabilirdi. Ne yazık ki o ünü pek sevmezdi.

" Gerçekten Melony'nin o çocuğu yenebileceğinden emin misin? Bence bu dövüşün hiç beklemediğin bir sonucu olacak."

"Neden böyle düşünüyorsun? Orta derecede olacak değil ya. Eğer öyleyse zaten çok büyük bir dahi olur Alan. Kendi kafama sıçmama sebep olmuş olurum. " Alan gülümsedi. Kapşonunu kafasına geçirirken Ariel'in duyamayacağı bir şekilde fısıldadı.

"Bence daha da ileride bir seviyeye sahip."

Melony de sahaya çıkarken herkes susmuştu. İnsanlar onun nasıl biri olduğunu biliyordu. Onunla tartışmak mı? Mümkün değildi. Melony çok kindardı. Melony Kai'a olan nefretini başkalarına yöneltmişti. Düello da herkese hiç acımadan kırık kemikler veriyordu. Artık insanlar hiç düello dersine katılmadığından ona rakip olabilecek kimse de çıkmıyordu. Onlar Kai'ı ne kadar umursamasalar da içten içe Melony'nin rakibi o olduğu için ona acımışlardı.

Melony'nin boyu birkaç cm uzamıştı. Herkes gibi o da olağanüstü bir gelişime sahip olmuştu.

"Bugün burada beni küçük düşürdüğün için cezanı çekeceksin!!" Kai ona alayla baktı.

"Ben seni ne zaman küçük düşürdüm Melony? Biz ilk geldiğimizde sen ezik biri değil miydin? Şimdi neden insanları eziyorsun? Aralarında gücün kontrol ettiği tek kişi sensin. Endişelenme, bu işi hızlıca bitireceğim. " Melony kaşlarını çatarken seyirciler de heyecanlanmıştı. Herkes Kai'ın Kral Katili olduğunu biliyordu. Onun basit biri olduğunu düşünmüyorlardı. Bunu düşünen birisi varsa bu onun kendi kafasına sıçma becerisine sahip birisi olduğunu gösterirdi.

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin