Bölüm 38: Geçmiş

1K 132 3
                                    

Ariel diğerlerinin göremeyeceği bir hızla Quentin'in yanına geldi. Hemen kılıcı eline alıp bakmaya çalışırken yüzünden ne kadar şaşırdığı belli oluyordu.

"Bu kılıcı nereden buldun?" Kai ona acımış bir şekilde baktı.

"Kılıcın kökenlerini biliyor olmalısınız. Jace bana verdi. Ben de Quentin'e veriyorum. Eminim kılıca oldukça iyi bakacaktır. "

Ariel kılıca büyülenmiş bir şekilde bakarken herkesin gözleri kılıca döndü. Yüzlerinden ne kadar şaşkın oldukları anlaşılabiliyordu. Aralarında James Quill'e tanımayan var mıydı? Hepsi onun kadar azimli olmak istiyordu. O adam bir öfkeci olsaydı herkes onun şimdiye 2. duygusunu almış olacağını biliyordu. Hatta belki o gün ölmemiş bile olabilirdi. Huzur duygusunda son 200 yıldır tek güç. Kimse nasıl yaptığını bilmese de o ölen birini geri getirmişti. Bu öteki akademiler içerisinde bile çok az bireyin başardığı bir şeydi. Onun kılıcını da herkes bilirdi. Kılıcın alevlerle kaplanabildiğini. Ve farklı güçleri olduğunu. O adamın kılıcına sahip olan kişi kesinlikle çok daha güçlü olacaktı.

"Peki senin kılıcın ne? Hangi kılıç bu kılıcı reddetmene sebep olabilir?"

Herkes Kai'ın kılıcına dönerken o kılıçtan hiçbir şey hissetmediklerinden dolayı şaşkına döndüler. Normal bir kılıcı efsanevi bir kılıca tercih mi etmişti?

"O çöp kılıcı buna tercih mi ettin?! Aptal mısın sen?!" Zack çıldırıyordu. Böyle bir şey akla hayale sığmayacak bir şeydi. Kalabalık içerisinden de bir uğultu yükseldi. Herkes kendi arasında bunun ne kadar saçma bir şey olduğundan bahsediyordu.

"Siz benim kılıcımı boşverin. Eğitime başlasak mı artık?" Ariel kılıcı geri Quentin'e verirken yüzüne ciddi bir ifade takındı.

"Tamam o zaman başlayalım." Quentin de kılıcı sırtına yerleştirilen başıyla Kai'a selam verdi. Oldukça minnettardı.

Kai bahçenin çıkışına doğru yürürken Ariel öfkeyle ona baktı.

"Nereye gidiyorsun?! Daha eğitiminiz başlamadı! " Kai Ariel'e döndü ve gülümsedi. Gülüşü oldukça saf ve temizdi. Küçük bir çocuğun gülümsemesi ne kadar açıktı. Babası yaşında olabilecek bu kadına karşı oldukça küstahçaydı.

"Eve gidiyorum. Sadece kılıcı getirmek için buraya gelmiştim. Derse kalmayacağım." Ariel'in vücudundan baskısı sızarken diğerleri anında yerle bir oldu. Kai ise gülümseyerek bakmaya devam ediyordu. Bu baskı sadece yeşil yıldırımdı. Onun için pek de etkili değildi. Ama diğerleri onun gibi olmadığından tam baskıyla yeşil yıldırımda ki bir gücü kaldıramıyorlardı.

"Ders gereksiz. O kadar da güçlü yapmıyor beni. Ben evde daha çok gelişirim." Ariel sinirlendikçe baskısı artıyordu. Baskı yeşil yıldırımın ortasına gelirken diğerleri bayılmıştı.

Kai onlara baktı. Bu hoşuna gitmemişti. Baskı biraz daha artarsa kaçamayacak hale gelecekti.

" Onları öldüreceksin! "

Kai bağırana kadar Ariel bunu fark etmemişti bile. Anında tedirgin olup baskısını çekti. Akademi 5. sınıflara daha iyi davransa da Ariel öylece birini öldürmenin yanlış olduğunu bilecek kadar bilinçliydi.

Baskı durduğunda öfkeyle Kai'a baktı.

"Evde daha güçlü olabileceğini düşünüyorsan git!! Final günü nasıl yenildiğini zevkle izleyeceğim." Kai nazikçe gülümsedi ve arkasına dönüp oradan uzaklaştı.

Ariel hemen diğerlerine dönerken yüzünden öfkesi anlaşılabiliyordu. Hemen zihinlerine bir uyarı verdi ve onları uyandırdı. Diğerleri ne olduğunu anlamamıştı. Boyd ise Ariel'e bakıyordu.

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin