Bölüm 131: Fenrir'in Hikayesi

681 109 16
                                    

beğenin yorum yapın iyi okumalar.

Kronos hala çiçeklerin arasındaydı fakat diğerlerinin aksine o çevresini izliyordu. O devasa korkutucu cüssesine rağmen omzuna konan kuşu izliyordu. O rahatsız olmasın diye çevresinde dolanan Anka Kuşunu seyrediyordu. Öğreniyordu. Canavarların nasıl bir kalbi olduğunu Öğreniyordu. Geçmişlerini ve geleceklerini Öğreniyordu. Canavarlar Kralı olma yolunda giden o yolda ilerliyordu.

"Artık zamanı geldi Kronos."

Kronos duyduğu sesle başını çevirdi ve gökyüzünde ki Anka Kuşuna baktı.

"Neyin zamanı geldi?"

Fakat Anka Kuşu cevap vermedi. Sadece Kronos'un kol yakasından ağzı ile tuttu ve onu ormana çekmeye çalıştı. Eskiden olsaydı Kronos kesinlikle bir ormana Anka Kuşuyla gitmezdi fakat şimdi hem bu Anka kuşunun onu üfleyerek öldürebileceğini biliyordu. Hem de artık onlara güveniyordu.

Kronos kimse farkına bile varmadan Kral Bahçesinden çıktı. Ardından şehirden çıktı ve ormana ilerledi.

Kronos ormanda ilerliyordu ve sırtında da Mavi kaküllü baltası vardı. Anka kuşu ilerledikçe o da peşinden ilerliyor ve ormanın derinliklerine iniyorlardı.

Zaman geçtikçe yanlarında onlarla ilerleyen hayvan sayısı artıyordu. Kronos canavarların arasında kalmıştı. Fakat hiç korkmuyordu. Ve adım adım güçlenen araya doğru ilerlemeye başlamıştı.

En sonunda bütün yaratıklar durunca Kronos da durdu ve etrafına bakınca yüzünde ki şaşkınlığı gizleyemedi.

Kronos'un çevresinde periler, Cehennem tazıları, tek gözlü canlılar ve yanlarında ki dereden de gelen türlü türlü canlı vardı. Bütün Canavarlar bir şeyi selamlamak için gelmişti.

Anka kuşu biraz daha ilerleyince bir mağara karşılarına çıktı. Mağaradan yayılan aura Kronos'u dehşete düşürmek için yeterliydi. Nefes almayı bile unutmuştu.

"Burası da neresi böyle? Neden bu-"

"Daha fazla konuşma. Yakında her şeyi öğreneceksin."

Kronos konuşamadan mağaradan gelen adım sesleri dikkatini çekti. Bakışlarını mağaraya çevirdiği anda ona bakan yaşlı kurt ile göz göze geldi. Kurt topallayarak yürüyordu ve bir gözünde garip bir şekilde göz bandı vardı. Diğer gözü ise normal kurtların aksine yeşildi. Kronos bile karşısında ki kurdun aurası karşısında eğilme isteğine karşı koymakta zorlanıyordu.

"Merhaba Kronos. Benim adım Fenrir."

***

Kronos karşısında Kıyamet Getiren Fenrir'in olduğunu öğrenince ne diyeceğini bilemedi. Gerçekten karşısında Odin'i yutmuş o kutsal canavar vardı.

"Evlat Odin'i öldürdüğüm doğru ama bu zamanda değil. O sadece insanlar arasında bir kehanet. Gördüğün gibi Vidar tarafından da öldürülmedim. Beni öldüren şey çok daha güçlüydü."

"Ben Fenrir'im! Tanrılar Katili Fenrir! Boyut Yutan Fenrir!! Odin'in kafasını kopararak öldüren yaratığım!! Ve onun gibi sayısız tanrı öldürmüş kişiyim!! Ölümsüz Ejderha'nın en yakın dostu ve düşmüş Ata da diyebilirsin bana."

"Öncelikle sana hikayemi anlatacağım. Belki de beni bu şekilde tanıman daha iyidir. "

" Ben zirvede yer alan yegane kişilerden biriydim. Tanrılar ve Ataların savaşında çok fazla Tanrının kalbi benim mideme indi. Öldürdüm yok ettim ve korkuttum. Fakat tehlikeli bir şekilde ilerliyordum. Kontrolüm zaman geçtikçe benim elimden gidiyordu. Giderek daha çok bilincimi kaybettim. Daha çok... canavarlaştım."

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin