Arkadaşlar bu bölümü okumadan söyleyim, önceki bölümün bildirimi gitmediğinden dolayı okumamış olabilirsiniz. Önceki bölümü okursanız daha iyi olacaktır. Okumuşsanız zaten devam edin.
İyi okumalar
Ormanın içerisinde 3 genç dikkatli bir şekilde yürüyordu. 3'ü de biraz oyalanmış süzülmüş ve zaman kaybetmişti fakat artık daha dikkatli olmalılardı. Aylak aylak dolaşmayıp Alvar'ı bulmaları onlar için en iyisi olurdu.
Ama Ejderha İninin diğer çıkışı gerçekten girişe uzak bir yer gibi görünüyordu. 3 arkadaş biraz baktıktan sonra buranın Girişten 130 km uzak olduğunu fark ettiler.
Bu onlar için bile uzundu.
Üçlü yavaş adımlarla ilerledi ve bir süre sonra keskin bir aura üzerlerinden geçti.
Bu aura ne kadar onlara zarar veremeyecek olsa da sinir bozucuydu. Ve de dikkat çekici Kevın ve Jack tanımamış olabilirdi ama Kai bu Aurayı tanımıştı. Diğer ikisi bu aura ile yakından iletişim kurmasa da o kurmuştu.
Kai bakışlarını dağ tarafındaki ağaçlara çevirdi. Yavaşça kılıcını çıkarırken Kevın ve Jack de fazla ses çıkarmadan geriye doğru çekildiler. Kai bacaklarını gerdi ve Kılıcını geriye doğru yatırdı. Gözlerini kısmış ve başını yere doğru eğmişti.
Kai bir anda topuklarında dönerken rüzgar şiddetle Kai'ın kılıcına atıldı. Kai kılıcını savururken çoktan inanılmaz bir rüzgar enerjisi kılıcın üzerinde belirmişti.
"Cennetsel Rüzgar Kesişi!!!"
Beyaz kesik hızla ilerledi ve sayısız ağacı kesti fakat Kai'ın beklediği ağaçlar değildi. Bir karşı ataktı!
"Aslan Kralın Parçalayıcı Dişi!!!"
Yatay kesik ve Siyah bir diş birbiri ile çarpıştı. Aniden Cennetsel Rüzgar Kesişinin bütün Enerjisi de oraya doğru yönlendi. Kai Mor Yıldırıma geçtikten sonra çok daha güçlenmişti. Artık 4 Elementi istediği özgürce kullanabiliyor. Sınırlamalara maruz kalmıyordu. Bedeni Cennet Zehrinin Altındaki hiçbir Zehir tarafından etkilenilemezdi. Hatta Kara Yıldırımları bile kullanabilirdi. Bir Sanat olmasına rağmen Kara Yıldırımları özgürce kullanma imkanı vardı. Tabii ki gücü Sanatın içindekinden daha az olacaktı fakat hiç yoktan iyiydi.
Rüzgarın onlara saldırdığını gören diğer iki kişi de hızla birbirlerine yardım ettiler ve rüzgardan kurtuldular fakat artık gizlice takip edebilecek gibi görünmüyorlardı.
Bu üç kişi sırasıyla İvan, Monari ve Autumn idi. Onlar Dakion Akademisinin 3 Efsanesi ve Kai Gökyüzü Adasına geldiğinde karşılaştığı ilk güçlü kişilerdi. O dövüş berabere bitmişti.
3 Efsane yüzlerindeki gülümseme ile Kai'a bakarken Kai da onlara güldü ve direk gözlerinin içine bakıyordu.
"Uzun zaman oldu Kai. Bir dövüşe daha var mısın?"
Autumn konuştuktan sonra Kai'ın yüzündeki gülümseme genişledi. Her biri Mor Yıldırımın Orta Aşamasındaydı. Fakat Kai Mor Yıldırıma geçtiğinde ne kadar güçlenmişti. Bunu sadece deneyerek öğrenebilirlerdi.
"Siz gidin. Ben hemen sizin arkanızdan geleceğim. Yapmam gereken şeyler var."
Kevın ve Jack ise Kai'ın bu sözlerine karşı sadece güldüler ve ağaçların üzerinden ilerleyerek hızla kayboldular.
"Bu sefer kazanamayacaksın Kai."
"Bunu göreceğiz!"
İvan bir anda ileri atıldı ve yumruğunu savurdu. Öncelikle Kai'ın gücünü test etmek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAİ LANE: Başlangıç
FantasyBir Gencin Duygularla Dolu Hayat Hikayesi.... "Neden........ Ben?" "Ben sadece normal bir hayat yaşamak istemiştim. Duyguların bu kadar farklı güçleri olacağını hiç tahmin etmemiştim. Eskiden sınavlarda nasıl daha yüksek alırım diye düşünürdüm. Nası...
