Bölüm 148: Reina'nın Ailesi

730 95 20
                                    

Reina şehirden çıktıktan sonra Isaac gerekli ayarlamaları yaptı ve diğer Efsaneleri bilgilendirdi. Her biri bu konuda meraklı olsa da karşı çıkmamışlardı. Reina Açıkça Kırmızı Yıldırımın Ortasının Zirvesindeydi ve Zaheer den daha güçlüydü. Yine de Zaheer'i yenerek ondan ünvanını almamıştı. Zaheer ise Kırmızı Yıldırımın Zirvesinde olmasına rağmen zaman geçtikçe Efsane Ünvanını korumasının zorlaştığının farkındaydı. Etrafı büyük dahilerle çevriliydi ve şimdi onu yapacak bir şeyi kalmıyordu. Artık kendine Dahi demekten utanıyordu.

Reina ormanda hızlıca ilerledi ve insanların toplandığı o alana vardı. Fakat ilk yaptığı alana girmeye çalışmak olmadı. Öncelikle çevresine baktı ve Kızılyıldırım Akademisinin üyelerini aradı.

Kısa bir süre sonra da aradığını bulmuştu ve hızla ilerleyip Elena'nın yanına gelmişti.

Elena zaman geçtikçe güzelleşiyordu. Lena gibi bir güzelliği olmasa da şirin tatlılığı ve sevimli davranışları onu akademide daha çok sevilir bir hale getiriyordu. Fakat ne zaman birisi ona yaklaşmak istese Elena'nın üzerinde sahiplik varmış gibi bir aura onları geri itiyordu. Kıdemliler bile bu auraya karşı koyamıyordu. Bu yüzden niyetleri bu şekilde olan hiçbir insan Elena'nın yanına yaklaşamamıştı.

Reina'nın ise isteği Elena'nın görünüşü ya da başka bir şey değildi. Sadece ondan gitmesini isteyecekti.

Elena bir anda Reina'yı karşısında görünce şaşırmıştı. Ama destek kuvvetin bu kadar çabuk ve bir de Reina olmasına şaşırmıştı ama  Reina'nın bir şey demek istediğini anladığından tek bir kelime bile etmedi ve onun yerine onu Dinlemeye başladı.

"Hemen buradan gitmelisiniz."

Reina'nın aniden söylediği sözler Elena'yı durdurmuştu fakat tam bir şey söyleyeceği zaman Beyaz Saçları ile Clara aniden ortaya çıkmış ve kaşlarını çatarak Reina'ya bakmaya başlamıştı.

"Ne demek buradan gitmeliyiz? Burada bir hazine var ve sen bize onu bırakıp gitmemiz gerektiğini mi söylüyorsun?"

Reina ise başını öne doğru salladı. Yüzünde bir soğukluk ve öfke vardı fakat bunu kimse anlamıyordu. Reina bu öfeki yıllar sonra gizlemeyi çok iyi bir şekilde öğrenmişti.

" Birazdan burada....... Kimse hayatta kalamayacak. "

Reina'nın sözleri sertti ve Clara'ya işlemişti. Ama Clara bunun bir oyun olup olmadığını bilemezdi. Gökyüzü Topraklarında bir çok güçte insan vardı ve karşısında ki bu kişi Reina olmayadabilirdi.

"Bırakın gitsin Clara. O bizim Reina'mız. Görünüşe göre bir sorun var. Herkese gitmesi için hazırlanmaları gerektiğini söyleyin."

Clara ve Elena güçlü kişilerdi ve potansiyellerini uyandırmışlardı fakat hala yeterince güçlü değillerdi. En azından güçleri böyle bir hazine seferine liderlik etmek için yeterli değildi. Bu seferin lideri bambaşka bir kişiydi. Reina adım adım ona yaklaşan kişiyi görünce bir kez daha şaşırdı.

"Kevın...."

Kevın belki de Akademi de ki en büyük bilinmezlerden biriydi. Bir çok kişi ailesi, silahı, ya da onun gibi bir şey sayesinde inanılmaz bir potansiyele sahip olmuştu fakat Kevın'ın ne ailesi güçlü bir soydan geliyordu ne de silahı çok farklıydı. Kevın daha potansiyelini bile uyandırmamıştı fakat bir çok kişiyi geçerek bir Efsane olmayı başarmıştı ve gücü Mor Yıldırımın altında neredeyse herkesi yenmek için uygundu. O gerçek bir gizemdi.

Kevın'ın sözleri ile Clara da daha fazla şüphe etmedi ve Elena'yı da alarak oradan uzaklaştı.

Kevın ise Reina'ya sadece bir bakış atmıştı. Ondan sonra o da arkasını dönüp uzaklaştı.

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin