Bölüm 161: Kara Alev Kanunları

481 66 11
                                    

"Küçük Kaplan, sence Hayat ne demek?"

Bir kaç gün içinde tehlikeden dolayı bütün insanlar Atlantia'ya göç etmeye başlamıştı. Kai Kızılyıldırım Akademisinin ilk ve en büyük göç kervanı ile beraber gelmişti. O en yoğun insan topluluğunu koruması gereken kişiydi ve tabii ki de bu yüzden Avcılar daha yeni 13 Liderden birini kaybetmişken onlar da hızlıca gönderebildikleri kadar insanı göndermişlerdi.

Ama bir sorun vardı. Jack ve Alan hala dönmemişti.

Alain ve diğerleri acil bir olay olduğundan dolayı sadece büyülü bir mektup yazabilmişlerdi. Bu mektubun da bir kelime darcığı vardı. Aynı zamanda Efsanevi Liderin kayıp olması insanlar için kesinlikle panik yaratacaktı. Kai ve diğerleri bunu üstesinden gelemeyebilirdi.

Kai ise şimdi Atlantia'nın bilinmeyen bir kısmında oturmuş ve çevresinde ki Küçük Kaplanla beraber oturuyordu. Küçük Kaplan tamamen iyileşmiş sayılırdı. Etrafta koşuşturuyordu. Onun 3,5 yaşından biraz büyük bir çocuk olduğunu söylemek daha doğruydu.

Kai elindeki çimleri bıraktı ve çimler rüzgarla beraber süzülerek kayboldular.

"O an Hayatın Ölümle aynı olduğunu söylesem de şimdi emin değilim. Bir insan doğar büyür ve Ölür. Her şey ölümde son bulacaksa Hayatın ne anlamı var? Eğer benim verdiğim cevap doğru olsaydı bu cevap için en doğru düşünce de bu olurdu."

"Fakat bu yanlış. Hayatın içinde bir çok güzellik var. Sen bu hayatı değiştirebilirsin. Sen bu hayatı yaşayabilirsin...."

"Anlamıyorum. Kanunlar da ne artık?"

Kai uzun bir süredir Cennet Bahçesindeki kütüphane bilgilerine sahip olsa da geçen yıl korkutucu bir gerçeğin farkına varmıştı.

Bilgiler kayboluyordu!

Bu bir insanın unutması gibiydi. Gelişimci hafızası ruhlarda yoktu. Daha kötüsü onların hafızası birer ruh oldukları için daha kötüydü. Şimdiden çok önemli kitapların bilgilerini kaybetmişti. Sadece okuduğu şeyleri zihninde tutabilirdi.

Kanunlar o farkına bile varmadan unutulmuş olmalıydı.

Tabii ki Ruhları bunu doğuştan biliyor olmalıydılar. Kendi anılarından dolayı. Ama Bu da Kai'ın aklına gelmemişti. Geçen yıldan beridir de kalan anıları korumak için kendini bütün kitapları okumaya adamıştı.

Ama şimdi kısmen biliyordu. Kanunlar genellikle Mor Yıldırıma geçtikten sonra kavranılmaya başlayan Evrenin Yasalarıydı.

Kai'ın kavradığı Kılıç İradesi Kılıç Kanununun özelliğiydi. Yeterli anlayışa sahip olanlar bu Kılıç İradesini geliştirirdi. Kai Kanunun ne olduğunu bile bilmeden bu seviyeye ulaşmıştı.

"Belki de Geçmiş hayatlarımdan yardım alabilseydim daha kolay kavrardım ama anılarını almama artık izin vermiyorlar."

Bir kaç ay önce bir anda bütün ruhlar Kai'ın ruhlarına olan bağlantısını kesmişti. Bundan sonra Kai onların anılarını kullanamıyordu. Cennet Kütüphanesinin sırları da kaybolduğundan dolayı bilgi darcığı yine kısıtlanmıştı.

Kai'ın bilmediği şey ise ruhlarının isteseler bile Kai'a anılarını veremeyecek olmalarıydı.  Kai'ın geçmiş hayatları ve ilk Kral Katili Uranüs hakkında bilmediği çok şey vardı. Reenkarnasyon çok gizemli bir şeydi ve 6 Milyon Ruha sahip olan birinin sadece bir kaç yeteneğe sahip olması sadece bir şaka olabilirdi. Artık 18 yaşına girdiğinde Reenkarnasyonun kısıtlaması devreye girmişti.

"Eğer Türk Kanımı uyandırabilseydim Yaşam ve Ölüm enerjisini tamamen kontrol edebilir ve oluşturabilirdim. O zaman..... Zaheer'i yeniden canlandırabilir miydim?"

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin