Bölüm 72 Ve 73: Orion'un Geçmişi

928 108 8
                                    

Kai ve arkadaşları dersten ayrılırken Reina'nın arkadaşları Reina'yı revire götürdü. Reina revire gelene kadar 'İmkansız' diyerek sayıklamıştı. Güç üzerinde böyle bir iktidarlık ancak böyle sona erebilirdi. Reina diğerleri gibi değildi ve yıllardır yaşıtları üzerinde zirvedeydi. Arkadaşları bu duruma karşı çok üzülmüşlerdi.

Aslında 2. Bölgedeki insanlar kötü değildi. Sadece fazla kibirlilerdi. Arkadaşları onlar için her şeyden önemliydi. O canavarla dövüşmesinin sebebi arkadaşlarının intikamını almak istemesiydi fakat kontrolünü kaybetmişti. Bu yüzden de kendi dostlarına bile zarar vermişti. Kontrolü olmayan gücü kendisiyle çelişmesine sebep olmuştu.

"Lanet olsun!!" arkaşları öfkeyle yumruklarını sıkmıştı. Güçsüzlükleri yüzünden Reina bu kadar kötü yaralanmıştı ve onlar sadece onu revire getirmişti. Ne kadar acınasılar. Bir avuç ayak takımı. Kesinlikle Kai'ın gözünde böylelerdi. Böyle olacak kadar zayıf olduklarını biliyorlardı.

Reina'nın arkadaşları onu revire hızlıca getirip bir yatağın üzerine yerleştirmişlerdi. Şifacı da bir anda önlerinde belirip Reina'yı kontrol etmeye başlamıştı. Sarı saçları ve simsiyah gözleri vardı. Kemiksi yüzü onu bir yıldız oyuncu gibi gösteriyordu. Çekici ve karizmatik. Yüzündeki hafif gülümseme de onun okulun öğretmenlerinin kalbini çalan ünlü baş şifacı olduğunu kanıtlıyordu.

Tabi ki de okulun şifacısı da öğretmenler kadar güçlüydü. Bu yüzden çocuklar onun gelişini fark edememişlerdi.

"Yüzünde bir kaç kırık var. Kaşı ve dudakları da patlamış. Bir kaç zedelenme ve çürük. Reina... Anlıyorum. Okula yeni gelen kral katili değil mi? "

Çocuklar kafa karışıklığı içinde birbirine baktı. Bu durumu gören şifacı kendi kendine güldü. Onların gerçekten Kai'ı tanımamaları komikti.

Bu neredeyse kendisini tanımamak kadar... Hayır, Kai henüz o kadar ünlü değildi.

Bir yandan Reina'nın tedavisine başlarken bir yandan da onlara anlattı. Kral katilini ve geçmişlerini. Hayatlarını ve onlardan bazılarının yaptıklarını. Şüphesiz her biri harikaydı.

"Kai buraya geldiği anda yenilmek kaderinde vardı. Reina'nın ne kadar yetenekli olduğunu biliyorum. Kalkanını ve Michael'ın ona üvey babalık yaptığını da. Yine de kral katilleri tabuları hiçe sayan kişilerdir. Onlar her zaman acımasız olmuştur. Ve her zaman aynı kaderi paylaştılar. Yine de hiçbiri geçmiş hayatlarından ders almadı ve önlerine bakmaya devam ettiler. Sadece gerçek dahiler onlarla mücadele edebilecek yeteneğe sahiptir. "

Reina'nın arkadaşları bu sözlerle dondu. Söyleyecek bir şeyleri yoktu. Hadlerine miydi ki? Onlar o gerçek dahilerden değillerdi. Bir avuç zavallıydılar.

Kendilerine karşı böyle acımasız sözler söyleseler de bunu baş şifacı ya aktarmadılar. Yine de baş şifacı her şeyi anlamış gibiydi.

"Arkadaşınız iyi olacak merak etmeyin. Siz derslerinize geçebilirsiniz?" dedi şifacı. Gençler ilk başta biraz tereddütlü olsalar da tereddütleri çabucak sona erdi ve hepsi odadan dışarı çıktı. Ama kapının başından ayrılmadılar ve duvara dayandılar. Hepsi yere bakıyordu. Bir kaçı dizlerinin üzerine düşerken vücutlarında korkutucu bir aura yayılıyordu. Öfkeli. Bu sadece öfkeli denerek anlatılabilirdi. Vücutlarında yayılan öfkeden dolayı aralarından bazıları gelişimleri ilerleyebilirdi fakat bu görmezden gelinebilir bir ilerlemeydi. Ama şu an bunu umursayacak durumda değillerdi. Aralarından biri tam kapının önündeydi. Dizlerinin üzerine düşerken güçsüzlüğüne lanet ediyordu. Hep lanet okumuştu. Hep bu küfürleri edecekti. Hep kendinden nefret edecekti. Kendisi yarım adım yeşil yıldırımdı fakat yine de güçsüzdü. Reina'yı yenemiyorsa Kai karşısında hiç şansı yoktu. Nasıl ilerlemeyi başaracaktı?

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin