Bölüm 172: 6 Milyon Veda

472 70 14
                                    

O gece sessizlik Atlantia'ya hüküm sürmüştü. Şu an da aslında surlar çok boştu. Herkes bir yakınının yanına gitmişti ve artık herkesin aklında farklı planlar vardı. 5. Liderden güçlü 4 kişinin daha var olması onları korkutuyordu. Ve bu korku anlamsız yere de değildi. Kim olsa onlar gibi hissederdi. İnsanlar ölümden sonra ne olacağını bilmese bile.... Bu hayata körü körüne bağlanmıştı.

O sırada gecenin karanlığında bir gaz lambasının altında iki kişi bir satranç tahtasının iki ucuna geçmişti. Bir çok kişi acı içinde olsa bile onlar pek rahattı ve çok sevdikleri biri ölmemişti.

John'un yeşil saçları rüzgarda savrulacak kadar uzamıştı. O genelde bu kadar uzatmasa bile bu sefer içine böyle bir his doğmuştu. Karşısında Summer vardı. İki arkadaş satranç oynarken bazen John'un kahkaları gecenin sessizliğini bozuyordu. Summer ise onu dinlerken sakin bir gülümsemeye sahipti. Sanki bir Bilge gibiydi.

"Hadi ama Summer bundan daha iyisini yapabileceğini biliyorum."

Summer John tarafından mağlup ediliyordu ve bu da John'u mutlu ediyordu. Kim böyle bir durumda mutlu olmazdı ki?

"Neden hala ısrarcısın?"

John bir an titredi. Fakat ardından yüzünde yeniden bir gülümseme oluştu ve Summer'ı bakarak konuştu.

"Sen ne saçmalıyorsun? Sadece daha iyi oynamanı istiyorum."

John normalde soğuk kanlı birisi olsa da Summer'ın yanında uysal bir kedi gibiydi. Her zaman gülerdi. Burada başka birisi olsaydı bu sahne karşısında gözlerinin irilemesine engel olamazdı. Ama.... Normal bir zamanda bile John'a bakan gözler bu şekildeydi zaten. John'un garip davranışına anlam veremiyorlardı.

"Kendini kandırmaya devam mı etmek istiyorsun?"

Summer bu sözleri söylerken ayağa kalkmıştı. John ise hiç bir şey olmamış gibi yapmaya devam ediyordu. Summer'ı görmezden geliyordu.

"John Dramer. Sen... Kim olduğunu hatırlamaya başladın değil mi?"

Summer konuşurken özellikle Dramer'i vurgulamıştı. Özellikle John'un nereden geldiğini vurgulamıştı. John'un her şeyin farkında olduğunu biliyordu.

"Ben hiç bir şey hatırlamıyorum Summer. Şimdi lütfen yerine geç ve oyuna devam et."

John emir verir gibi konuşsa bile sözleri bir emirdan ziyade yalvarırcasına çıkmıştı. Summer'ın yüzünde tatlı bir gülümseme belirdi ve John'un yanağını çekti. John ise hiç de kızmış görünmüyordu. Hatta biraz kızarmıştı.

"Hadi ama emirlere bak. Hahaha küçük kardeş büyümüş de abisine emir veriyor."

Ardından Summer kendi taburesini çekti ve John'un yanına oturdu. Elini satranç taşlarına atmaya başlamıştı.

"Biliyor musun sen doğduğunda ben çok korkak ve tırsaktım. O zamanlar bazı insanlar benim Avcıların ana ailesinden geldiğime inanmazdı. Sen doğduğunda değişmek istedim. En azından o zamanlar öyle düşünmüştüm."

Summer elini salladı ve parmakları ile teker teker satranç taşları devirmeye başladı. John duymak istemiyordu. Kulaklarını tıkamıştı ama Summer'ın sesi hala hiçbir şey değişmemiş gibi gelmeye devam ediyordu.

" Biliyorsun Michael çok uğraştı. Senin daha normal görünmen için uğraştı. Ne de olsa akademide deli gibi görünüyordun. Bazen boş yerlere öylece bakar dururdun."

Summer son taşı da devirdi. John'un gözleri sulanmıştı ve duymak istemiyordu. Eskisi gibi devam etsin istiyordu.

'Hayır!'

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin