Bölüm 187: Fenrir'in Laneti

387 57 7
                                    

Atlantia tamamen savaşa hazırlanır bir duruma dönüştü. Zaman tükenmiş, gitme zamanı gelmişti. Herkesin tek bir hedefi vardı o da evdi.

Bir çok kişinin yaraları iyileşmişti ve kalanlarının da yaraları yeterince iyileşmişti. Çok ağır yaralı olanların grubunda ise yeterince güçlü kişiler önderlik ediyordu. Zaten onları engelleyebilecek kişiler Kai ve diğerlerini engellemek isteyecek, istemeseler de zaten onların saldırısı altında kalacaktı.

Kai'ın boynuzlarını kırılmasından, Ustasının boyunuzunu kullanmak için seçtiği yoldan ve bir kaç belirli sebepten dolayı iyileşme hızı yavaşlamıştı. Yine de 3 Ay bir çok şey için yeterli bir süreydi. Kolu dışında bütün bedensel yaraları iyileşmişti. Ama buna rağmen içten içe endişeliydi. Sadece evine dönmek 5 yıl önceki o güzel yatağında uzun bir süre uyumak istiyordu. Çocukça bir amaç için çıktığı bu yolculuk bir pişmanlıktan ibaretti artık.

Ne yazık ki geri alınamayan şeyler vardı. Ve düzeltemeyeceği şeyler. Geçmişi değiştiremeyebilirdi fakat gelecek için elinden geleni yapmak zorundaydı.

Onun yanında onun kadar endişeli bir başkası da duruyordu. Bu kahverengi saçlı biriydi. Kıyafetleri ağaçların arasında rahat bir şekilde dolaşabilmesi yeterince rahattı. Belinde bir kılıç asılıydı. Ellerini birbirine kenetlemiş durmadan düşünüyordu. Gerçekten onlar herkesi koruması gereken kişiler oldukları için tedirgindiler. Özellikle karşılaştıkları kişi bir strateji uzmanıyken. Bu her an her şeyin değişmesine sebebiyet verebilecek biriydi.

Onların her zaman kaba kuvvete başvurması da sorunu daha büyük kılıyordu.

"Hey! Hey! Bu kadar endişelenmeyin biraderlerim. Planımız yeterince iyi ve biz onlardan daha güçlüyüz. Üstünlük elimizde. Onlar farkına bile varamadan saldırıya geçmiş olacağız."

Yakından sakin ve rahat bir ses duyulurken Kai ve Jack başlarını kaldırdı ve onlara doğru gelen sarı saçlı gence baktılar. Yüzünde bütün Atlantia'da kimse de olamayacak bir gülümseme vardı. Kendine mutlak bir özgüveni ve sıradan bir Katanası vardı. Kararlılığı herkesten daha fazlaydı. Açıkçası onu anlamak baya zordu.

"Onlar geldiğimizin farkında ama."

Kai terslemek istemese bile Kevın'ın yüzü seğirmişti. Gerçekten karşısında ki ikili ne kadar da somurtkandı?

"Ha? Ne önemi var?! Boşver gitsin. Direk delip geçeceğiz. Karşılık bile vermeyecekler! Birde Jack senin sağ gözün neden yeşil şu an. Yeşim Gözünde değişimler mi oluyor?"

Konudan konuya atlama Becerisi en üst seviyedeydi. Açıkça ' Önceki konu gereksiz yeni şeyler hakkında konuşalım.' diyor gibiydi.

Jack elini istemsizce sağ gözüne götürdü. Biraz düşündükten sonra başını iki yana salladı.

" Bilmiyorum. Daha hiç denemedim. Bir değişiklik var mı emin değilim."

3 Ay içinde Jack'in gözü kendi kendine değişikliğe uğramış ve göz bebeği yeşil olmuştu. Bir gözünün yeşil bir gözünün kahverengi olması zaten çok dikkat çekici bir özellikti. Bu yüzden Kevın'ın bunu sorması garip değildi.

Kai Sirius'u eline almış bilemeye başlamıştı. Kevın da Jack ve Kai'ın arasına oturmuş bir ona bir diğerine bakıyordu. En sonunda ikisinin depresif durumuna dayanamayınca kollarını uzattı ve onları kendine doğru çekti. Onlar ne olduğunu anlamaya çalışırken Kevın gülüyordu.

"Bu kadar depresif olmayın. Beni korkutuyorsunuz. Haha yakında olacakları hatırlayın ve neşelenin!"

"Biz... Eve dönüyoruz!"

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin