Bölüm 63 Ve 64: Karanlık Diyar

1K 117 6
                                    

Yukarıdaki resim Raiya'nın kılıcı İgnis tir. Bu seferlik böyle oldu. İyi okumalar.

Gray ona seslenilmesi ile Michael'a döndü. Döndü ama yüzündeki ifade bomboştu. Sanki hiç bir şey hatırlamıyor gibiydi. Michael'ın yüzüne bakınca kaşlarını çattı.

"Eski bir arkadaşıma ne kadar benziyorsun." dedi. Sesi boğuk ve sessizdi. Uzun süre susuz kalmış birinin sesiydi. Enerjisiz ve yorgun Gray Michael'a bakarken Michael'ın gözlerinin içi titredi. Onu tanımamıştı. Uzun zaman geçtiği için değildi. Michael çok değiştiği içindi.

O zamanlar genç ve yakışıklı birisiydi. Gray onun lanetlenişine tanık olmadı. Gray Michael'ın bakışlarında ki hüznü fark etti. Michael'ın kırgınlığı Gray'in ifadesinin biraz daha yumuşamasına sebep oldu.

"Neden böyle bakıyorsun? Yanlış bir şey mi söyledim. Eğer yanlış bir şey söy-" Daha Gray dediklerini tamamlayamadan iki kol tarafından kavrandı. Michael'ın gözyaşları Gray'in omzuna düşerken Gray ne olduğunu anlamamış bir şekilde duruyordu. İstemsizce o da Michael'a sarılmıştı. Yüzünde hiç bir şey anlamadığını ifade eden o bakış sürerken kendisi de özlem duygusunun kalbinin derinliklerinden uyanışa geçtiğini yeni fark ediyordu.

Neler olduğunu anlayamadı. Tanımadığı birisini nasıl bu kadar özlemişti. Onu kurtardıklarını biliyordu fakat o gerçekten bir yabancıydı ve ona karşı böyle garip duygular hissetmesi tehlikeli olabilirdi.

"Sen beni tanıyamadım ama kalbin tanıdı. Ne kadar sen ruh yolundan devam ediyor olsan da kalbin hala beni hatırlayacak kadar güçlü ağabey. Sana böyle hitap etmemi söylemiştin değil mi? Ne de olsa benden 200 yıl büyüksün."dedi Michael. Michael'ın yüzündeki gülümseme son 200 senedir sadece bir kere ortaya çıkmıştı. O zamandan beri 2. kez bu kadar mutluydu.

Gray duydukları ile şok geçirmişti. Bu sefer gözleri gerçekten yaşarmaya başlamıştı. Anıları canlandı. Savaş ve her şey. Michael'ın çılgınlığını ve potansiyelini uyandırdığı zamanı hatırladı. Ustasının son kez duyduğu zamanı hatırladı. O patlamada Michael da yok olmuş olmalıydı.

" Michael... S-sen yaşıyorsun. A-ama nasıl?" Michael'ın yüzünde hüzünlü bir ifade ortaya çıktı ve Gray'e sarılmayı bıraktı.

"Ustam kendini feda etti. Merak etme birazdan her şeyi konuşacağız. Şimdi sana bu 2 genci tanıtayım."

Michael'ın beyni uyuşmuş olmalı ki son 200 yıldır bir kılıcın içerisinde aç ve susuz, daha önemlisi yalnız bir şekilde yaşayan birini önce dışarı çıkarmıyor. Bunun yerine muhtelemen hiç muhatap olmayacağı 2 genci tanıtıyordu.

Michael elleri ile Kai ve Boyd'u gösterdi. O sırada da Gray elleri ile saçlarına baktı. Saçları eskiden kahverengiydi. Şimdi ise 7 Boyutun Cehennem kılıcı saç rengini emmişti. Sadece saç rengini emdiği için dua etmeliydi fakat renksiz bir saça sahip olduğu için küfür ediyordu.

"Kahverengi saçlı olan senin içine girdiği 7 Boyutun Cehennem Kılıcının şimdiki sahibi. 1. sınıfların 1. Bölge Turnuvasında 2. oldu ."

"Bu sarı saçlı olan ise çok daha özel. Onun kim olduğunu tahmin edebilir misin?" Gray Kai'a biraz baktıysa da onu tam olarak tanıyabilmiş değildi.

"Emin değilim..... Uranüs'ün çocuklarına benziyor. Aynı zamanda Poseidon'a da benziyor. Ne bu onun torunu falan mı?" Michael bir anlık Gray'in Poseidon'u görmesine şaşırsa da bakışları geri Kai'a kaydı. Kalbinde bir kıskançlık belirdi. Gray o yıllarda 6. basamağa geçebilecek bir dahiydi fakat bu Poseidon'un önünde önemli miydi? Poseidon'un dikkatini çekmesini sağlayan gerçek neden neydi?

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin