Bölüm 33: 1. Bölge Turnuvası (6)

970 129 4
                                    

Michael yine sahaya çıkarken seyirciler 'acaba bu sefer hangi olağanüstü olaya şahit olacağız' diye düşünüyordu.

"13. dövüş..." Son dövüşe kadar dövüşenlerin hepsi. Zirvenin zirvesiydi. Katılımcılarse daha mutluydu. İlk 16'ya kalanların çoğu çok güçlüydü. Zayıf olanları görmek onları mutlu etmişti. Bu sayede çeyrek finallere kalma ihtimalleri olabilirdi.

"16. dövüş. İlk 32'nin son dövüşü olacak. Bu dövüşten sonra ki ilk 16 dövüşü. Bir hafta sonra gerçekleşecek ." seyirciler üzülürken bir hafta sonrayı nasıl bekleyeceklerini düşünenler bile vardı.

Elbette sadece 1. sınıflar. Yüksek sınıflar için bu seviyede dövüşler saçmalıktan başka bir şey değildi. Sıradan insanların ulaşabileceği güç seviyeleriydi bunlar. Sadece potansiyelli kişileri tanıyıp onlarla arkadaş olmaya çalışabilirler mi diyerek turnuvayı izlemeye gelen kişiler vardı.

Bazı Akademi içindeki topluluklar bu şekilde dahileri birleştirip bir birlik de kuruyordu.

"16. dövüş, Raiya VS Tsukaba" dedi Michael. Katılımcılar arasında sadece kazananlar ve geride kalmıştı. Yeni rakiplerinin dövüş şeklini görüp ona karşı hazırlanmak istiyorlardı.

"Adaletle Savaşın." Michael'ın sözleriyle iki tarafta birbirine saldırıya geçerken Tsukaba'nın gözleri anında belli oldu ve yarım adım mavi yıldırım olduğunu gözler önüne serdi. Raiya ise gözlerini göstermemişti.

Toma hala baygın bir şekilde yatarken Kai onun yanına geldi.

"Fazla uzun süre baygın kaldın. Endişelenmeye başlayacaklar." Kai elini Toma'nın başına atarken kimse onları görmüyordu. Herkes dövüşe odaklanmıştı. Kai'ın zihin hırsızı olmasından şüphelenmemeleri için Kai böyle bir anı seçmişti.

Kai'ın göz bebeği kırmızı ışıkla parlarken sağ üstten heyecan duygusu göz bebeğine uzandı.

Kai Toma'nın zihnine girerken ani bir şok vererek onu uyandırdı. Aralarındaki fark çok fazla olduğu için zihin hırsızı yetenekleri oldukça yeterliydi. Aylarca Auron ile yaptığı çalışmalar boşuna değildi.

"Ah!"

Toma aniden uyandı. Nefes nefese etrafına bakmaya başlamıştı. Başını tuttu. Bir yandan elini etrafta dolaştırıyordu. Elini mızrağını bulmak için dolaştırıyordu.

"Ne? Neredeyim ben?"

"Maç bitti sen baygındın. O yüzden mızrağını sahada bıraktım." Toma diğerlerine bakarken hepsinin diğer maça odaklandığını gördü.

"Yani..... kaybettim?" Kai başını sallarken gerçekten onun için üzgündü. Kızın gücü yarım adımlarla kapışacak dereceydi aslında. Fakat bu Kai'ın önünde önemsiz bir güç seviyesiydi. Mavi yıldırıma değil de yeşil yıldırıma yarım adım atmış olsaydı bile bir şey fark eder miydi?

"Bu ilk 32'nin son maçı. İzlemek istersen arenada kalmayı seçebilirsin." Toma ayağa kalkarken bir an düşecek gibi oldu. O an Kai anında koluna girdi.

"Şimdilik böylesi daha iyi."

İkisi Zachery'nin yanına geçtiler. Zachery sadece bir bakış attı ve bakışlarını sahaya dönderdi.

"Nasıl gidiyor Zachery?" Zachery ona baktı. Elini umursamazca havada salladı.

"Bana Zack diyebilirsin. Ailem her zaman bana Zack diyerek seslenirdi. Tam adımı söylemen garip geliyor "

Ardından Zack sahayı gösterdi. Sahada kırmızı saçlı karizmatik bir çocukla Tsukaba adında sıradan görünümlü siyah saçlı uzun boylu bir çocuk vardı.

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin