Bölüm 26: 6 Yıllık Eğitim (1)

1K 129 12
                                    

Kai merdivenlerden çıkarken akademinin en üst katından dışarı çıktı.

Rüzgar yüzüne uğuldarken akademi bir dağın üstünde yer alıyordu. Çevrede dağlarla kaplıydı.

Akademinin belirli bir rengi olmasa da devasa büyüklükteydi. O kadar büyüktü ki bir taraftan bakınca diğer tarafı gözükmüyordu.

Ellerini bağlayıp rüzgarı seyrederken rüzgar bir anda şiddetlendi. Kai'ın arkasında bir siluet belirdi.

"Senin gücünü bilmiyorlar değil mi? Anlayamadılar. Güç derecesinin gerçek gücü belirlemediğini. Anlamadılar aslında senin mavi yıldırımın orta aşamasına kadar herkesi yenebileceğini. Eğer Kral modunu kullanırsan... Zirveleri bile yenebilirsin." Kai arkasanıa dönmeden dağlara bakarken konuşmaya başladı.

" Tahminimce en az 100 yıl yaşamışsınız. Büyük ihtimalle çok büyük bir dahiydiniz de. Hatta benden önce ki Kral Katillerini bile görmüş olabilirsiniz. Ama bir şeyi hala fark etmemişsiniz. Sizi aydınlatayım. Gerçek dahiler her zaman karanlıkta saklanır. Çünkü onlar öğrenilmek istemez. Ünlü olmak istemez. Sadece güçlenmek isterler. Her şeyden herkesten daha güçlü. "Kai arkasına dönerken Michael'e baktı. Bu adam zaten bunu biliyordu. Kai'dan çok önce, ondan çok daha hızlı gelişen dahilerle karşılaşmıştı. Yine de Kai'ın sözünü kesmedi. Bu çocuğun yolunu merak etti.

" O yüzden sizden izin istiyorum. Bir süreliğine meditasyonda olacağım. Kesinlikle beni uyandırmasınlar. Ölü olmadığımı bilmeniz için söylemiştim. 1. Bölge turnuvasına katılacağım. O zaman herkes her şeyi öğrenir. O zamana kadar kimseye bunun hakkında bir şey söylemeyin lütfen. " Michael başını sallarken Kai çıkış kapısına doğru ilerledi.

" Şimdi ne yapacaksın?"

Bu asla hatırlamak istemediği bir şeydi. Bunu bilmek istemedi. Ezra ona merhamet etmeyecekti. Nazik davranmayacaktı. Kai ağlamak istedi fakat ağlarsa Ezra onu daha kötü bir şekilde döverdi. Kai korkuyla yutkunurken Michael da onu duymuştu.

" Cehenneme gideceğim. "

                                ***

Kai direkt eve gelip yatağının üstünde bağdaş kurarken meditasyona başladı. Daha fazla kaçmanın anlamı yoktu. Bu onun iyiliği içindi.

Cehennemde uyanırken karşısında Ezra'yı gördü.

Bu arada gerçekten cehennemden bahsediyorum. Yanmış zeminin üzerinde lavların bir deniz gibi bölgeyi kapladığı bir bölgeydi. Kanatlı zebanilerin etrafta uçuştuğu ve çığlıkların dört bir yanda duyulabildiği bir yerdi. Lav denizinin ortasındaki bir adada duruyorlardı. Ezra'nın yüzünde bir kez daha alaycıl değil de ciddi bir ifade vardı.

"Neden dünya turnuvasını kazanmak istiyorsun?"

Kai bu soru karşısında sadece başını kaşıdı fakat Ezra ona şiddetle bakınca cevap vermek zorunda kaldı.

"İsmimi dünyaya duyurmak istiyorum. Ben insanları şaşırtmak ve harika birisi olduğumu göstermek istiyorum. Değerli biri olduğumu göstermek istiyorum." dedi Kai. Buna karşı Ezra sadece iç çekebilirdi. Ne bekliyordu ki? Sadece kısa bir süre önce Michael'a dahilerin güçlenmeye odaklandığını söylemişti fakat bunların hepsi daha büyük bir şöhret için miydi?

Kai yeterince yaşamamıştı. Ezra bunu anladı. Kai'ı yaşayacağı şeylere dayanacak şekilde eğitmek için hazırlanmalıydı. Onu korumalıydı.

"Bu yılki dünya turnuvasına bütün sınıflar katılacaklar. Herkes orada olacak. Her ülkeden neredeyse bütün öğrenciler. Sizi farklı bir bölgeye gönderecekler fakat ölünce akademinizde yeniden doğacaksınız ve kaybetmiş sayılacaksınız. O dünyaya girdikten sonra ne yaptığınız önemli değil tek önemli olan hayatta kalmak ve takımınızla buluşmak. Takımınız evinizde ki insanlar olacak. Takımdakilerle bululduktan sonra ise aynı akademide olduğun kişileri bulman lazım. Akademi olarak birinci olunacak. Bireysel bir yarış değil, grup yarışı. Siz de vahşi doğada hayatta kalmaya çalışırken çok hızlı bir şekilde güçleneceksiniz. Herkes sizden güçlü olacak. O yüzden de böyle bir turnuvada en çabuk ölecek olanlar 1. sınıflar olacak. Yani siz. "

KAİ LANE: BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin