40

232 20 25
                                    

Serkan : o zaman bir an önce bu odadan çıkalım. Şundan kurtulmak istiyorum hemen...

Serkan değneğine tutunarak odadan çıkarak aynı koridordaki spor odasına geçmişti. Eylül de peşindeydi ama özellikle biraz uzak duruyordu. Bu kadın bir yabancıydı ve daha az önce basına malzeme vermeme konusundan bir anlaşmaya varmışlardı...

Eylül de yürüyüş bandına binmeye karar verdi ve onlar işlerini hallederken hem Serkan'ın yanında oluyor hem de mesafesini koruyordu, bir arkadaş gibi...

On dakika sonra Eylül yorulmuştu bile, Serkan ise alçıdan kurtulmuş, egzersizlerine başlamıştı bile...

Kadın : nasıl gidiyor? Acı var mı?

Serkan : ilk günkü gibi ağrıyor

Kadın : biliyorum ama git gide rahatlayacak, güvenin bana. Ne kadar çok üstüne gidersek, eskiye dönmek o kadar kolaylaşacak.

Serkan : tamam... Eylül, sen de bisiklete bin istersen, yoruldun sanki biraz...

Eylül'ün gözleri büyümüştü, Serkan bir yandan egzersiz yaparken bir yandan da onu mu takip ediyordu?

Eylül bir şey söylemeden yürüyüş bandından inip bisiklete bindi. Bu daha kolaydı, yattığı yerden Serkan'ın ona göz kırptığını farketti. O da gülümseyerek karşılık verdi...

Serkan : ah!

Kadın : özür dilerim, hazır değilsiniz sanırım, bu hareketi haftaya deneriz.

Serkan : bence de...

Yarım saat sonra Eylül spor yapıcam diye ter içinde kalmış, Serkansa yorulmuştu...

Serkan : bugünlük yeter mi? Ağrım arttı..

Kadın : tabii sorun değil. Her gün yapmamız gerekiyor ama. Yarın yine aynı saat uygun mu?

Serkan : uygun...

Kadın toparlanıp çıkarken Serkan, Eylül'ü yanına çağırmıştı, Eylül de hemen bisikletten inip Serkan'ın yanına oturmuştu...

Serkan : yoruldun sanki...

Eylül : yoo... daha yorulmadım, yaparım, söylesene hangisini yapıyım?

Serkan : sakin ol bücürük, bence bugünlük ikimiz için de yeter. Hem burada daha çok zaman geçireceğiz gibi görünüyor.

Serkan, Eylül'e yaklaştığında Eylül hemen yerinden kalkıp uzaklaşmıştı...

Serkan : ne oldu?

Eylül : önce duş almam lazım... çok terledim.

Serkan, Eylül'ün elinden tutup yeniden oturduğu yere çekmişti.

Serkan : yani? Ben de sürekli spor yaptığım için terliyorum. Her an senden kaçayım mı?

Eylül gülmüştü... yüzünü t-shirtüne silip Serkan'ı öptü ve odadan çıktı, bir yandan da Serkan'ı bekliyordu...

Serkan : ne?

Eylül : duş alıcam ama önce bana evi gezdir, hangi odalarda kalabileceğimi göster.

Serkan : hepsinde... ama gel, gezelim de kendi odanı kendin seç...

Eylül, Serkan'ın koluna girmiş yürümesine yardım ediyordu...Serkan ona bütün odaları gezdirmiş, en son yine kendi odasının yanındaki odayı göstermişti...

Serkan : ve de burası var, bence gösterdiklerimden daha güzel ve büyük. Tabii istersen benim odam da müsait...

Eylül kahkaha attı...

Eylül : bugün daha ilişkimizdeki ilk günümüz ve bana şimdiden birlikte yatmaktan mı bahsediyorsun?

Serkan da güldü...

Serkan : odaları değiştiririz diye düşünmüştüm ama o da hiç kötü bir fikir değilmiş... kusura bakma, içinden geldiğin gibi davran demiştin, öyle yapıyorum...

Eylül gülüp Serkan'ın yanağına bir öpücük bıraktı.

Eylül : tamam ben bu odada kalıyorum o zaman... arada canım sıkılırsa seninkine de gelirim belki...

Serkan sırıttı...

Serkan : gel...

Eylül : ben duş alacağım o zaman. Bugün kalıyım, yarın da eşyalarımı toplamak için eve giderim.

Serkan: yeni kıyafetler sipariş edersin?

Eylül : iyi ama işe de gitmem gerekicek. Ayrıca ev arkadaşlarımla da vedalaşmak istiyorum.

Serkan : tamam ama sonraki gün benimlesin...

Eylül : muhtemelen, eğer son dakika bir iş çıkmazsa...

Serkan : böyle söylüyorum çünkü o gün seni bir yere götüreceğim, benimle olman lazım...

Eylül : alçın çıkar çıkmaz dışarıda gezme planları mı yapıyorsun?

Serkan sırıttı...

Serkan : sayılır... bizim takımın hazırlık maçına götüreceğim seni...

Eylül : öyle mi?

Serkan : hoşuna gider sanmıştım ama gitmez mi?

Eylül : gider gitmesine de senin oynamadığın maçlar pek ilgimi çekmiyor doğruyu söylemek gerekirse... bu halde de oynayamayacağına göre...

Serkan kahkaha atmıştı...

Serkan : ama bence bu maç ilgini çekecek...

Eylül gülümsemişti...

Eylül : neler geçiyor senin aklından?

Serkan : hiç...

Eylül : var var... gülmemek için zor tutuyorsun kendini, bir şeyler var aklında, tanıyorum ben seni...

Serkan : o zaman bekle de gör diyorum bücürük...

Eylül : oyalama beni, ben artık duşa giriyorum.

Serkan gülüp kafasını salladı...

Serkan : tamam, peki aç mısın?

Eylül hızla kafasını salladı...

Serkan : Ayşen'e söylüyorum o zaman...

Eylül : umarım senin otlarından bana da yedirmeye çalışmaz, çünkü yemem...

Serkan güldü...

Serkan : merak etme, seni asla aç bırakmam...

Eylül gülüp odasına yani artık zengin sevgilisinin evinde kalacağı yeni odaya çekildi. Geçen sefer kaldığında da buraya bayılmıştı zaten... sadece bir ay olmuştu ama üzerinden çok zaman geçmiş gibiydi. O zamanlar Serkan'dan bunları duymak hayalden bile öteydi, imkansızdı...

"İmkansız diye bir şey yok bücürük" demişti... gerçekten yokmuş dedi kendi kendine ve gülerek banyoya ilerledi...

Böyle minnoş minnoş ilerleyeceğiz. Dün hikayeyi ilk yazmaya karar verdiğimde aklımda olan şeyler yazmaya başladım. Nasıl ilerleyecek bilmiyorum 🙊 neyse, daha çok var o günlere 🤪

Geçmişin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin