110

205 19 27
                                    

Eylül, kızları uğurlayıp çalışma odasından çıkmış ve mutlu bir şekilde Serkan'ın yanına gelip o ağırlık kaldırmaya çalışırken omzuna bir öpücük bırakmıştı...

Serkan: nasıl gitti? Yine bulamadıysan hiç üzülme, daha birkaç yerle daha görüşebilirim istersen...

Eylül: hayır gerek yok, ben dadımızı buldum.

Serkan elindekini bırakıp havlusuyla açıktaki her yerini sildikten sonra Eylül'e baktı...

Serkan: ciddi misin? Sevindim...

Eylül: kız çok tatlı, yani en azından şimdilik öyle düşünüyorum.

Serkan: tatlı dediğin çirkin galiba

Eylül: yoo, aslında çok güzel kız. Ama konuşması, davranışları falan hoştu, içime sindi yani. Yatılı kalabilirmiş, sevgilisi yok ve seyahat etmeye uygunmuş. Daha önce bir yaş farkları olan iki kardeşe bakmış. Ve önceki aile onu sadece duruşu yüzünden istememiş. Yanlarında dolaşırken yeterince iyi görünmüyormuş... ama çok sinirlendim o aileye, yani o zaman o çırpı bacaklılardan alacaklardı işe... neyse sonuç olarak bizim için aranan dadı bulundu...

Serkan: iyi bari... o zaman geriye isim mevzusu kaldı. Ne düşünüyorsun bakalım?

Eylül: Öykü ile Masal?

Serkan: sıradan...

Eylül: Eda, Seda ?

Serkan: isimleri çok yakın, çok kolay karıştırılır

Eylül: e ama sen de hiçbirini beğenmiyorsun. Aklımda bir de Deren ile Beren vardı ama belli ki sen onları da beğenmeyeceksin

Serkan: hayır...

Eylül: o zaman sen bir seçenek sun...

Serkan: başka hiç yok mu aklında?

Eylül: Mira ve Hira?

Serkan: aynı şey... isimler birbirine çok yakın olmasın. Ayrıca uyumlu olmak zorunda da değil.

Eylül: uyumlu olsun... ikiz onlar.

Eylül tatlılıkla konuşup karnını severken Serkan da gülümsedi..

Eylül:  hadi sen de aklındakileri söyle, illa ki düşündüğünü biliyorum. Gizli gizli isimler sözlüğünü karıştırıyorsun çünkü

Serkan: madem uyumlu olacak, o zaman Beste ve Ezgi nasıl?

Eylül: Beste mi? Ay kalsın. Küçükken beni deli ederdi Beste. Yok, kızıma Beste ismi koymam ben...

Serkan: yok artık Eylül, kaç senelik mesele...

Eylül: bana ne... sürekli o kızı hatırladım, olmaz... hem sen beğenmiyorsun benim bulduklarımı, ben de bunu beğenmedim işte

Serkan: tam bir fikir daha var aklımda... Nehir ile Irmak? Nasıl?

Eylül durup düşündü biraz... aslında hoştu.

Eylül: Nehir... Irmak. Kulağa hoş geliyor. Ben sevdim.

Serkan: ben de. Sanırım aylar sonra bir karara varabildik bücürük, ne dersin?

Eylül: evet.. öyle görünüyor.

Serkan da elini Eylül'ün karnına bıraktı ve tekme bekledi. Çok geçmeden hissetmişti...

Geçmişin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin