Eylül bir süre yalnız kalmak istediğini söyleyip balkona çıkmıştı. Reddedilmişti...O zaman neden evlenmişlerdi ki? Ne anlamı vardı bütün bu lüks balayı odasının, bu romantik şehrin ve balayı tatilinin? Eylül bu anı tam da burada yaşamak istemiş, o yüzden dün gece ona teklif bile etmemişti. Ve şimdi, bu güzel şehirde, hayallerinin şehrinde sevdiği adam tarafından reddedilmişti...
Ama Serkan'ın az önce söyledikleri ona göre çok mantıksızdı. O Serkan'dan başka kimseyi sevemezdi ki. Bunca zaman o çocuk kalbiyle bile aşkından vazgeçmemişti ki bu aşktan, birbirlerini hiç görmeden de sevmeye devam etmişti, bu hep böyle gidecekti. Kalbi duracak olsa bile Serkan'ı sevmeye devam edecekti. Onu unutamazdı ama Serkan ısrarla başka bir adamdan, başka bir evlilikten söz ediyordu... böyle bir şey mümkün olamazdı!
Eylül bir hışımla içeri girip, Serkan'ın az önce açtığı bavulu eğilip geri kapadı ve dik bir konuma getirdi.
Serkan : ne oldu Eylül?
Eylül : ben eve dönmek istiyorum
Serkan : ne?! Neden?
Eylül : istemiyorum işte, beklediğim gibi değilmiş...
Serkan : nasıl yani?
Eylül : ben buraya ne hayallerle geldim Serkan! Seninle romantik birkaç gün geçirecektik, gezip gülüp eğlenecektik, her normal balayı çiftinin yaptığı gibi. Sen bunları söyleyip beni ağlat diye gelmedim ben buraya. Zaten böyle olacağını bilseydim hiç gelmezdim.
Serkan : Eylül biz zaten eğleniyoruz, bak öğlenimiz nasıl da güzeldi
Eylül : evet güzeldi ve bitti... şimdi dünyanın en güzel şehrinde ağlıyorum ve bu şehir hep bu kötü sözlerini, beni reddedişini hatırlatacak bana. Sevmedim ben burayı, bu yüzden eve gitmek istiyorum. İlk uçakla beni eve götür. En azından orada surat yaparsın bana...
Serkan Eylül'ü kendine çekip sarılmıştı. Neden böyle olmak zorundaydı ki? Onu güldürmek, mutlu etmek isterken sürekli ağlatıyordu, güldüğü anlar çok nadirdi, özellikle son bir haftadır...
Serkan : hayır Eylül gitmeyeceğiz... son günümüze kadar buradayız. Başka şehirlere de gideceğiz tabii, bu ülkeden gitmeyeceğiz demeye çalışmıştım...
Eylül : ama hiç sevmedim ben
Serkan sırıttı...
Serkan : yalan söyleme, bayıldın
Eylül : evet ama kötü bir anısı var artık bende. Çok sevdiğim kocamın beni balayı diye kandırıp sonra da reddedişi... belki de kocam aslında bahanelere sığınıp beni arzulamadığını gizlemeye çalışıyordur, ne de olsa bunu söyleyemeyecek kadar naziktir...güzel taktikmiş...
Serkan : ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin?
Eylül : tabii ki! Düşününce son günlerini geçirmek istediğin insan benim gibi biri olmamalı zaten, sen de haklısın... hayatında tek bir bile kadına dokunmadın, o da ben olmamalıyım...
Serkan : madem ağzından çıkanı kulağın duyuyor, o zaman tüm bunların saçmalık olduğunu söylemek zorundayım. Sana sebebini açıkladım Eylül. Ayrıca daha da bağlanmak çok da iyi bir fikir değil... sonuçta romantik bir dram filmi çekmiyoruz biz burada, ölüm döşeğinde olan bir adam bir kadının vücudunun peşine düşmez. Gerçekte ölmeden önce sadece şeyi yoluna koymaya çalışır...
Eylül : sadece fazla ahlaklı düşünüyorsundur belki de.
Serkan : o bende yok işte...
Eylül : peki başka bir adamla birlikte olmak isteyeceğimi nasıl düşünürsün? Madem bunu düşündün neden evlendin ki benimle? Şimdiden bıraksaydın beni başka adamların kollarına... Ben Berke ile konuştum diye kendine içkiye vuran adam bana bunları nasıl söyler? Sen dayanabiliyor musun bu söylediğine? Dayanabiliyorsan eğer, yeterince sevmiyorsun demektir...
Serkan : dayanabildiğimi söylemedim. Sadece en doğrusunun bu olduğunu söyledim.
Eylül : sence öyle olabilir, bence değil. Ve benim fikrimi almıyorsun bile...
Serkan : evet almıyorum, ne düşündüğünü biliyorum çünkü. Ama düşündüğün gibi olmuyor Eylül, ölenle ölünmüyor, bir süre sonra sen de hayatına devam edeceksin, bense hayatında güzel bir anı olarak kalacağım.
Eylül : durum tam tersi olsaydı ve eğer sen hayatına devam edip benden başka bir kadını sevseydin ahım sürekli üzerinde olurdu... düşüncesi bile korkunç, benden başkasını sevemezsin sen...
Serkan güldü ve onu kucağına çekip saçlarını tek tek yüzünden çekerek kulağının arkasına sıkıştırdı...
Eylül : gülme, ben çok ciddiyim. Hayata devam etmeni istemezdim açıkçası. Beni hatırla isterdim, sadece beni sev..
Serkan : son nefesime kadar
Eylül : aslında bu pek yeterli değil...
Serkan gülümsedi...
Eylül : bak Serkan, benim için bir başkası olmadı, olmayacak. Sen yokken de olmadı, varken hiç olmaz. Bu yüzden bu saçma düşünceleri at aklından. Ya bu gezi gerçekten balayımız olur ya da ben giderim Serkan. Alırım bavulumu, bana verdiğin kartla biletimi alır eve dön-...
Eylül'ü susturan Serkan'ın dudakları olmuştu.